Murat İde ve Fatih Altaylı'nın o yazılarının ilgili kısımları şu şekilde;

Yorum sizin.

Murat İde'nin 04 Eylül 2018'de yayınlanan yazısı

Dolar dolu uçak indirildi mi?

Bir rüya gördüm ama rüya mı kâbus mu, sormayın gitsin..

Gündüz niyetine..

Güya bir havalimanının hemen yanı başındaki kafede oturuyorum..

Uçakları izliyorum..

İnen kalkan büyük uçakların arasında, nispeten küçük özel bir uçak dikkatimi çekiyor..

Kalkışını izlerken yanı başımda ak sakallı dede beliriyor..

Uçağı takip ettiğimi fark edip lafa giriyor;

-Yolcularından biri bir iş adamı, diğeri bir siyasetçinin oğlu..

Şaşırıyorum önce.. Meraklı gözle bakınca devamını beklediğimi anlıyor;

-Uçağın yolcu ve mürettebat dışında başka bir ağırlığı var biliyor musun? Bir gazeteciye milyonluk dava açmış olan iş adamına ait 20 milyar dolar..

Telafuzu kolay da, para büyük..

Şöyle bir hesap yaptım, 2 bin balya ediyor.. Masamın üzerine yaysam, 10 katlı bir para bloğu..

Tarifime bak.. E nerede gördüm ki böyle bir parayı, neye göre hesaplayacağımı ne bileyim..

**

Ak sakallı dede suflaja devam ediyor;

-Para son yılların gözde bir şirketinin sahibine ait.. Gerekli gereksiz, yeterli yetersiz onlarca ihaleyi alan firmanın başı bazı evraklar yüzünden de dertte..

Uzun zaman önce biri bu firmaya ve patronuna "Yürü ya kulum" demişti..

Kendi bünyesindeki şirketlerle girdiği ihaleler bile başlı başına fiyasko ama ne yaparsın, yol verildi mi böyledir bu düzende..

**

Uçak gözden kayboluyor, o sırada susamışım uyanıyorum..

Bir bardak su içip yeniden yattığımda, kaldığı yerden devam ediyor rüya..

Sanırsın ak sakallı dede bizzat organize etmiş uykumu-rüyamı..

Yine yanı başımda ve soruyor "O uçak ne oldu biliyor musun?"

Uçuş korkum olduğundan aklıma ilk gelen "Allah korusun, düştü mü yoksa?"

"Hayır" diyor dede;

-Havalandıktan bir süre sonra, hava sahasından çıkmadan jetler yanında bitiverdi.. Zorla indirdiler..

"Peki içindeki para ne oldu?" diye soruyorum, dede bıyık altı güldükten sonra gözden kayboluyor..

**

Yine sıçrıyorum uykudan.. Aklımda deli sorular;

-O iş adamı parayı niye yurt dışına kaçırsın ki?

-Para gerçekten 20 milyar dolar mıydı?

-İnmeseydi uçağı vururlar mıydı?

-Vursalar ve para gökten yağmur gibi yere inse, kim, neyi, kime nasıl açıklardı?

**

Ak sakallı dede bu gece yine ziyaretime gelirse soracağım;

-Uçak indi de, para ne oldu?

-Uçağı indiren, 'Al paranı otur aşağı' mı dedi, yoksa el mi koydu?

-E zaten yasa dışı yollarla ülkeden çıkarılmak istendiğine göre, o para bir nevi suç unsuru değil mi?

-Bir dava açılırsa, sonuçlanıncaya kadar paranın adli emanette beklemesi gerekmez mi?

-Aklı başında hangi ülke 20 milyar doları adli emanette tutar ki?

**

Dikkat buyrun, benim sorularım hep hukuki ve olması gerekenden yana..

Rüyamızda bile dikkat ediyoruz çok şükür..

Ve zaten adaleti de ancak rüyamızda görür olduk..

**

Rüyayı gördük, yazıya döktük.. Şimdi o rüyayı gören başkaları da varsa suflajlarını bekleyeceğiz..

Daha önce de teşebbüs eden bazı yakın-yöre iş adamları olmuştu, duyuyorduk.. Yurt dışına çıkarmak istedikleri valizler artık güvenilir(!) ellerde..

Kurban olduğum Allah, adaletsizlikle kazanılmış haramı yedirmiyor işte..

Yiyebildiklerinin hesabı da, bu dünyada olamazsa, eninde sonunda yüce divanda sorulacak..

**

Paraya el koyanlara ne mi olur?

O haram paraları kazandıran bezirgan saltanatını bizzat kurdukları için, onların zaten yatacak yeri yok..

**********************

Fatih Altaylı'nın 05 Eylül'de İde'ye verdiği cevap yazısı;

Saçma bir rüyanın anatomisi

Murat İde kardeşim, dün bir yazı yazdı.

