"Biz sandık ki, her şeye rağmen, İyi Partililer de, bu ülkenin dindar insanlarının yanında yer alır. Yanılmışız. Yavuz Ağırailoğlu şahsında yanılmışız. O, eşcinsellerden yana imiş" diyen Karahasanoğlu, “Konuş dediysek 'Kandil adına, ibneler adına konuş' demedik!" dedi.

Karahasanoğlu, bugünkü yazısında şunları kaydetti:

Üç gündür İyi Partililere “Konuşun” diyoruz.

“Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın ‘Zina ve eşcinseller’ ile ilgili sözlerine karşı, Ankara Barosu’nun haddini aşan sataşmasına bir yorum getirin” diyoruz..

Ses vermiyorlar..

Hacı Meral Abla talimat vermiş, “Kimse konuşmayacak” demiş..

Kandil’den Murat Karayılan, “İstanbul’da desteklemeseydik, oy verdiğiniz Ekrem İmamoğlu kazanamazdı. Diyanet’e destek vermeyeceksiniz. Verirseniz, desteğimizi çekeriz” demiş olmalı ki..

 Bir tane CHP’li resmi yetkili çıkıp da, görüş açıklayamadı..

Bir iki tanesi, onlar da zaten tıynetleri gereği eşcinsellerden yana açıklama yaptılar..

Yine.. Bir tane İyi Partili çıkıp da, “Eşcinsellik, bizim inancımıza da, ülkümüze de, töremize de, kültürümüze de aykırıdır” diyemedi.

Tekrar tekrar sorduk:

“Çıksın İyi Partililer açıklasınlar.. Bilelim, kendilerini milliyetçi olarak tanıtanlar ibnelerden mi, yoksa İslam’dan mı yana?” 

Hacı Meral Abla, bir televizyon kanalına çıktı.. Kahkahaları bastı..

Konuştu, eleştirdi..

Ama ne kendisine Diyanet ile ilgili bir şey soruldu. 

Ne de o, “Bu konuya açıklık getirmek istiyorum. Bizim düşüncemiz şudur” diyebildi..

 Bu köşeden, İP’in ağır abisine de çağrıda bulunduk.

“Bir şey söyle.. Azıcık bir şey.. Sesini duyalım” dedik..

Ağırına gitmiş olmalı.

Bir şey değil, çok şey söyledi..

Bir saat konuştu..

Konuşmasını hızlı şekilde bile okumaya kalktığınızda, 15 dakikanızı yerseniz..

Konuşmuş, konuşmuş ama..

İçinde bir tane tartışmanın odak noktasındaki kavramlara atıf yok.

Ne “zina” var. Ne “eşcinsel” var. Ne “LGBTİ” var..

Zinacılardan korktuğundan mıdır?

Eşcinsellerden çekindiğinden midir?

LGBTİ’lilerden ürktüğünden midir?

Her şeyden bahsediyor..

Haram kazanmaktan.. Makamdan, şatafattan, israftan bahsediyor..

Bahsetsin, canım kurban..

Ama şu an çıkıp senin konuşma yapma sebebin, yıllardır tekrarladığınız o konular değil..

Şu an millet, sizden “eşcinseller” konusunda, Diyanet’ten yana mısınız, yoksa ona sataşan ve “Çağlar gerisinden gelen kafa” diyerek hakaret eden eşcinsel destekçisi Ankara Barosu’ndan yana mısınız?

Bir söyle..

Biz çağrıda bulunduk, sandık ki, konuşursa, Diyanet’ten yana konuşur..

Biz sandık ki, her şeye rağmen, İyi Partililer de, bu ülkenin dindar insanlarının yanında yer alır..

Yanılmışız.. Yavuz Ağırailoğlu şahsında yanılmışız.. O, eşcinsellerden yana imiş..

Evet; net bir ifadesi yok..

