Bankalar dışındaki reel sektörün 2018 Mayıs sonu itibariyle 336,7 milyar dolarlık bir döviz borcu bulunduğunu; diğer taraftan 1 yıl veya daha az kalmış kamu- özel kısa vadeli toplam dış borç stokunun ise 180,6 milyar dolar olduğunu kaydeden Yılmaz,  yastık altındakilerin  bile bu borcu ödemeye yetmeyeceğini vurguladı.

Yılmaz’ın yazısında konuyla ilgili kısım şöyle.

“ABD’de gerçekleştirilecek görüşmeler, ekonominin düzelmesinde ne kadar etkili ve yeterli olacağı tartışmalı bir konu. Ancak Türkiye’nin makroekonomik temellere dayalı âcil çözümler üretmesinin zamanı geçiyor. Açıkça belirteyim, ABD ile son kriz çıkmasa bile mevcut makroekonomik ortamda dolar kuru bugünlerde olmasa da yakın zamanda yine 5 liranın üzerine çıkacak, tahvil faizleri yüzde 20’lerin altına düşmeyecekti.

Dolar kurundaki agresif yükseliş elbette bozulan ABD ilişkileri. Ancak, dolardaki tırmanışın altında asıl destekçi yıllara yayılan dış borçlanmalar... Şirketler borçlarını ödeyebilmek ve öteleyebilmek için piyasalardan dolar toplamaya yetişemiyor! Tek neden tabi bu da değil… Kur ve enflasyona dayalı TL’nin sürekli değer kaybetmesi halk arasında dolarizasyon bağımlılığını genişletiyor. Böyle ortamlara bir de iç veya dış siyasi olumsuzluklar eklenince döviz fiyatlarını tutmanın imkânı kalmıyor. Şirketlerin son zamanlarda yapılandırma talepleri de aslında bu sorunun sonucu.

Bu saatten sonra doların 5 liranın altına gelmesi herhalde hayal gibi! Çünkü bankalar dışındaki reel sektörün 2018 Mayıs sonu itibariyle 336,7 milyar dolarlık bir döviz yükümlülüğü yani döviz borcu bulunuyor. Diğer taraftan 1 yıl veya daha az kalmış kamu- özel kısa vadeli toplam dış borç stoku ise 180,6 milyar dolar. Yani yastık altı bile bu borcu ödemeye yetmiyor.

Merkez Bankası (TCMB) mealen şöyle demek istiyor: “Biz sıkı para politikası, Maliye ise genişlemeci politika uyguluyor. Küresel para bulmanın zorlaştığı dönemde enflasyonun yükselmesinde genişlemeci maliye politikalarının ciddi etkisi var. Bu politikaların terk edilmesi ve para politikalarıyla eşgüdümle yürümesi gerekiyor…”

En azından âcil çözüm olarak TCMB’nin Temmuz ayı enflasyon raporundaki ikazlarının dikkate alınmasından yanayım…”

Editör: TE Bilişim