Sabah yazarı Hilâl Kaplan, FETÖ’cülere ve ele başısı Gülen’e verdi veriştirdi.

Bebeklerin ve çocukların ölümüne içinin yandığını ifade eden Kaplan, bu ölümlerden Pensilvanya şeytanının ve ona inanan anne babaların sorumlu olduğunu kaydetti.

Kaplan, çocuklarını kendi bataklıklarına sürükleyenlerin, FETÖ'nün terli atletini koklayan zekâ seviyesine sahip izan yoksunları olduğunu vurguladı.

Hilâl Kaplan, birileri Gülen’in terli atletini koklarken, kendisininde şiir yazdığını yine unuttu.

Kaplan’ın müsâmere tadındaki şiiri şöyle:

“Dağlarına bahar gelmiş memleketimin

Gülen de görse bu güneşi, Ahmet Abi de Nâzım da

Hrant Abi de salınsa dağlarında özgürce,

Rakel ve Gülten Abla artık huzur bulsa

kuşlar bütün gün şakısa penceremizde

barış bir seher vakti çıkagelse

“kardeşiz biz” demeye gerek kalmadan

gerçekten sarılıp kardeş olsak be Türkiye

barış ha askerin olmuş ha ‘gerilla’nın

hem ikisi de yaşıyor olmayacak mı barış gelince?

sanki bir kerecik de yaşarken eşit olsa gençlerimiz

hep ölümde mi eşitleneceğiz böyle?”

Kaplan’ın bugünki yazısı şöyle:  

“İçim yanıyor. Bu milletin evlâtlarına kıydıkları yetmediği gibi, şimdi de kendi günahlarının bedelini çocuklarına ödetiyorlar.

Evlenme kararlarını FETÖ içinde aldılar.

Karılarını, FETÖ'nün kataloglarından seçtiler.

Çocuklarına FETÖ'nün istediği isimleri koydular.

Evde sadece FETÖ'nün izin verdiği gazete ve kitapları okuyup, televizyon kanallarını izlediler.

Darbeden sonra FETÖ, hamile kalmaları emrini verdiği için apar topar evlenip çocuk sahibi oldular. Böylelikle 'bebekler hapiste' yaygarasını tüm dünyaya duyurabildiler.

Şimdi de FETÖ'nün terli atletini koklayan zekâ seviyesine sahip izan yoksunlarının çocuklarını da zorla kendi bataklıklarına sürükleyişine şahit oluyoruz.

Ege Denizi'nde, Midilli Adası'na kaçmak isteyen ve içlerinde FETÖ elebaşının kardeşinin damadının da bulunduğu FETÖ'cüleri taşıyan botun batması sonucu altı kişi öldü, bir kişi kayboldu ve dokuz kişi kurtarıldı. Ne var ki ölenlerden üçü, hiçbir şeyden habersiz masum çocuklardı.

Batacağı kuvvetle muhtemel olan dandik bir şişme bota 50 kişi doluşup, adaletten kaçmak için Ege'yi aşmaya kalktıkları yetmediği gibi çocuklarını da yanlarına alıyorlar! Bir tanıdığına yavrunu emanet edip, yerleştiğin hangi fare deliği ise oraya çocuklarını sonradan aldırtmayı bile düşünmeden, hesapsızca evlatlarını pisliklerine kurban ediyorlar.

Bu devlet, olağanüstü hali kaldırdığından beri hakkında arama kararı olmayan, örneğin devlet kadrolarından atılmış olan FETÖ'cüler bile serbestçe pasaportlarını alıp defolup gitme hakkına sahipken, bebeğini kendi bataklığına sürükleyene ana baba denir mi?

Allah sizi de 'çoluk çocuk demeden hicret edin' diye talimat veren Pensilvanya şeytanını da bildiği gibi yapsın!”

Editör: TE Bilişim