Bilindiği gibi aynı gazetenin yazarı Ahmet Maranki de Cumhurbaşkanı’nın gönüllü danışmanı olduğunu yazmıştı.

Daha önceki yazılarında kendisini tanımayan bakan danışmanlarından rahatsızlığını dile getiren Dilipak, bakan kelimesinin anlamına ve dindeki önemine değindiği yazısının sonunda sırf Allah rızâsı için, yeni Bakanlar Kurulu üyelerinin tamamına ve politika kurulları başkanlarına, yeni dönemle ilgili düşünce ve tekliflerimi muhtevi bir bilgi notunu e-mail ile özel kalemlerine gönderdiğini açıkladı.

Haydi hayırlısı diyelim.

Dilipak’ın yazısında ilgili kısım şöyle:

“Aman ha, Bakan olmak zor değil. Atanırız olur. Ama bakar olmak, olup bitenleri görmek, anlamak, adil bir şekilde şahid olmak ve gereğini yapmak, aslolan bu.

Yöneten ya da yönetilen olalım aslında hepimiz imtihan oluyoruz. Kim ne yaparsa yapsın, hayır ya da şer, o Allah’ın iradesi içindedir, o irade etmeden o şey olmaz. Ancak her olan şey Allah’ın rızası içinde değildir. Biz O’nun rızasını istiyoruz. Sonuçta olan her şey bizim kaderimizdir. Bu hercümerç içinde insanlar yapıp yapmadıkları, söyleyip söylemedikleri ile ya kendi cennetlerine sırtlarında tuğla taşırlar, ya da kendi cehennemlerine sırtlarında odun taşırlar.

Allah rızasını ve iradesini gerçekleştirmek için kimseye, ya da hiçbir gruba muhtaç değildir. O dilerse Şeytanları bile rızasının tecellisinin vesilesi kılar.

Kamu sorumluluğunu ısrarla ve ihtirasla isterse, bilsin ki, o şey onun imtihanı olur. Allah onu o şeyle imtihan eder. Hele birileri birilerinin ayağını kaydırarak hedefine ulaşmaya çalışırsa, bilsinler ki, birileri de gün gelir onlarının ayağını kaydırır. Bu dünya etme-bulma dünyasıdır. Eden bulur.

Biz birilerine baksak da, bize bakan, bizi gören duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allah var..

Görevimiz, kendi irademizle O’nun rızasının tecellisinin vesilesi olmak.

Yeni Bakanlar Kurulu üyelerinin tamamına ve politika kurulları başkanlarına, yeni dönemle ilgili düşünce ve tekliflerimi muhtevi bir bilgi notunu e-mail ile özel kalemlerine gönderdim.”

Editör: TE Bilişim