Kipel yazısından bu güne kadar hiç bilinmeyen ve duyulmayanları yazdı.

Berlin Değişim Hareketi başkanlarından Mehmet Aşkın Kipel, yazısında " Satırlarımın bu kısa kısmı sosyal medyada gördüğüm İsmail Türk’ü bilmezlere, gizliliklerini bilmezlere, Meral Akşener ile pazarlıklarını bilmezlere, Ülkücülük nedir bilmezleredir, Ey cehalet iyi oku iyi belle pazarlıkları . Senin Facebook’ta okuduğun gibi değil .." dedi.

İşte o dikkat çeken paylaşım;

"Kaygılı ameliyat olacağını üzülerek öğrendiğim sayın başkanım kıymetli ağabeyim sayın İsmail Türk beyefendiye en kalbi dileklerim ile acil şifalar diler, dualar eder uzaklardan selam eder ellerinden öperim .

Kendisini Meral Akşener hanımefendinin MHP’den ihraç süresince tam bir memleketi "bu ablam kurtaracak"  heyecanı içinde kendinin ve dahi evlatlarının canı pahasına yanında olup tam manası ile göğsünü siper eden bir vatan evladı, tam bir komutan ve teşkilatlanma başkanı olarak tanıdım . 

Ailesini de ablanın evine tabiri caiz ise çat kapı girebilen aile fertleri olarak tanıdım .

Ablanın evinde abisinin hakkın rahmetine kavuştuğunda başsağlığı için gittiğimiz gün Atilla Kaya ,Suat Başaran, Oğuzhan Türk, ben ve bir kaç dost ile Oğuzhan’ın tedbirli dolaştığının farkına vardım. 

Tabiî ki ilk fırsatta hemen sürgündeki yerine Altaylara gidip durumu bizatihi İsmail Türk’e anlatmak istedim .

Zira durum ciddi bir hal almış gece gündüz demeden görüşmeler toplantılar Ankara ,İstanbul kazan kepçe dolaşmaktaydılar.

Ablanın ve yakındakilerin her an FETÖ'cülükten içeri alınma tehlikesi vardı. 

Tabiî ki olaylardan haberi olan İsmail Türk beni sakinleştirmeye çalıştı ve şöyle dedi "Evet biliyorum talimatı ben verdim , oğlum sakın ola ki kimseyi öldürme, yükü ağırdır kaldıramazsın, ama baktın olmadı kendini siper et öl, ablaya sakın bir şey olmasın" dedi .

Ben tabi ki bir babanın evladını kurban verdiğini bugüne kadar hazreti İbrahim'in hikayelerinden duyarken burada canlı şahidi olmanın şokunu yaşıyordum. 

Avrupa’yı Almanya ,Fransa ,Bosna , Romanya gibi ve Asya’yı Ukranya,Türkmenistan,Kırgızistan adeta karış karış gezerek satır satır işleyerek kişi kişi tek tek görüşerek şekillendirmiş ,  Meral Akşener sevdasını  yüreklerde adeta cayır cayır yanmasına sebep olmuştur. 

Ablasına inanmış yanında olmuş ve etkili faaliyetler sebebi ile FETÖ'cü damgası ile vatanını terk etmiş ailesinden ayrılmış "kuzularım" dediği torunlarından ayrılmış ,sürgün yemiş biri olarak tanıdım İsmail Türkü . 

Almanya, Berlin ve Fransa Paris’teki sürgün hayatında beraberdik. Eh Ülkücülük iste 7/24 bitmez tükenmez vatan sevdası kahvehaneler ,lokaller eş dost toplantıları  Meral Akşener tanıtımı.

Dam yok, aş yok, derviş misali gece gündüz durmaksızın planlar anlatımlar vs. ha evimizde var aşımızda ama hani insanın kendi evi gibisinden .

Sonrası Asya , Tanrı dağları , Altaylar !

Kışın eksi 30, yazın artı 30 elhamdülillah orada dostlar kucak açmış bizden daha iyi ağırlamışlar , biraz üzüldük biraz sevindik tabi . 

Sonra duyduk hastalık nüksetmiş, ee yaş kemal, mekan sürgün lakin takdir Allahtan .

