Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz dün "Ulan ruh hastası iblis, sen tam kuduz bir köpeksin.Yalın bitmiş yine salya saçıyorsun.Yaptığın ne zaman yanına kaldı ki bu kalacak şerefsiz?" diye paylaşımda bulunmuştu.

Kılavuz bugün yeni bir paylaşımda bulunarak dozajı arttırdı ve "Türk'ün töresinden bihaber olan ozanların yüz karası satılmış bunak; törenin sahipleri töreyi sana hatırlatarak aklını başına getirecektir!" dedi.

" Lafa Baktık Laf Değil, Söyleyene Baktık Adam Değil..." başlıklı açıklama ise " Yusuf Has Hacib Kutadgu Bilig’de “Ey beylerin beyi, kul beyin yüzünü görünce, ne diyeceğini şaşırır” der. Kendisine ‘ozan’ diyen sanatın yüz karası ise Bey’in huzuruna çıkmadan zırvalamakta, ozanlığı kemik yalayıcılığı ile karıştırmaktadır. Atalarımız; “adam adamdır olmasa da pulu, eşek eşektir atlastan olsa çulu” derken; teşbihte hata olmaz şiarından hareketle bu aşağılık ruh hastasını tanımlamaktadır.

Adamlık bahsi geçince ismini dahi kimsenin anmayacağı kişiler, bir davanın bütün yükünü sırtında taşıyan Liderimize hitaben şereften dem vurmaktadır. Yine büyüklerin sözünden biliriz ki arife tarif gerekmez ancak ismi arif kişiliği bozuk, karakterden yoksun bu zat'a; şerefin, iyinin ve doğrunun her türlüsünü belletmek şarttır. Eğri ve kötü ise bu kişilik yoksununun şahsında vücut bulmuş, ukalalık diline vurmuştur.

Lafa baktık laf değil, söyleyene baktık adam değil. Türk’ün töresinden bihaber olan bu ahmak, Türkmen Beyine laf söylerken besbelli ki ağzındaki salyaları sağa sola akıtmış, aklını kiraya vermiş, ahlakını da satmıştır. Boş çuval dik durmaz. Ahlak fukarası olan bu zat ise hayatı boyunca dik duramamış, adamlığı parayla satın alınır sanmıştır. Şurası unutulmasın ki;

Liderimize dil uzatanın dili, Türk’ün töresindeki karşılığı ile hak ettiğini bulacaktır. Böylesi edep fukarası avarelerin sözü hiç şüphe yok ki misliyle karşılık alacaktır. Ülkücü Hareket'in değerlerini hiçe sayan bu satılmış bunak belli ki hırsla töreyi unutacak derecede akıllını kaybetmiştir. Şüphesiz törenin sahipleri bu densize töremizi hatırlatarak aklını başına getirecektir.

Türk'ün töresinden bihaber olan ozanların yüz karası satılmış bunak; törenin sahipleri töreyi sana hatırlatarak aklını başına getirecektir!" denildi.

Öte yandan Olcay Kılavuz'un daha önce siyasilerin Devlet Bahçeli'ye karşı yapılan hakaretlere sessiz kalması "Şimdi neden bu kadar sert açıklamalar yapıyor?" sorusunu akıllara getirdi.

İşte bir kaç örnek;

BDP milletvekili Sırrı Sakık sosyal paylaşım sitesindeki hesabından Bahçeli "Bu saatten sonra assan assan Sayın Öcalan’ın paltosunu vestiyere asarsın." demişti.

 Apo’nun idam edilmesi gerektiğini belirten Bahçeli’ye Sakık; “Elinde iple dolaşıp Öcalan’ı as diyen Bahçeli, sen bu saatten sonra assan assan Sayın Öcalan’ın paltosunu vestiyere asarsın.” diye seslenmişti.

Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz'un bu açıklamaya bir tepkisi olmamıştı.

Dönemin Başbakanı Erdoğan  Bahçeli'ye " Ağzından Salyalar Akıyor" demişti.

Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz'un bu açıklamaya bir tepkisi olmamıştı.

Akit Gazetesi'nin başörtülü olmasına rağmen bozuk üslubuyla dikkat çeken yazarı Mehtap Yılmaz MHP Lideri'ne ağır hakaretler etmişti.

"MHP de, HDP-PKK, FETÖ ve TÜRK Soluyla kol kola..." başlıklı yazısında , MHP Lideri'ne Vatan hainliğine kadar varan ağır hakaretlerde bulunmuş. Yılmaz yine geçtiğimiz yıl yazdığı ""MHP'nin içindeki şeytan" başlıklı yazıda Bahçeli'ye "Sen kiiiim, milliyetçilik kim?,Sen kiiiim, ülkücülük kim?" sözleriyle seslenmişti.
 

İşte o yazı;

MHP'nin içindeki şeytan Oyun bitti MHP! Oyun bitti…

Sizi öyle bir suçüstü yaptım ki…

Kuyruğunuzdan öyle bir yakaladım ki…

Asla aman vermeyeceğim. Kaçacak yeriniz yok!

İki elim yakanızda bundan böyle! Madem FETÖ ile “gizli” ittifak ettiniz…

Madem HDP ile stratejik ortaklık ettiniz…

Madem Aydın Doğan’ın kumanda ettiği proje kimselersiniz…

Sizi de bu hainlerin yanına koydum.

Hiiiiç oraya buraya kıvırma “kız Oktay!”* Hiiiiç “twist” yapma! “MHP’nin içindeki şeytana” çoktan suçüstü yaptım!

KIZ OKTAY Senden başlayalım Bahçeli! Boynunu, Aydın Doğan’ın “tasmasına” uzatarak hayatının hatasını yaptın!

Ülkücü gençliğin ideallerini, “Kız Oktay” lakaplı masonun ayakları altında çiğneterek yanlış yaptın!

2013’ün Ekim ayında, Bahçeli evlerde, “aracı” göndererek Fetullahçı alçaklarla stratejik işbirliği yaparak yanlış yaptın!

“Doğu Kökenli” adamını belli periyotlarla Pensilvanya’ya göndererek yanlış yaptın!

MHP tabanını, yeğeni dağda, haysiyeti firarda “twistçi” Oktay Vural’ın “barkodlu” insafına terk ederek yanlış yaptın!

Ülkücü gençliği, Aydın Doğan’ın başdanışmanı olan Volkan Vural’ın (Oktay Vural’ın kardeşi) “üst aklıyla” kumanda ederek yanlış yaptın!

22 Eylül 2003’te, Washington’da, 17. Cadde, 1150 no’lu ofiste, ABD’de “Karanlıklar Prensi” olarak bilinen, Yahudi derin devlet ajanı Richard Perle’nin başkanlığındaki o “çok gizli” toplantıya, Oktay Vural’la katılarak yanlış yaptın!

Öcalan’ın idamının bekletilmesi kararını, Aydın Doğan’ın şeytani aklı Volkan-Oktay Vural kardeşlerin dayatmasıyla alarak yanlış yaptın!

Demek ki mesele Erdoğan kızgınlığı değilmiş değil mi Devlet Bahçeli?

Asıl mesele, küresel aklın aparatı olmakmış gerçekte öyle mi?

Şimdi söyle bakalım Devlet Bahçeli! Sen kiiiim, milliyetçilik kim? Sen kiiiim, ülkücülük kim?

Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz'un bu açıklamaya da bir tepkisi olmamıştı.

Şimdi büyük harflerle soruyoruz  "Sizin klavyeniz Ülkücüleri mi çalışır?"

Editör: TE Bilişim