Yapılan yoğun baskılar sonucu İYİ Parti’den kovulmak üzereyken istifa etmek zorunda kalmıştı.

Uzun süre sessiz kalan Çerkez bölücüsü Hasan Seymen son olarak Twitter'da 'Ankara Kuşu" isimli hesabı yönettiği belirlenen ve "FETÖ propagandası" yaptığı için tutuklanan Oktay Yaşar’ın avukatı olarak ortaya çıktı.

OĞUZHAN TÜRK’TEN TOKAT GİBİ CEVAP

Çerkez bölücülüğü yaptığı için haberlerini yaptığımız Hasan Seymen Habererk’i mahkemeye vermiş bunu da haberleştirmiştik.

Seymen sosyal medya hesabından “Haber Erk denen merdiven altı tetikçi haber sitesini dava etmiştim. Yine çamur saçmış, Aydınlık da bunu alıp bana saldırmış. Kimin kim ile olduğu açık. Çok şükür beni öğseler kendimden şüphe duyardım. Benim vatanseverliğimi tartacak kantarı onlar taşıymaz.” dedi.

ÖNEMLİ NOT: Yukarıdaki paylaşımda yazım hataları Türk olamayan ve Türkçe bilmediği için Türkçe yazamayan Hasan Seymen’e aittir.

ÖNEMLİ BAŞKA BİR NOT: Habererk’in merdiven altına aldığı son siyasetçi sen değilsin Hasan efendi…

Habererk.com Hukuk işlerinden sorumlu Av. Oğuzhan Türk’ten Seymen’e tokat gibi cevap gecikmedi.

Türk, Seymen’in paylaşımını alıntılayarak “Çerkezler Cumhuriyet döneminde asimilasyona uğradı. Demokratik haklarında Kürtlerin yanındayız" cümlesini kuran şahsın vatan sevgisi tartılmaz. Tartılmasını isterse de ihtiyacı olan kantar değil hassas terazidir.” dedi.

PKK'NIN TV'SİNDE

Çerkez bölücüsü Hasan Seymen Milli güvenliği tehdit eden yapı, oluşum ve gruplar ile terör örgütlerine aidiyeti belirlenen kanallar arasında olduğu için kapatılan PKK'ya ait İMC TV'ye katılan "Biz Çerkesiz, Türk de değiliz, Kürt de değiliz." demişti.

HASAN SEYMEN’DEN JOE BİDEN’E 8 MADDELİK İSPİYON LİSTESİ

Biden’in 8 ay önce yaptığı açıklama ile Türk siyasetinin hareketlendiği son günlerde, kendisine ispiyon raporları veren Çerkez bölücüsü Hasan Seymen 17 Ağustos’ta bir paylaşımda bulunmuş “Biden'in sözlerini evire çevire kullanıp, mağduriyet yaratıp, kendileri 8 aydır susup bugün muhalefetten tepki bekleyenler, Trump'a tepki verecek mi? Yoksa gerçekten sözü dinleniyor mu?” demiş.

Çerkez bölücüsü Hasan Seymen Türkiye Cumhuriyeti’nin asimilasyonla suçladığı görüntüleri ve eski ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile yaptığı toplantının fotoğraflarının ulusal basında yer aldı.

Dönemin ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, 6. Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nin kapanış oturumunun ardından aralarında Hasan Seymen’in de bulunduğu Denge ve Denetleme Ağı Temsilcileri ile bir araya gelmişti.

Grand Tarabya Oteli'nde gerçekleşen basına kapalı görüşme yaklaşık 1,5 saat sürmüştü.

Toplantıdan sonra Denge ve Denetleme Ağı Temsilcileri adına Kafkas Dernekleri Federasyonu (Kaffed) temsilcisi Av.Hasan Seymen basına görüşme ile ilgili bilgi verdi.

Seymen, "Biden'e bugüne kadar ne söylediysek, ne söyleyeceksek aynısını söyledik. Güçlü bir denetleme sistemi sayesinde hukukun üstünlüğüne dayanan çoğulcu bir Türkiye'de bir arada yaşamak istiyoruz. Hedef ve ideallerimizi paylaştık. Değişiklik önerilerimizi anlattık." diye konuştu.

Hasan Seymen.toplantıdan sonra ABD heyetine, 8 maddelik bir ispiyon listesi verdi. Bu listenin giriş kısmının Türkçe, maddelerin İngilizce olması ise dikkatlerden kaçmadı.

İşte "Türkiye'den demokratik taleplerimiz" başlıklı 8 maddelik ispiyon listesi

"Çerkesler, eskiden beri yaşadıkları Kafkasya bölgesindeki yerli halklardır. İnsanın bildiği tüm sesleri kapsayan, kendine özgü bir fonolojiye sahip benzersiz bir dil konuşurlar.

Çerkesler ülkelerini ve özgürlüklerini tarih boyunca çeşitli saldırganların amansız saldırılarına karşı korudular. Asla fethedilmediklerinden, 18. yüzyılda başlayan Rus işgaline kadar eski kültürlerini korumayı başardılar. Bir asırdan fazla bir süredir örgütlü bir ordusu olmayan ve önemli bir dış destek olmadan devasa Çarlık İmparatorluğu'na karşı şiddetle karşı koydular. Bununla birlikte, nihayetinde, bu özgürlüğü seven ulus, 19. yüzyılın ortalarında anavatanlarının fethinden sonra yabancı ülkelere sürgün edildiler.

Çerkes halkının sınır dışı edilmesi modern zamanların en büyük göçlerinden biriydi. Nüfusun yaklaşık yüzde 90'ı Osmanlı topraklarına sürüldü ve üçte biri yayılma sırasında hastalık ve açlıktan öldü. Hayatta kalanlar çeşitli bölgelere ve ülkelere dağıldılar. Bu etnik temizliğin bir sonucu olarak, çoğu Çerkes artık Türkiye'de yaşıyor.

