Berberoğlu, "İlk duruşmayla ikinci duruşmam arasındaki 55 gün içinde üç kişilik mahkeme heyetinin tamamı değişti, başkan dahil... Başka bir şey söylememe gerek var mı bilmiyorum" dedi. Erdem Gül ise, "Evet söylüyorum biz bir örgütün üyesi olabiliriz bu örgüt gazetecilik örgütüdür" diye konuştu.

"BİR ÖRGÜTÜN ÜYESİ OLABİLİRİZ BU ÖRGÜT GAZETECİLİK ÖRGÜTÜDÜR"

"Adaletin hızlı olmasını hepimiz isteriz" diyen Erdem Gül, şunları söyledi:

"Geciken adalet, adalet değildir. Fakat biz bu sabah duruşmaya geldiğimizde savcının apar topar, ben hukukçu değilim ama, usulü bir kenara iterek alelacele cezalandırılmamızı talep etti. Cezalandırılmamız istenen iddia bizim bir silahlı örgüte üye olmaksızın bildiğimiz, halen hapiste 140-150 civarında gazeteci arkadaşımız tutuklu, onlar hakkında da talep edilen bir silahlı örgüte üye olmaksızın yardım etme suçlaması. Bunun dosyadaki delili sadece haber. Yani gazetecilik faaliyeti. Evet söylüyorum biz bir örgütün üyesi olabiliriz bu örgüt gazetecilik örgütüdür. Burada net olarak söylüyorum, üyesi olduğumuz örgüt gazetecilik örgütüdür. Bunun dışında hiçbir örgütün üyesi olmaksızın yardım yapmış değiliz. Ama ortada zaten acayip bir durum var gerçek üstü gibi bir ülke burası halen yaşadığımız ülke. Gazeteciler adliyeden ve cezaevlerinden biran önce çıkarılsın. Bu oyun son bulsun. Gerçek üstü oyun ve Türkiye'de. Şairin söylediği gibi Türkiye'de hepimiz ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi."

"55 GÜN İÇİNDE ÜÇ KİŞİLİK MAHKEME HEYETİNİN TAMAMI DEĞİŞTİ"

Enis Berberoğlu ise "Ben siyasete girdiğim andan itibarın kendimi gazeteci sayamam" dedi. Berberoğlu, şöyle konuştu:

"Bu aslında mesleğime ve sizlere saygımdan ötürü. Şimdi Erdem Gül çok hafife aldı. Aslında kıdemli bir sanık pozisyonunda kendisi. Ben bir gözlemci olarak başladığım bu süreçte sanık olarak Erdem Gül'le beraber yargılanıyoruz. Can Dündar'la beraber yargılanıyoruz. İlk duruşmayla ikinci duruşmam arasındaki 55 gün içinde üç kişilik mahkeme heyetinin tamamı değişti, başkan dahil... Başka birşey söylememe gerek var mı bilmiyorum. Dolayısıyla bu sabah geldiğimde savcının mütalaasını okumaya tenezzül dahi etmedim. Çok açık söylüyorum. Çünkü bu mahkeme heyetinden zaten başka birşey beklemenin de bir alemi yoktur. Bir ince detay var. Meclise gönderilen fezlekeyle şu anda benim yargılandığım madde değişti. Zaten yapılmak istenenin bu olduğunun farkında oldum. Şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Cumhuriyet Halk Partisi olarak, tek adamlık, tek kişilik diktatörlük rejimine karşı duruyoruz. Karşı durmaya da devam ediyoruz. Daha HSYK'nın tamamını atama yetkisini almadan, iki duruşma arasına bir mahkeme heyetinin tamamını değiştirip kendi çağırdığı tanığı dinlemeye gerek duymadan, savunmanın topladığı delilleri dinlemeye tenezzül etmeden müebbetle yargılamak üzere mütalaa yazan hukuk sistemi dünyanın neresinde ne denir? Sizin takdirlerinize bırakıyorum."


 

Kaynak: dha