İYİ Parti İl Başkanlığı’nda Kurucular Kurulu Üyesi eski Şeker Fabrikaları Genel Müdürü Seyit Yücel ile birlikte Çorum İl Başkanı Bekir Özsaçmacı, Amasya İl Başkanı Ahmet Fatih Coşar, Çankırı İl Başkanı Çetin Kapdan, Yozgat İl Başkan Yardımcısı Seyfi Bayrak ile onlarca partilinin katılımıyla basın toplantısı düzenlendi.

Seyit Yücel’in ekonominin iyi gittiğini söyleyerek dış ülkelere yardımları ile övünen iktidarın 14 şeker fabrikasını ortalama 100 milyon dolardan 1.4 milyar dolara elden çıkarmak istediğini belirterek sorunun para olmadığını dile getirdiği toplantıda İyi Parti il başkanları da şeker fabrikalarının ülke için stratejik önemine değindi. Toplantıda ilk söz alan İYİ Parti Çorum İl Başkanı Bekir Özsaçmacı, AK Parti’nin şeker fabrikalarının özelleştirmek istemesinin nedenlerini sıralayarak asıl yapılması gerekenin özelleştirmeden ziyaret fabrikaların tam kapasite çalıştırılması olduğunu anlattı.

AKP Hükümetini şeker fabrikalarını özelleştirmeye niçin ihtiyaç duyduğunu açıklaması gerektiğini vurgulayarak “şeker fabrikaları neyin karşılığı?” diye konuşan Özsaçmacı, “Özelleştirme kararının açıklandığı tarihten beş gün önce Türkiye'de ne olduğuna bakmak gerekmektedir. Bilindiği üzere ABD Dışişleri Bakanı Tillerson 15 Şubat’ta Türkiye'yi ziyaret etmiş ve Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile devletimizin teamüllerine aykırı olarak yaklaşık 3.5 saat tutanaksız görüşmüştür. Bu görüşmenin içeriğini bilmek mümkün değildir. Ancak bu görüşmede hükümet tarafından varsa verilen sözlerin gelecekte tarihin çöplüğünde yer alacağı ortadadır” dedi. “CEZA BİLE VERİLMEDİ” Diğer taraftan Türkiye’de mısır şurubu üreten Cargill adlı ABD’li firmanın yayınladığı iki raporun temel iddiasının ülkemizde şeker üretiminin maliyetli olduğunu dile getirdiğini hatırlatan Özsaçmacı, bu firmanın ruhsatının iptal edilmesine rağmen AKP iktidarı tarafından korunduğunu, yıllardır NBŞ kotasının sürekli artırıldığını ve buna rağmen kotalarının üzerinde üretim yapmalarına rağmen ceza bile verilmediğini dile getirdi.

“EFELENECEĞİNE KAPI ARKASINDA DİK DURUN”

Erdoğan-Tillerson görüşmesinde sağlanan mutabakatın ardından Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi kararının alındığını söyleyerek bu özelleştirmenin sarayın bir yıllık giderini bile karşılamayacağını vurgulayan yani özelleştirme isteğinin ekonomik zorunluluktan kaynaklanmadığını söyleyen Özsaçmacı, “Ortada bir al ver ilişkisi kurulmuştur. Verilmeye çalışılanlardan birinin şeker fabrikaları olduğu ortadadır. Peki esas soru neyin karşılığında verilmek istenmektedir?

Bu özelleştirme kararının Türk ekonomisine sağlayabileceği etkili bir faydası olmayacağı gibi Türk çiftçisine bir fayda sağlamayacağı aksine aileleri ile beraber milyonlarca çiftçimizi ve hayvan yetiştiricimizi, nakliyecimizi doğrudan etkileyeceği ortadadır. Bu fabrikaların özelleştirilmesinin gelecekte mısır şurubu lobilerinin önüne yeni imkânlar sunacağı ve esasen onların projesi olduğu da ortadadır.

