Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Kati Piri, Anayasa değişikliğine ilişkin 16 Nisan'da yapılması planlanan referandum için, "Sandıktan 'evet' çıkarsa o zaman ABbu durumu Kopenhag Kriterleri açısından, yani bu yeni yönetim tarzının KopenhagKriterleri açısından uygunluğunu değerlendirecektir" diyerek ilginç bir yaklaşımda bulundu. 

Üç gündür Türkiye'de çeşitli kurum ve kişilerle temaslarda bulunan AvrupaParlamentosu'nun Türkiye raportörü Piri, akşam saatlerinde İstanbul'da gazetecilerle bir araya geldi. Taksim'deki Point Hotel'de düzenlenen basın toplantısında AP ile Türkiye'ye ilişkilerini değerlendiren Piri, Anayasa değişikliğine yönelik 16 Nisan'da yapılması öngörülen referandum için, "Sandıktan 'evet' çıkarsa o zaman AB bu durumu KopenhagKriterleri açısından, yani bu yeni yönetim tarzının Kopenhag Kriterleri açısından uygunluğunu değerlendirecektir" diyerek çarpıcı bir yaklaşımda bulundu.

OHAL ve yaşanan gelişmeler
AP Türkiye raportörü Piri, MHP'nin tutumundan, HDP ve bazı gazetecilerin yargılanmasına dek bir dizi değerlendirmelerde bulunarak şunları kaydetti: "Cumhuriyet Gazetesi'nden 10 gazetecinin tutuklanmasından sonra, cumhuriyet gazetesi Türkiye'nin en eski gazetesidir. Daha sonra Güneydoğu'da demokratik olarak seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınmalarıyla, muhalefet milletvekillerinin hapse girmesiyle, HDP eşbaşkanları dahil olmak üzere, bütün bu yaşananlar karşısında Avrupa Parlamentosu'nun elinde AB üyeliği görüşmelerinin Olağanüstü Hal durumu kaldırılıncaya kadar geçici olarak dondurulmasına Kasım ayında karar verdi. Bu durum Türkiye'de demokrasiye geri dönülünceye kadar ve tüm anayasanın koşullarına uygun hareket edilinceye kadar devam edecek. Ancak aynı kararda Avrupa Parlamentosu diyaloğun devam etmesi gerektiğini de ifade etti ve AB'nin Türk sivil toplumuna verdiği desteğin artırılması gerektiğini belirtti."

"Referandumda 'evet' çıkarsa"
Referandumun başkanlık sistemine destek verenlere de karşı çıkanlara da doğru anlatılması gerektiğine işaret eden Kati Piri, "Ülkenin yönetim sisteminde böylesine ciddi bir değişiklik yapılması ihtimali söz konusu olduğunda halkın da bu konuda çok iyi bilgilendirilmesi oldukça önemlidir. Aynı şekilde başkanlık sistemine destek verenlerin de, karşı çıkanların da kendi görüşlerini ifade edebilme fırsatı olmalıdır. Referandumda sandıktan 'evet' oyu çıkarsa o zaman AB bu durumu Kopenhag Kriterleri açısından, yani bu yeni yönetim tarzının Kopenhag Kriterleri açısından uygunluğunu değerlendirecektir. Ayrıca, Venedik Komisyonu'nun hazırladığı yakında yayınlanacak rapor da bu değerlendirme için çok önemli bir teme oluşturacaktır" şeklinde konuştu.
Son dönemde Türkiye-AB ilişkileri açısından Ankara ile Brüksel arasındaki gerilime de değinen AP Türkiye raportörü Kati Piri, "Son aylarda Ankara ile Brüksel arasındaki ilişkilerin gerilmiş olmasına rağmen umarım ki önümüzdeki aylarda vize serbestleşmesi süreci, terörizme karşı ortak savaş ve Suriye'deki savaşın sona ermesine ilişkin önemli konularda ilerleyebileceğimizi umuyorum" dedi.