Rüyasını anlatıyor.

Rüyasında bir işadamının özel uçağına koyduğu 20 milyar doları yurt dışına kaçırmaya çalışırken havada enselendiğini, Türk savaş jetlerinin uçağı zorla indirdiğini ve uçaktaki paranın müsadere edildiğini yazmış.

Rüya işte.

Murat İde’nin bu rüyası çok ciddiye alındı ve dün pek çok yerde “Kim bu işadamı” gibisinden sualler sorulduğunu gördüm.

Murat bunu o kadar gerçekçi yazmış ki, olay gerçek gibi algılanmış.

Kim bilir belki de Murat İde böyle anlaşılsın istemiş. Belki kendi de rüyasına inanmış.

Bilemiyorum.

Ancak size şunu söyleyeyim.

Böyle bir şey en vahşi rüyalarda bile olacak iş değil.

Neden mi?

20 milyar doların öyle bir kalemde bankadan çekilemeyeceğini, bunun bankacılık sisteminde çok ciddi bir alarma yol açacağını söyleyecek değilim.

Daha fiziki bir durumdan söz edeceğim.

Dolar banknotlarının her birinin ağırlığı 0,987 gramdır.

Kaç dolar olursa olsun, hepsi aynı boyutta ve aynı ağırlıktadır.

Yani yuvarlak hesap dolar banknotları 1 gram ağırlığındadır.

20 milyar dolar, piyasadaki en büyük banknot olan yüz dolarlıklardan oluşursa eğer tam tamına 200 milyon adet 100 dolarlık banknottan oluşur.

Yani 200 milyon adet 1 gramdır.

200 milyon adet bir gramlık banknot ise yaklaşık 200 bin kilogram eder.

Yani 200 ton.

Bugün 200 tonluk bir yükü taşıyacak bir özel jet yok.

En büyük özel jet olan Gulfstream G650’nin taşıma kapasitesi 800 kilogramın az üzerinde.

Falcon 7X’in 2 ton civarı.

Global Express’in ise 1,2 ton.

Diğerleri bunun da altında.

Ancak 20 TIR’la taşınabilecek böyle bir yükü bırakın özel jeti, Boeing 747 ile bile taşımanız mümkün değil çünkü Boeing 747’nin en güçlü modelinin taşıma kapasitesi 150 ton.

20 milyar doları taşıyabilecek tek uçak, dünyada sadece 1 adet bulunan Antonov’un AN 225 modeli.

Sadece bu uçak 250 ton yük ile havalanabilme kapasitesine sahip.

Ve zaten bir adet imal edilmiş.

Yani Murat İde’nin özel jetli seksi rüyası rüya olmak için bile fazla ateşli.

Siz siz olun böyle bir rüya görecek olursanız, bu yaz günlerinde bile olsa pikeyi poponuzun üzerine doğru çekiverin.

Belli ki, açıkta kalmıştır.

**********************

Murat İde’nin 06 Eylül 2018'de Fatih Altay'lıya verdiği cevap 

Fatih Altaylı'ya açık mektup

En sonda söyleyeceğimi, en başta söyleyeyim;

-Fatih abi, yatarken, bi yerim açıkta kalmasın diye, bir elim mutlaka pikede olur.. Kardeşini düşündüğün için teşekkürler..

**

"Dolar Dolu Uçak İndirildi mi?" başlıklı yazımı değerlendirmiş Fatih Altaylı.. Diyor ki başlığında;

-Saçma bir rüyanın anatomisi

Ve devam ediyor;

"Murat İde kardeşim, dün bir yazı yazdı. Rüyasını anlatıyor. Rüyasında bir işadamının özel uçağına koyduğu 20 milyar doları yurt dışına kaçırmaya çalışırken havada enselendiğini, Türk savaş jetlerinin uçağı zorla indirdiğini ve uçaktaki paranın müsadere edildiğini yazmış. Rüya işte. Murat İde'nin bu rüyası çok ciddiye alındı ve dün pek çok yerde "Kim bu işadamı" gibisinden sualler sorulduğunu gördüm. Murat bunu o kadar gerçekçi yazmış ki, olay gerçek gibi algılanmış. Kim bilir belki de Murat İde böyle anlaşılsın istemiş. Belki kendi de rüyasına inanmış. Bilemiyorum. Ancak size şunu söyleyeyim.Böyle bir şey en vahşi rüyalarda bile olacak iş değil. Neden mi?"

**

Bunu dedikten sonra, o kadar paranın kaç ton geleceğini ve hiçbir uçağa sığmayacağını söylüyor.. Ha bir de, uyurken vücudumun bir bölümünün açıkta kaldığını..