Türkiye'deki Çerkes sayısının 6-7 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu tahmin, Osmanlı İmparatorluğu'na göç eden Çerkes sayısına dayanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğuna yapılan göçün ardından yaklaşık bir milyon Çerkes hayatta kaldı ve 1893'te Çerkeslerin Osmanlı Müslüman nüfusundaki payının yüzde 8-10 civarında olduğu tahmin edildi. Anadolu'da Çerkeslerin oranı aynı kalırsa, Türkiye'de yaklaşık 6-7 milyon Çerkes olacaktır (Türkiye'nin şu anki nüfusu yaklaşık 72 milyondur). Bu rakam Çerkes nüfusu için üst sınır olarak alınabilir.

Diaspora Çerkesleri halihazırda kendi dillerini ve kültürlerini korumak ve geliştirmek için kültürel dernekler ve vakıflar etrafında örgütlenmiştir. Türkiye'de yaklaşık 80 aktif Çerkes derneği var. Bu derneklerin çoğu (56 tanesi), Kafkas Dernekleri Federasyonu (Kaffed) altında bir araya geldi. Kaffed üye derneklerin tümü, Çerkes nüfusunun önemli olduğu bölgelerde bulunmaktadır.

Kaffed aynı zamanda Dünya Çerkes Birliği (WCA) kurucu üyesidir. WCA, Bildirilmemiş Halklar ve Milletler Derneği (UNPO) üyesidir.

Kaffed, Denge ve Denetleme Ağı'nın aktif bir üyesidir ve Türkiye'deki demokratikleşme sürecini ve hukukun üstünlüğünü desteklemektedir.

Gelecek nesiller için kimliklerini ve kültürlerini korumak ve tanıtmak amacıyla, Türkiye'de yaşayan Çerkesler, Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm kurumları tarafından aşağıdaki 8 ilkeyi onaylamaktadır:

1. Yeni bir anayasa: Temel insan haklarını koruyan sivil ve çağdaş bir anayasa kabul edilmelidir. Vatandaşların dillerini kullanma, dinlerini ve kültürlerini kullanma haklarını kısıtlayan mevzuat kaldırılmalıdır. Dilsel ve kültürel haklar dahil olmak üzere insan haklarını güvence altına alan bütün uluslararası sözleşmeler, onaylanmadan onaylanmalı ve uygulanmalıdır.

2. Kimlik ve kültürel haklar: Çerkes kimliğinin ifade edilmesi ve tanınmasıyla ilgili tüm kısıtlamalar kaldırılmalı ve Çerkesler, bir halk ve bir kültür olarak tanınmalıdır. Çerkesler, isimlerini çocuklarına ve yerleşim yerlerine vermekte tamamen serbest olmalıdırlar. Çerkes köylerine orijinal isimleri verilmelidir. Devlet ayrımcılığa ve her türlü ırkçılığa karşı mücadele etmelidir. Dil, din, etnik köken veya cinsiyet temelinde ve ayrıca nefreti destekleyen ifadeler olsun, tüm ayrımcı materyaller okullarda kullanılan ders kitaplarından çıkarılmalıdır.

3. Anadili eğitimi: Devlet, vatandaşlarının yalnızca anadillerini kullanmalarına izin vermemeli, aynı zamanda dillerinin kullanımını da desteklemelidir. Çerkes dili, ilköğretim de dahil olmak üzere tüm eğitim seviyelerinde seçmeli bir ders olarak öğretilmelidir. Yükseköğretim kurumları Çerkes dilini öğretmek ve incelemek için lisans ve lisansüstü programlar oluşturmalıdır.

4. Çerkes dilinde yayın: Devlet, Çerkes dilinde günde 24 saat yayın yapmak için halka açık TV ve radyo kanalları kurmalıdır. Devlet, Çerkes dilinde yayın yapan özel TV ve radyo istasyonlarını maddi olarak desteklemelidir.

5. STK'lerin desteklenmesi: Çerkes kültürünün korunmasına ve geliştirilmesine yardımcı olan sivil toplum kuruluşları (STK'ler) desteklenmelidir.

6. Geri dönüş hakkının tanınması: 21 Mayıs, soykırım günü ve Çerkes halkının kovulması olarak tanınmalıdır. Çerkeslerin anavatanlarına dönme hakları tanınmalı. Türkiye ve Rusya Federasyonu, Türkiye'de yaşayan Çerkeslere çifte vatandaşlık verilmesi ve memleketlerine geri dönmek isteyenlerin emekli aylığı ve sosyal güvenlik yardımlarının devredilmesi için bir anlaşma imzalamalıdır.

7. Kuzey Kafkasya Cumhuriyetleri ile bağlantıların güçlendirilmesi : Türkiye, özellikle Kafkasya Cumhuriyetleri ile ekonomik ve kültürel bağlarını güçlendirmeli, özellikle Adigey, Karacahi Cherkess ve Kabardino Balkar cumhuriyetleriyle, işlerine geri dönen ve / veya burs sağlayan Çerkeslere yardım etmelidir. ve bu bölgelerdeki üniversitelere devam eden öğrencilere mali yardım.

8. Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığının tanınması: Abhazya ve Güney Osetya bağımsız devletler olarak tanınmalıdır. Abhazya ve Güney Osetya'nın izolasyonu sona ermeli. Trabzon ve Sukhum arasındaki feribot bağlantıları ve İstanbul ile Sukhum arasındaki uçuşlar tanıtılmalı.

Editör: TE Bilişim