Fabrikaların özelleştirilmesindeki nihai amacın bu fabrikaları tasfiye etmek olduğu da açık ve ortadadır. Her şeyden önemlisi kanserden, kısırlığa birçok hastalık riskini olağanüstü arttırdığı onlarca bilimsel tespit ile sabit olan mısır şurubu şekerinin yoğun tüketilmesinin önünün açılması 80 milyon insanımızın sağlığını doğrudan etkileyeceği gibi geleceğini de tüketecektir. Dün daha ekonomik olduğu için bize uçak ürettirmeyi bıraktıranlar Kıbrıs harekatında kapımıza ambargo ile dayanmışlardır. Dün bize haşhaş üretmeyeceksiniz diye parmak sallayanlar, daha sonrada tütün üretmeyeceksiniz diye parmak sallayanlar bugünde pancar üretmeyeceksiniz diye parmak sallamaktadırlar. Kırın artık bu parmağı... Meydanlarda efelendiğiniz gibi kapı arkalarında da dik durun” diye konuştu.

Türkiye’nin kanser bilimcilerinin NBŞ’den uzak durulması yönünden ardı ardına açıklama yaptığını ve iktidarın bu fabrikaları özelleştirmesi halinde kanserden kısırlığa kadar bir çok hastalığın yayılacağını söyleyen Özsaçmacı, fabrikaların özelleştirilmesi yerine tam kapasite çalıştırılması gerektiğini, Türk çiftçisinin gerekli pancarı üretmeye hazır olduğunu, haşhaş ve tütünün ardından şeker pancarı üretiminin de bitirilmek istendiğini dile getirdi.

“ÇORUM’U KISKANDIK”

Toplantıda söz alan İYİ Parti Çankırı İl Başkanı Çetin Kapdan ise kendisinin de gazetecilik yaptığı dönemde Çorum’a yıllar önce Şeker Fabrikası’nın temelinin atıldığında Çorum’u kıskandıklarını söyledi. Şeker fabrikalarını sanayi ivmesi kazanmak ve kalkınmanın anahtarı olarak gördüklerini söyleyen Kapdan, “Demek ki günümüzde sanayi hamlesi, kalkınma ve üretim anlayışı değişmiş. Şeker pancarının tarih olmasını isteyenler var. Şeker stratejik bir üründür. Bu fabrikalar satılacaksa üreticisine satılmalıdır” diye konuştu. “OYUNLARI BOZACAĞIZ” İyi Parti Amasya İl Başkanı Eczacı Ahmet Fatih Coşar da NBŞ’nin insan sağlığına zararlarının bilindiğini, tütün ve haşhaş üretiminin bitirilmesi gibi şeker pancarı üretiminin de bitirilmek istendiğini açıkladı. Şekerin köylüden, işçisine, nakliyecisinden sanayicisine kadar önemli bir ürün olduğunu, Türkiye’nin 16 yıldır ehil ellerce yönetilmediğini ve şeker fabrikalarının milletin efendisi olan köylüye verilmesi gerektiğini anlatan Coşar, “Şeker üzerindeki oyunlar son bulmalıdır. İyi Parti iktidarında biz bu oyunları bozacağız” dedi. Toplantıya katılan İyi Parti Yozgat İl Başkan Yardımcısı Seyfi Bayrak ise kendi kentlerinde Tekel ve Bira fabrikasının kapanma sürecinden ve sağlanan rantlardan örnek vererek hükümetin şeker fabrikalarının özelleştirme kararından geri adım atacağına inandığını söyledi.

“ÖZELLEŞTİRME KARARI PARA İLE İLGİLİ DEĞİL”

Toplantıda son olarak İyi Parti Kurucular Kurulu üyesi, eski Şeker Fabrikaları Genel Müdürü Seyit Yücel söz aldı.