Dün sosyal medyaya da küçük notlar düştüm.. O kadar paranın bir uçağa sığmayacağını ben de biliyorum..

Ama bakıyorum herkes, o kadar milyar doların kaç kilo geleceğinden başlıyor, bankacılık sisteminden fark edilmeden çıkışının mümkün olmadığından yürüyor..

Bu konuda Durmuş Yılmaz Bey de aradı.. Belli ki o da sorulara muhatap kalmış..

Düşünün, Fatih Altaylı gibi, çevresinde "Para işlerini" iyi bilenlerin olduğu, Durmuş Yılmaz gibi, finans dünyasının kıymetli bir ismi bile, para ve finans çevreleri tarafından soru yağmuruna tutulmuş..

İddia o ki yazdıklarım saçma.. Ama tabloya bakın ki, para ve piyasa çevrelerinde sorguya ihtiyaç yaratıyor..

**

Kıymetli abim Fatih Altaylı konu ettiği için onun şahsında iki satır karalayayım;

Şimdiii; Türkiye "Olmaz" denilen her şeyin çatır çatır olduğu bir ülke mi? Evet..

Türkiye'de yıllardır, doymaz bir iştahla sürüp giden yağmalar konuşuluyor mu? Evet

Türkiye, kara para aklayan, külçe altınları madende üretilmiş gibi piyasaya süren çetenin genç lideri Zarrab'a bile, "Hayırsever" diyenlerin yönettiği bir ülke mi? Evet..

CHP'li Gürsel Tekin yıllardır "Sadece İstanbul'da yıllık 50 milyar dolar rant dönüyor" diyor mu? Evet..

2001 yılında 1.1 milyar dolara mal edilebilecek bir tüneli, bu dönemde 6-7 milyar dolara mal ettik mi? Evet..

Muhalif olmakla itham edilen medya patronunun bile, iktidara rağmen servetini 3'e katladığı bir sistem içinde yüzüyor muyuz? Evet..

Yüzlerce milyarlık özel sektör yatırımına döviz üzerinden devlet garantisi verilen bir sistemin çarkına teslim miyiz? Evet..

Haraç mezat satılan 'Millet malları' yağma Hasan'ın böreği gibi sağa sola saçılıyor mu? Evet..

İktidar, partisinin il başkanının kayınpederine, "Şuraya bir plaza dik de, 20 yıllığına kiralayalım" diyerek, tek binada ve tek kalemde milyonları saçıyor muyuz? Evet..

Millete küfreden iş adamının tek kalemde yarım milyarlık vergi borcunun silindiği bir ülke değil mi burası? Evet..

Orayı 'Bizim Ahmet'e burayı 'Bizim Mehmet'e verdim diyen bir ihale düzeni değil mi gerçeğimiz? Evet..

E bu tablo da, yazımın izini niye "Yasal ve ahlaki ve fiziki" alanlarda sürüyorsunuz ki?

**

Bunları niye hatırlattım..

Sanırsın, ülkede her şey kitabına, kuralına, ahlakına uygun yürüyor..

Sanırsın kimse, özel villalarda yaptırdığı kasalarda milyonlarca dolar saklamıyor..

Sanırsın hırsız, rüşvetini, ihalelerdeki fesat komisyonlarını, milyarlarca dolarlık haksız kazançlarını, ertesi gün getirip, yasal sisteme dahil ediyor.. Ve kimse de dönüp, nereden bu para demiyor?

Hatırlayınız; ara ara haberler olur;

-Sisteme 5 milyar dolar kaynağı belirsiz giriş oldu..

Bir başka gün;

-Sisteme 8 milyar dolarlık kaynağı belirsiz giriş oldu..

Sormak gerekir;

-Türkiye'deki haksız kazancın, fesatların, rüşvetlerin, kirli paranın tamamı bu mu?

Buna kim inanır?

O halde;

-Demek ki, o kirli paranın büyük bölümü zaten hep sistem dışında.. Hep zulada..

Fatih Altaylı gibi, hali vakti yerinde ve çok zengin çevresi olan bir abimin bunları bilmiyor olması mümkün değil.. Hatta iddia ediyorum, benim rüyamdakinin çok ama çok üzerinde bilgisi vardır..

Ama hayat böyledir işte.. Gidip o kirli işleri yapanlara sormaz, dönüp, bu iş 'Kirli' diyen meslektaşınıza, kardeşinize sorarsınız..

Elbette hakkıdır da..

Ama bunca yılın gazetecisi şu gerçeği de biliyor eminim;

-"Gazetecilerin rüyasındaki ak sakallı dede" bazen, kaynağı perdelemek için bir yanı eksik bırakır.. Yoksa o rüyadaki de, o rüyayı gören de biliyordur, bahse konu ürünün tonajını.. Ya da sistemde olsa, çıkışı halinde hemen fark edileceğini..