Parti kurulma aşamasında tutturdu geri gideceğimde diye.

Süreç hızlı işliyor ablaya yanlış yaptırırlar orada olmam gerekir diye.

Hep beraber parti binasına gittik maşallah görkemli bir bina.

Akşener'le birbirlerini görünce çok sevindiler hemen makam odasına geçtik,başladı sohbet muhabbet.

"İsmail başkanım çok yoruldum gelenimiz gidenimiz çok iy iki geldin dinleniyorum" dedi lâkin nafile İsmail Başkan hemen meseleye daldı dış Türkleri anlatmaya başladı meseleyi rapor etti , sağ olsun beni tanıştırdı ablanın gizli meseleleri görüşeceğiz demesine rağmen beni odadan çıkartmadı .

Gizli meseleler sır oldu gitti .

Büyük oğlu Oğuzhan kurucular kurulu üyesi, ne olsun nasıl olsun, gibi bir laf geçti.

İsmail Türk hemen lafı kapatıp "Onu sana evlat verdim artık benim oğlum değil senin evladın nasıl münasip görürsen bildiğini yap beni ilgilendirmez" diyip kesip attı .

Sonra abla İsmail başkanım "Senden ricam dış Türkler masası sorumlusu olman" dedi, İsmail Türk görevi orada resmen kabul etti .

O gün şartlarında diğer arkadaşlar üzerinden sohbetler oldu, İsmail Türk için hepsinin ayrı ayrı yeri ve kıymeti vardı zaten ben hiçbir ismi de tanımıyordum .

Fakat bir ara "Rubil" diye birinden söz geçti ablanın çok hoşuna gitmiş. Anlatıyor iyi bir aile babası kızını hiç yalnız bırakmadı, hep birlikte oldu falan" diye sonra anladım ki sözü geçen Rubil Gökdemir'miş.

"Onu mutlaka milletvekili olarak isterim" diye İsmail başkana duyurdu.

Hani kızı da kurucular kurulu üyesi,Tokyo’da Üniversite birincisi olmuş, gururumuz, sonra bende tanıştım kendisi çok beyefendi birisi . 

Her gelen valiler, kaymakamlar, vekiller inanın beşer onar dakika görüşürken biz bir saate yakın kaldık bildiğin aile sohbeti...

Satırlarımın bu kısa kısmı sosyal medyada gördüğüm İsmail Türk’ü bilmezlere gizliliklerini bilmezlere Meral Akşener ile pazarlıklarını bilmezlere Ülkücülük nedir bilmezleredir ..

Ey cehalet iyi oku iyi belle pazarlıkları . Senin Facebook’ta okuduğun gibi değil ..

Pazarlıklar hep arkadaşları içindir ,mevki makam kavgasını hep dostları için verir esası liyakat , gerçeği Ülkü’ye sadakattir kendisi için hiç bir şey istediğine ben şahit olmadım zaten yirmi beş senelik teşkilat hayatımda kendisi için herhangi bir şey isteyen teşkilat mensubu da görmedim . 

Kendisi için değil fakat oğlu Oğuzhan için bir şey istedi evet istedi hem de benim yanımda .

"Abla Oğuzhan senin evladın beni dinlemez dediğimi yapmaz fakat seni asla kırmaz bizim ortak dostumuzun kızını oğlun Oğuzhan’a iste şunları baş göz edelim" dedi.

Ablada "tamam olur hallederiz önce şu seçimleri atlatalım o beyi bende milletvekili olarak görmek istiyorum sonra  gider alırız kızımızı" diye net cevapladı .

Biz hasretimizi giderdik ablamız bilgilendi ve dinlendi.

Sonra genel merkez binasını gezdik dostları ziyaret edip çalışmalar yaptık ufak bir yol haritası çizdik vazifeyi yüklendik çıktık .

Mehmet Aşkın Kipel

Habererk: Aynı Meral Akşener, İsmail Türk'ü mahkemeye verdi, tasmalılarını üzerine saldı, Korktu mu İsmail Türk, Türk korkmaz ki....

Editör: TE Bilişim