Servet Avcı yazısı şu şekilde;

Seçimlerin ilk faydası belli oldu!.. Kayıp bir ülküdaşımıza kavuştuk çok şükür!..

Mehmet Özhaseki, Habertürk televizyonunda, üniversite yıllarında ülkücü hareket içinde bulunduğunu, bir dönem Kızılay sorumlusu olduğunu, rahmetli Türkeş'in seminerlerine girdiğini, tek tek not tuttuğunu filan söyledi... Hatta Mustafa Cemiloğlu ile karşılaştığını hayranlıkla belirtti...

Demek ki seçimlerin hafıza açıcı etkisi var!.. 40 yıl Ashab-ı Kehf taklidi yapıp, sonra ihtiyaç duyduğunuzda "Aaaa ben önceki hayatımda ülkücüymüşüm" diyebiliyorsunuz!..

Partinin İl Gençlik Kolları'nda sarf edilen "Sonra baktık ki yurt dışında tezgâhlanmış oyunun piyonuymuşuz" türünden ifadeler zaten şehir efsanesi!.. Veya narkozdan kurtulurken uydurulmuş saçmalıklar!..

Metin Yüksel isminin ülkücüler için ne ifade ettiğini herkes bilir... Şüphesiz Özhaseki de bilir... Her ölüm yıldönümünde ülkücülere sövüldüğü ve 'faşistlerin, ırkçıların katlettiği' diye başlayan cümlelerle anıldığı için bu ismin çağrıştırdıkları çok açıktır...

Ne tuhaftır ki Metin Yüksel ismi Türkiye'de sadece iki ilde caddeye verilmiştir... Birisi onun büyükşehir belediye başkanlığı yaptığı Kayseri Melikgazi'dedir... Zannediyorum bu hassasiyet bile Özhaseki'nin -sonradan hatırladığı- ülkücülüğüne iyi bir delildir!..

Bir insanın ülkücülüğüne en büyük şahit Melih Gökçek gibi 'emin' biri olduğuna göre başka ispata gerek yok ki zaten!..

***

2014 yerel seçimleri... İktidar partisinin Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, arka arkaya şu twitleri atıyor: "1- MHP'nin Ankara ve İstanbul'da zayıf adaylar göstermesi tesadüf değildir. Zira onlar da CHP için bu hamleyi yapmışlardır... 2- Ankara'daki ülkücü kardeşlerimiz MHP'nin bu oyununu görmelidir. Ankara'yı sol bir belediyeye teslim etmek isteyenlerin oyununa gelmemelidir." 

Ne kadar açıktı değil mi? Bahçeli ve yönetimi, kasten zayıf aday çıkararak, CHP'ye çalışmakla suçlanıyor ve mevsim gereği 'kardeş' görülen Ankaralı ülkücüler bu tezgâha karşı uyanık olmaya çağrılıyordu!..

'Ver MHP'ye, gitsin CHP'ye sloganı hâlâ hafızalardadır... Gökçek'in Ekim 2014'te, yine Habertürk televizyonunda yaptığı "MHP'ye gerek yok. İnadı bırakıp Ak Parti'ye katılmalı. Küçük büyüğe katılmalı" şeklindeki aşağılayıcı teklif de...

Seçim olunca işler değişiyor tabii!.. 'Fatiha bilmezler' unutuluyor, milliyetçiliği ayaklar altına almakla övünenler başkalarıymış gibi davranılıyor, 'kandan beslenenler' tabiri sanki bir belgeselde sırtlanlar için söylenmiş numarasına yatılıyor... Kendileri uslu uslu okula giderken ve içlerinden az kalsın atomu parçalayacak bilim adamları çıkaracakken, sağ-sol diye birbirini boğazlayanlardan -zamanın ruhu gereği- bahsedilmiyor...

Bir bakıyorsunuz Sincan mitinginde olduğu gibi üç hilalli dev bayraklar ve 'Etimesgutlu bozkurtlar' pankartları eşliğinde, orada olmayan ama varmış gibi gösterilen 'Mehapeli kardeşler'e teşekkürler ediliyor...

***

Belli ki bu seçimde de aynı senaryo tekrarlanacak Ankara'da... Ne de olsa durum fazlasıyla kritik ve 'mevsimlik kardeş' ülkücülerin oylarına daha fazla ihtiyaç duyulacak... Çünkü ülkücülerin Ankara'da partileri yok ama oyları var!.. Ve bu oylar seçimin kaderini belirleyecek...

Şimdi kim bilir ne efsaneler duyacağız? 40 yıldır saklanan ne 'kritpo ülkücüler', ne gizli kahramanlar ortaya çıkacak!.. Muhtemelen bizler bunları görünce utanıp başımızı öne eğeceğiz, "Yahu biz de adam mıymışız?" diye mırıldana mırıldana yürüyeceğiz!..

Seçimlerin böyle bir bereketi vardır işte!.. Fon için 'eski ülkücü' bulup değerlendirmek isteyebilirsiniz!.. Açılım sürecine sağladığı limitsiz krediye rağmen, PKK'ya ne verildiğini bilmeyen, umursamayan ve işi bittikten sonra açıkçası adam yerine konulmadığı için alınmayan, gücenmeyen 'mezhebi geniş' tiplerden arayabilirsiniz!.. 'Serbest piyasa' şartlarında kısmen bulabilirsiniz de!..

***

Yine de kolay mı sonuç almak? Asla değil... Öyle olmadığını geçen seçimlerde gördük... Bu seçim çok daha zor olacak, ülkücüleri 'mevsimlik' görüp, 'oy'undan, yani 'kelle sayısı'ndan fazlasına itibar etmeyenler için...

Editör: TE Bilişim