"Yapılan reformlar değerlendirilecek"
Kati Piri, açıklamaların ardından gazetecilerin sorularına muhatap oldu. Bir basın mensubunun, "Evet' (referandum da) çıkarsa Kopenhag Kriterlerine göre değerlendirilecektir?" şeklindeki sorusuna Piri, "Türkiye'nin AB'ye katılımı konusunda tabii ki Venedik Komisyonu'nun da bir görüşü oluyor. Bu noktada 11 Mart'ta güçlerin ayrılığı konusu değerlendirilecek. Aday olan her ülkede yapılan reformlar nasıl uygulamalara yansıyor. AB'ye katılım sürecine nasıl yansıyor bu değerlendiriliyor Kopenang Kriterleri ışığında. Bu açıdan bu artılar ve eksiler Venedik Komisyonu tarafından değerlendirilecek. Çünkü Venedik Komisyonu daha farklı bir yapıya sahip. Daha hukuki açıdan bakıyor işe" cevabını verdi.

"AB Bakanı Çelik'in sözlerinden çok büyük üzüntü duydum"
AB Bakanı Ömer Çelik'in dün kendisine yönelik olarak "HDP'nin çevirmeni gibi davranıyor" şeklindeki yaklaşımına ise Piri, "Sayın AB Bakanı Çelik'in benim dürüstlüğümü sorguladığı ifadelerinden çok büyük üzüntü duydum. Bildiğiniz gibi ben Avrupa Parlamentosu'nun raportörüyüm. Dolayısıyla AB Parlamentosunu temsil ediyorum. Bunlar benim şahsi görüşlerim değildir, aynı zamanda bir Türk Parlamenter de değilim. Her hangi bir siyasi parti ile de bir bağım yok. Ancak Sayın Çelik'le ne zaman isterse bu konuları görüşmek isterim. Bu sefer istememe rağmen görüşme imkanım olmadı. Gelecekte özel olarak kendisiyle görüşmek isterim her hangi bir yanlış anlaşılma varsa. Bununda üzerinden geçmek düzeltmek isterim" diye yanıt verdi.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'le görüşmesi
AP Türkiye raportörü Kati Piri, AB Bakanı Çelik'in kendisi ile görüşmemesine yönelik soruya verdiği yanıtta, "Türkiye AB Bakanı katılım görüşmeleri açısında çok önemli bir ortaktır. Dolayısıyla ben kendisinden bir görüşme talep ettim, fakat görüşme olmadı. Ben hükümetle görüşmemi Sayın Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile yapmış oldum. Ne zaman Türkiye'ye gelsem benim ilk görüşme talep ettiğim kişi AB Bakanı'dır. Çünkü kendisi AB ile ilişkilerden sorumlu kişidir. AB Parlamentosu Kasım ayında buraya bir heyet gönderdiğinde bende heyetin bir üyesiydim, ama heyette benim bulunmamın istenmediği bildirildi. Böyle bir durum yaşandıktan üç ay sonra Başbakan Yardımcısıyla görüşmüş olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Umarım ki bir sonra ziyaretimde daha geniş bir kapsamda, aynen eskiden olduğu gibi görüşme imkanımız olur. Yaşanan zorluklara rağmen burada önemli olan şey aradaki diyaloğu sürdürmek. Kapılarım her zaman açık" dedi.

MHP'nin referandum sürecindeki tutumu
Piri, Milliyetçi Hareket Partisi'nin referandum sürecinde sergilediği tutuma ilişkin verdiği cevapta ise şunları kaydetti: "Benim ülkemde koalisyonda iki parti var ve yapılacak her şey muhalefetten destekle birlikte yapılıyor. Yani muhalefet dediğimizde her şeye muhalefet demek olmuyor. Özellikle AB'ye katılım sürecinde TBMM'deki dört siyasi partinin bu konuda olumlu görüş belirtmesi tabii ki çok önemli. Böyle bir konuda çoğunluğun görüşünün olması çok çok önemli."

Editör: TE Bilişim