Ama açıklamasındaki vurgularla, eleştirileriyle, eleştirmediği barolarla, eleştirmediği eşcinsellerle, eleştirmediği PKK’lılarla, eleştirmediği CHP’lilerle, aslında konumunu da dikkate aldığımızda açık açık şunu demiş olmuyor mu: 

“Ben eşcinsellerin haklarını savunuyorum.. Eşcinselliğin ahlakımızda yeri olmadığını, kültürümüzde yeri olmadığını, inancımızda yeri olmadığını söyleyen Diyanet İşleri Başkanı’nı bu kavramlar üzerinden eleştiremiyorum. ‘Niye eşcinsellere laf ediyorsun’ diyemiyorum.. O kadarına yüreğimiz yetmez. Ama.. Safım belli olsun.. Ben Ankara Barosu’ndan yanayım. Ben, PKK’lılara destek çıkan İzmir Barosu’ndan yanayım. Ben, PKK’lıların hamiliğini yapan Diyarbakır Barosu’ndan yanayım. Safım belli olsun.. Ben Diyanet İşleri Başkanı’nı hedef alıyorum. Diyanet İşleri Başkanı’na ‘Çağlar gerisinden gelen kafa’ hakaretini yapan baroya bir şey demiyorum.. Siz anlayın, kimlerle birlik olduğumu!”

Diyeceksiniz ki, “Bu kadar yorum yaptın, bari Yavuz Bey’in dediklerinden de bir demek sunsaydın!”

Buyrun sunalım:

“İsrafa, adam kayırmaya, şatafata, Kamu İhale Kurumu’ndaki istisna heveslerine, rekabetin bozulup da iktidarın lehine ticaretin bu kadar ifsat edilmesine bir tane cümle kuramamış bir merciinin cümleleri..”

Ne imiş?

Ali Erbaş, “israf” ile ilgili bir açıklama yapamıyormuş..

Merak ettim, taradım..

Siz de, “Ali Erbaş” ve “İsraf” yazıp, arayabilirsiniz.

Onlarca sonuç var..

Bir tanesi Ordu’da irad ettiği hutbe..

Diğeri Diyanet dergisinde yazdığı “İsraf” başlıklı makale..

“Şatafat” ile de ilgili, “adam kayırma” ile de ilgili, “ihtikar” ile de ilgili Ali Erbaş’ın onlarca konuşması var..

Ama..

“Zina ve eşcinsellik” gündemi ile basın toplantısı yapan Yavuz Ağıralioğlu, bir defacık olsun bu kelimeleri kullanmadan toplantıyı tamamlamak için, maraza çıkartma peşinde..

Batılı devletlerin bile iflas ettiği bir virüs salgını döneminde, Türkiye’nin mücadelesindeki başarıyı hem kabul ediyor, ama hemen ardından “Devletimiz bu sürece hazinesi tamtakır yakalanmıştır” diyebiliyor.

Hiç düşünmüyor, “Hazinesi tamtakır bir devlet.. Nasıl oluyor da, hazinesi para ile dolu ABD’den, Almanya’dan, İtalya’dan, Fransa’dan, İspanya’dan daha başarılı bir virüs mücadelesi yapabiliyor?”

O düşünmesin..

Görevini nasıl ifa ettiğini merak ediyorsa..

Dünkü o konuşmasını kimlerin haber yaptığını bir incelesin.

Ne kadar PKK hamisi internet sitesi var ise, hepsi manşete taşımışlar..

Ne kadar eşcinsel yanlısı gazete var ise, sitelerinde birinci haber yapmışlar..

Ahlaksız hayatı Türk toplumuna dayatan ne kadar gay, homoseksüel sitesi var ise, Yavuz Ağıralioğlu’nu başlığa çıkartmışlar..

Vazifeni yaptın Yavuz Bey..

Eşcinsellerin sözcüsü oldun..

Onları memnun ettin..

Diyanet’e saydırdın..

Diyanet İşleri Başkanı’nın şahsında, tüm Müslümanlara hakaret eden, “Çağlar gerisinden kalan kafa” diyen Ankara Barosu’na bir çift laf edemeden bitirdiğin konuşmanla, İslam karşıtlarını sevindirdin..

PKK’lılara destek veren İzmir Barosu’nu sevindirdin..

Ne diyelim, şu mübarek Ramazan günü..

“Allah, seni sevindirdiklerinle haşretsin” diyelim mi?

Her şeye rağmen demeyelim..

“Allah, sizi ıslah etsin” duamızla bitirelim.. 

“Allah hiçbirimizi, doğru yolundan ayırmasın.. Siyasetin kör sokağında tepinenlerden etmesin..”

Amin..

Editör: TE Bilişim