Elif Çakır'ın bugünkü köşe yazısı şöyle:

"TEK KELİME İLE BRAVO CHP!

İYİ Parti seçimlere girebilsin, demokrasi kazansın, demokrasinin önüne kurulan tuzağı bozmak için, CHP’nin 15 milletvekilinden feragat etmesi, gelişmiş demokrasilere sahip ülkelerde bile örneğine rastlanmayacak bir tavırdır.

Ama, fakat, lakin demeden, lafı dolandırmadan söylemeliyim ki...

Bravo CHP... Bravo....

***

Bakınız.

İYİ Parti’nin, 24 Haziranda yapılacak seçimlere katılmasının önünde çelik bir duvar gibi duran, antidemokratik engeli kaldırabilmek için 15 milletvekilini İYİ Parti’ye gönderen CHP öyle bir adım attı ki...

CHP Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, CHP olarak 15 milletvekilini İYİ Parti’ye verme  gerekçelerini öyle güzel anlattı ki...

Sandık ki, AK Parti Sözcüsü çıktı konuşuyor.

Demokrasi ayıbına imza atacak olan YSK’nın kararına karşı, AK Parti çıktı meydan okuyor.

Antidemokratik karar vermenin eşiğinde olan Yüksek Seçim Kurulu’na geri adım attıran CHP değil de AK Parti...

Neden?

E, çünkü, antidemokratik uygulamaların, mevzuatların, bürokratik oligarşinin, vesayetçi zihniyetin karşısında normalde AK Parti dururdu, böylesi demokratik hamleleri AK Parti yapardı.

E çünkü, CHP statükoyu temsil ederken, AK Parti statüko karşıtlığını temsil ediyordu da ondan...

CHP’nin bu hamlesi, olağanüstü bir süreçten geçen ve zaten dışarıda “Türkiye demokrasiden uzaklaşıyor” algısına sahip ülkemiz için iyi olmuştur.

Ve 24 Haziran seçimlerinin üzerinde oluşacak şaibeyi ortadan ortadan kaldırmıştır.

Velhasıl kelam...

CHP’nin bu hamlesi, benim “Türkiye normalleşmesi, Türkiye’nin demokrasi rayına oturması CHP’nin vereceği katkı ile mümkün olacaktır. Türkiye’de toplumsal bir uzlaşma ancak CHP ile mümkün olacaktır” inancımı bir kez daha teyit etmiştir.

Yüksek Seçim Kurulu kararını açıklamakta geç kaldı
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “erken seçim hem de hemen” çağrısının ardından AK Parti iktidarının “baskın seçim” kararına anında “Biz erken seçime hazırız” açıklaması yapan Yüksek Seçim Kurulu...

Siyasal partilerin seçimlere girebilmesinin bütün şartlarını yerine getirmiş olan İYİ Parti için “İYİ Parti seçimlere girebilir” açıklamasını bir türlü yapamadı.

“Evraklara bakacağız” dedi,  “kanunlar ortada” dedi, “hiçbir parti hakkında kararımızı vermiş değiliz” dedi...

Dedi de dedi...

Ancak...

2014’te kurulan, il ve ilçe kongrelerini yapmayan Emine Ülker Tarhan’ın Büyük Anadolu Partisi’nin 7 Haziran 2015 seçimlerine girmesine karar veren aynı YSK ve başkanı İYİ Parti için bir türlü kararını açıklamadı.

CHP’den 15 milletvekilinin İYİ Parti’ye geçmesinin ardından YSK “İYİ Parti’nin seçimlere girebileceğini, hiçbir engelinin olmadığını” açıkladı.

Madem ki, İYİ Parti’nin seçimlere girmesinin önünde hiçbir engel yoktu. Gerekli şartları yerine getirmişti.

Peki, Yüksek Seçim Kurulu neden bunu daha önce açıklamadı.

Gerçekten de bir Güneş Motel olayı ile karşı karşıya mıyız?

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, İYİ Parti’nin seçimlere girebilmesi için CHP’nin “demokrasi adına” 15 milletvekilinden feragat etmesini “Güneş Motel Olayı” olarak yorumladı.

Gerçi sadece böyle yorumlayan Bülent Turan olmadı. Hükümet kanadındaki genel kanaat böyle.

CHP’nin 15 milletvekilini İYİ Parti’ye göndermesi ikinci bir Güneş Motel vakası.

Peki, böyle midir gerçekten?

Güneş Motel kirli görüşmelerin üçüncü durağıdır.

213 milletvekiline sahip CHP’nin sandıktan galibiyetle çıkmasına rağmen iktidar olması için ihtiyaç olan 12 milletvekilini satın alma girişimidir. Adalet Partisi’nin 11 milletvekilinin ayartılma girişimidir.

Güneş Motel Olayı, koalisyon hükümetinin gensoru ile iktidardan düşürme girişimidir.

Güneş Motel Olayı, kendilerine verilen makam, mevki karşılığında 11 milletvekilinin, iktidarda olan partilerine karşı gensoru önergesinin imzalanması demektir.

Bakanlık vaadiyle satın alınan 12 milletvekilinin kamuoyuna “Makam ve mevki beklemiyoruz” açıklaması yapıp, 24 saat sonrada kabinede yer alma olayıdır.

Güneş Motel Olayı, kirli görüşmeler medyaya sızdığında, Ecevit’in çıkıp “Kimseyle bakanlık görüşmesi yapmadım, bu tür ayak oyunlarından, kumpaslardan ben anlamam” deyip, iki gün sonra kime hangi bakanlığı vadettiğinin ortaya çıkması demektir.

Siyasetçiler için kirli pazarın kurulması demektir. Siyasetçi transferidir. İktidar ol gerekirse ihtiyacın olan siyasetçiyi satın al anlayışıdır. Siyasetçi borsanın kurulmasıdır. Siyasi ahlak kurallarının delinmesi demektir. Siyaset ve ahlakla bağdaşmayan bir harekettir. En büyük siyasi yozlaşmadır.

Güneş Motel Olayı, demokrasi tarihine geçen bir kara lekedir.  Nitekim Bülent Ecevit’in yıllar sonra hep utanarak, mahçup olarak hatırladığı, hatta unutmak istediği bir olaydır.

CHP’nin İYİ Parti seçime girebilsin diye 15 milletvekilinden feragat etmesinde bunlardan hangisi var.

Çıktılar ve siyasi rekabetin önünü açacak bir girişimde bulundular. İktidara talip bir partiye ‘gel sende siyasi arenada, bizimle yarış’ dediler.

Karşı partiden siyasetçi ayartmadılar. Kendi vekillerinden feragat ettiler.

Ne alakası var arkadaş, 15 milletvekilinin İYİ Parti’ye geçmesinin Güneş Motel Olayı ile..."

Editör: TE Bilişim