Geçen yıl yazmıştı rahmetli meslektaşımız Güngör Uras;

- 2015 yılında, sermaye hareketiyle sisteme giren döviz 10.1 milyar dolar. Nereden geldiği belli olmayan döviz 10.2 milyar dolar.

Sormak isterim, ara ara "Nereden geldiği belli olmayan" böyle bir gerçeğimiz varken ve bu işin küçük bir kısmıyken, yazıma konu paranın izini, bankacılık sisteminde aramanın manası nedir?

Türkiye, OECD ülkeleri arasında 'Kayıt dışı ekonomide' birinci sırada değil mi? Öyle..

Peki, 1 trilyon doları bulan ekonomik hacminin yüzde 30'una yakını, yani 300 milyar doları kayıt dışı olan bir ülkede, 20 milyar dolar neden imkansız geliyor ki?

16 yıldır, acımasızca ve doymaz bir iştahla yürüdüğüne inandığımız ve Fatih Altaylı dahil birçok insanın kıyıda köşede, (Ak Partililerin bile) konuştuğu 'Rant' düzeninin aktörlerinin zulasında bu kadar para olabileceği neden yadırganıyor ki?

Bu ne ki?

Baylar, bayanlar, Gürsel Tekin'in iddiasıyla, sadece İstanbul'daki bir yıllık rantın, '50 milyar dolar'ın yarısından bile azından söz ediyoruz.. Türkiye 81 vilayet.. Ve bu iddiadaki para yalnızca 'Belediye işlerinden..'

Bunun Bakanlıkları var.. Bunun Genel Müdürlükleri var.. Bunun yurt dışı bağlantıları var..

Ne sanıyorsunuz? Evet 20 milyar dolar büyük, çok büyük para.. Ama dönen dolaba göre, ufak be abi..

Hadi 'Hayır' deyin..

Ne dedim, bir iş adamının tek kalemde yarım milyarlık vergi borcunun silindiği bir sistem bu..

İş adamlarının cebine milyar dolarlık kredilerin konduğu, medya gruplarının satın alındığı bir sistem bu..

Bu parayı niye yadırgıyorsunuz?

**

Sevgili Fatih abim;

Özel ilgi alanın olduğunu bildiğim uçak mevzuuna takılma.. Dediğim gibi, o kadar paranın uçağa sığmayacağını bu kardeşin de biliyor.. Rüyama göre 'masamın üzeri' diye tariflediğim bölüme dikkat et derim..

Ak sakallı dede der ki, mevzu sadece gökyüzünü ilgilendirmiyor.. İşin deniz yolu boyutu da var..

Rüya işte..

İki notla bitireyim..

Birincisi, rüyadaki hadiseye konu olay, belki de, hazinenin bağlandığı damadın, bir gece durduk yere; "Mevduatlara el konmayacak", "Döviz hesaplarındaki kur sabitlenmeyecek" diyerek kapalı piyasalarda bile telaşa sebep olduğu günlerde yaşanmıştır.. Kim bilir, panikle kim neyi varsa çıkarsın istediler belki.. Bilemeyiz..

İkincisiyse bir ülkenin Cumhurbaşkanı, durduk yere çıkıp şu cümleyi kurmaz;

- Yurt dışına para kaçırmaya tevessül edenleri affetmeyiz..

Elinin altında istihbarat teşkilatı var.. Boş yere söylemez bunu.

Ve 20 milyar doları 'BİR KİŞİ İÇİN' çok bulanlara şu notu iliştireyim;

- Cumhurbaşkanı'nın ifadesindeki "EDENLERİ" sözüne dikkat..

Diyor ki ak saçlı dede;

- Elbette tek kişiye ait bir para değil.. Hırsız hırsızın yoldaşıdır..

O panikle birlikte organize etmiş olmasınlar..

**

Dediğim gibi Fatih abi, üzerimdeki pikeyi dert ettiğin ve bir tarafım açıkta kalmasın diye abi tavsiyesinde bulunduğun için teşekkürler..

"Her yerde konuşuluyor" diyorsun ya, biliyorum ki senin çevrendekiler, ekonomiyi, para sistemini iyi bilen insanlar..

Bu konu bu kadar imkansızsa ve saçmaysa, bu kadar insan niye bu kadar konuşur ki?

Demek ki herkesin, kendine saklasa da "bir bildiği" var..

Benim ki "Pikeden" değil, "Cesur rüyalardan.."

**

Bu arada, rüyadaki "Siyasetçi oğlu"nu pek soran yok ama rüyalarımızdaki yüz ifadelerine dikkat edelim, yakında anlarız..

Selamlar abi..

Editör: TE Bilişim