AKP iktidarının ekonominin iyi gittiğini söyleyerek dış ülkelere yardımları ile övündüğünü anlatan Yücel, 14 şeker fabrikasının ortalama olarak 100 milyon dolardan 1.4 milyar dolara elden çıkarmak istendiğini ve burada asıl amacın şeker pancarı üretimini sona erdirmek olduğunu açıkladı. Geçmişte Türkiye’nin en kaliteli şekerini üreten Çorum Şeker Fabrikası’na kampanya açılışları için geldiğini söyleyen Yücel, şimdi ise bu satış kararı ile ilgili ilimizde bulunduğunu vurguladı. Aslen Yozgatlı olduğunu da dile getiren Seyit Yücel, ‘şeker fabrikalarının zarar ediyor’ söylemlerine katılmadığını, kendi Genel Müdürlüğü döneminde 30 Trilyon zarar eden şeker fabrikalarının ilk yıl 50, ikinci yıl ise 237 Trilyon (milyon) kara geçirildiğini ifade etti.

Bu dönemde 500 bin çiftçi ile üretim anlaşması yaptıklarını söyleyerek dolayısıyla pancarın bu topraklar için önemli bir değer olduğunu anlatan Yücel, “Milli ekonomiye bu kadar katkı sağlayan bu kuruluşların zarar etmesi söz konusu değildir. Benim dönemimde şekerin kilogram üretim maliyeti Avrupa’dan bile daha aşağıya inmişti. Türk Şeker Fabrikaları’nı o dönemde teknolojisi yüksek fabrikalarla rekabet edebilir hale getirmiştik. Bugün özelleştirilmek istenen fabrikalardan yaklaşık 1.4 milyar dolar para elde edilecektir. Ekonomi iyi gidiyor diyen bir hükümetin bu paraya mı ihtiyacı vardır? Şeker fabrikalarının satılmak istenmesinin sebebi para değildir. Şeker pancarı üretiminin durması zehirli GDO’lu NBŞ ürünlerinin Türk insanına yedirilmek istenmesidir. Şimdi ağzımızın tadı bozulabilir ama bu ürünler gelecek nesillerimizi tehdit etmektedir. 14 fabrika için getirilen 5 yıllık üretim şartı azdır. Geçmişte yapılan özelleştirmelerdeki üretim şartları Bakanlar Kurulu kararı ile bir gecede kaldırılabilmiştir.

“MAKİNE FABRİKALARI ÖZELLEŞTİRME İÇİNDE Mİ?”

İşçinin üretim sahalarının kapanması, istihdamın sonlanması, tarladan nakliyeciye kadar her alanda ekonomiye katkı sağlayan Şeker fabrikalarının kapanması ile ilgili özelleştirme şartnamesini görmedim. Ancak bu fabrikaların bazılarında fabrika ve alkol fabrikası birimleri bulunmaktadır. Şeker fabrikaları kendi fabrikalarını yapabilecek kapasitede ağır sanayi kuruluşlarıdır ve ülkenin ihtiyacı olduğunda ne üretilmek isteniyorsa üretebilecek durumdadır. Bu fabrikaların makine ve alkol fabrikaları ile birlikte satılması olağanüstü şartlarda ülkemizin güvenliğini bile tehlikeye sokabilir. Bu fabrikalarda şeker dışında küsbe ve melas gibi ürünlerde üretilmektedir. Atığın atığı olan bu yan ürünler tarım ve hayvancılık başta olmak üzere bir çok başka alanlarda da kullanılmaktadır” şeklinde konuştu. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine tamamen karşı olduğunu söyleyen Yücel, eğer özelleştirilecekse yerli ve milli olmak, üretimde sürekliliği sağlamak şartı ile illerdeki pancar kooperatifleri ve yerel ortaklara bilabedel (ücretsiz) verilmesi gerektiğini, önemli olanın üretimin sağlanması olduğunu, en pahalıya üretilen ürünün bile dışarıdan ithal edilecek üründen daha ucuz olacağını sözlerine ekledi.
 

Editör: TE Bilişim