Mevlana İdris, ülkemizde Çanakkale ruhunu ayağa kaldıran temel etkenin Mehmet Niyazi Özdemir’in “Çanakkale Mahşeri” isimli eseri olduğunu ifade etti.

“Bunu söylerken Mehmet Âkif’in büyük şiirini elbette es geçiyor değilim. Ama aradaki zamansal mesafe ve boşluğu şöyle bir düşününce ürpermemek elde değil.” diyerek 1915’ten 1998’e atlayan Mevlana İdris’e, arada bir boşluk olmadığını; 1933’de Nihal Atsız ve 8 arkadaşının "Çanakkale ihtifali" başlattığını hatırlatmak istiyoruz.

Karar yazarının bugünki yazısındaki o kısım şöyle:

"Geçtiğimiz Cumartesi günü ebedi istirahatgâhına tevdî ettiğimiz Mehmet Niyazi Özdemir ağabeyin Marmara İlahiyat Fakültesi Camii’nde kılınan cenaze namazına her yaştan, her meşrebten cümle yarânı iştirak etti, bu er kişi için hüsn-ü şehadette bulundu. Onunla bir şekilde yolu kesişen herkesin anlatacağı bir şeyler mutlaka vardır. Ben de yaşadığımız günlerden geriye kalanı birkaç cümleyle nakletmeye çalışayım:

Mehmet Niyazi ağabeyi Divanyolu’ndaki sohbet ettiğimiz kahvelerden birinde tanıdım. Genellikle Beyazıt Devlet Kütüphânesi’nden çıkıp gelirdi. Çok sâkin bir sesle, muhatabı laf anlamaz cinsten biriyse arada bir  “kurban olduğum” da diyerek sabırla ve kesinlikle şâhitlik ya da bir bilgiye, belgeye dayalı şeyler anlatırdı.

Çok trajik bir hatırayı, şâhit olduğu mühim bir siyasal tanıklığı, eski günlere ait neşeli bir anıyı yahut güncel bir yorumu dile getirirken, insanlıktan, tevazudan, mizahtan kopmadan, hiç ama hiç bağırmadan konuşurdu. Dinlemesini bilen nâdir insanlardandı.

Özellikle Şahin Uçar ve Yurdakul Dağoğlu ile yaptığı sohbet ve tartışmalar müthişti. Yanımda Oğlum Behram, Nedim Ali ve Kaptan Malik’i ne zaman görse onlarla mutlaka ilgilenir ve tuttuğu futbol takımını her defasında sorardı.

Şundan eminim: Bu ülkedeki Çanakkale ruhunu ayağa kaldıran temel etken Mehmet Niyazi ağabeyin Çanakkale Mahşeri isimli eseridir. Bu eserin yayınlanmasında sonraki sosyal bilinci adım adım izlemiş biri olarak buna şâhidim. Bunu söylerken Mehmet Âkif’in büyük şiirini elbette es geçiyor değilim. Ama aradaki zamansal mesafe ve boşluğu şöyle bir düşününce ürpermemek elde değil."

Editör: TE Bilişim