T24 yazarı Mehmet Y. Yılmaz'ın yazısnın iligli kısmı şu şekilde;

"Melih Gökçek’in, MHP tarafından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterileceği ile ilgili dedikodular, muhalefet partilerinden ümidini kesmiş belli bir çevrede heyecan yarattı.
Kişisel görüşüm şu ki, MHP Gökçek’i aday göstermek istese bile Gökçek bu teklifi kabul edemez.

Sebebi ise Soğuk Savaş döneminin bir kavramında yatıyor: Dehşet dengesi!

Dehşet dengesi, soğuk savaşın, topyekun sıcak bir savaşa dönmemesinin nedenini tarafların sahip oldukları kitlesel imha silahlarının varlığına bağlayan bir kavram. İki taraf da nükleer silah kullanabilir, bunun sonucunda da kazanan olmaz, insanlık yok olma tehlikesi ile karşılaşır. Bu dehşet verici sonuç iki güç arasında denge yaratır, kimse elindeki silahı kullanmaz.

Gökçek’in AKP ile ilişkisinde de böyle bir yön olmalı.

Yoksa istifa ettirilmesi bu kadar kolay olmazdı. İstifadan sonra partide tutulması bile sorun olurdu.

Bülent Arınç’ın da gündeme getirdiği parsellerden tutun da henüz bilmediğimiz bazı eylem ve işlemlerin varlığı bunu sağlamış olmalı.

Nitekim AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Gökçek’in daha önce istifasını sağlayan sopayı dün NTV canlı yayınında şöyle gösterdi:

“Sözünü ettiğiniz kişi, bizim partimizde belediye başkanlığı yaptı, görevini bırakması istendi. Gökçek’in görevden alınması iş olsun diye istenmedi.”

Onun için Gökçek’in MHP’den aday gösterileceği haberleri bana gerçekçi gelmiyor.

AKP yöneticilerinin elinde her ne varsa, onlar Gökçek’in kendi başına hareket etmesini imkansız hale getiriyor.

Dehşeti dengeli hale getiren ise Gökçek’in bildiğini ima ettiği bazı şeyler olmalı.

Yazıcı’nın bu konuşması üzerine Gökçek de şöyle bir yanıt verdi:

“Ya sabır celle celalühü. Davama zarar vermemek için susmaya devam ediyorum. Benimle ilgili kamu oyununun önüne çıkamayacak bir suçum varsa açıklamazsan namertsin. Hadi yiğitsen devam et. Sabrımı taşırma. Vallahi tozunu atarım."

Gökçek “susmaya devam ediyorum” diyor ama aslına bakarsanız o da sopa sallıyor:

“Davama zarar vermemek için susuyorum.”

Demek ki onun da bildiği bazı şeyler var ve bunu açıklaması “dava” dediği şeye zarar verecek kadar da önemli.

Zarar vermekle de kalmayacak adeta tozunu atacak bir bilgi bu.

Bu beylerin bir süredir “dava” denince anladıklarının “kutsal AKP iktidarı” olduğunu da bildiğimize göre Gökçek’in kendine sakladığı bilgiler bu iktidarın birtakım karışık işleri olmalı.

İki taraf da karşı tarafı rahatsız eden bir şeyler biliyor ama bunu kendisine saklıyor.

Ne kadar yüce bir ahlak anlayışına tekabül ediyor, değil mi?"

Editör: TE Bilişim