Bu yazarlardan Mahmut Övür’ün 14 Mayıs 2011 tarihli yazısını ibret için hatırlatmak istiyoruz.

Yazıya göre gazeteciler, Erdoğan’a, "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kasetlerle ilgili Fethullah Gülen Hoca'yı suçladı. Gülen'in böyle suçlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu yöneltiyor.

Erdoğan, bu soruya bir hayli sert cevap veriyor:

"MHP'nin bir defa Fethullah Hocaefendi'ye saldırısı gerçekten bana göre ihanet derecesindedir. Bu hiç ahlaki değil. Çok çok çirkin bir şey... Yani Hocaefendi, işi gücü bırakmış da Bahçeli'yle mi uğraşıyor? Bir defa onun bulunduğu makam böyle bir şeye müsaade etmez. Onun meşgalesi böyle bir şeye müsaade etmez. Bu çok çirkin, çok ayıp bir şey... Ben bunu ihanet derecesinde kınıyorum. Burada kendini bir defa çek etmesi lazım, kendiyle uğraşması lazım. Ben inanıyorum ki, aklıselim sahibi ülkücü kardeşlerim de bunun bu yaptıklarından ciddi manada rahatsızlar. Böyle bir yaklaşım olmaz. Zannediyor ki bunu siyaset malzemesi olarak kullanırsa bundan bir şey elde edecek sanıyor ama çok büyük yanlış yapıyor farkında değil."  

Övür’ün 14 Mayıs 2011 tarihinde Sabah gazetesinde yayınlanan yazısı şöyle:

“Başbakan Erdoğan: Bahçeli'nin Hocaefendi'ye saldırısı ihanet

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Fethullah Gülen Hoca ile ilgili sözlerine sert tepki gösterdi. Bahçeli'nin sözlerini ahlaki bulmayan Erdoğan, bunu ihanet derecesinde kınadığını söyledi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu da çok kolay yalan söyleyen, olarak niteledi ve "sol için de umut" olmaktan çıktığını ileri sürdü.

Başbakan Erdoğan'ın, önce Balıkesir sonra da Yalova mitinglerini izledim, Erdoğan'a hem mitingleri hem de seçim sürecini sorduk.

"Meydanlar önceki seçimlere ve referanduma göre daha iyi, Balıkesir ve Yalova'da cadde ve sokakların ilgisi muhteşemdi. Bu tablo yorgunluğumuzu alıyor."

Özellikle Yalova mitingi başbakanı memnun etmişti ki iddialı bir tespitte bulunuyordu:

"Böyle sandığa yansırsa yüzde 60 oyla iki milletvekilini de alırız."

Başbakan Erdoğan miting meydanlarında toplumun nelere ilgi gösterdiğini de şöyle anlattı:

"Sağlıkta, eğitimde yapılanlar ilgi çekiyor. Yolların yapılmasına sıcak tepki veriyorlar. IMF meselesiyle çok ilgililer. Borçları ödüyor olmamız mesela... Ama son dönemde en çok ilgi çeken bizim 'e-kitap' projemiz. iPad gibi... Artık her şey elektronik olacak. Devrim bu işte... Bütün dersler bunun içinde yer alacak. ABD ve Japonya'dan sonra bizde olacak. Önümüzdeki 4 yıl içinde bunu kademeli olarak hayata geçireceğiz..."

Bu arada başbakan sözünü ettiği e- kitabı görüp görmediğimizi soruyor. Görmediğimizi söyleyince de bir örnek getirtip gösteriyor.

CHP'nin eski ve yeni genel başkanlarıyla meydanlarda yarışan Başbakan Erdoğan'a Baykal ve Kılıçdaroğlu farkı sorulunca şöyle diyor:

"CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu bir umut olarak partinin başına geçmişti. Gün geçtikçe umut olmaktan çıktığı görülüyor. Yalanları fazla. Yüzü hiç kızarmıyor. İftira atıyor. Sürekli bizimle ilgili yolsuzluklardan söz ediyor. Bir tanesinin belgesi yok. Ortada bir tane belge yok. Sadece atıyor. Ya tutarsa diye..."

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın yeğeni için ÖSYM Başkanı'na gönderdiği mail iddialarını değerlendiren Erdoğan şunları söyledi: "Herkesle ilgili böyle bir oyun yapılabilir, mail atılabilir. İstihbarat birimleri şu anda araştırıyor. Gerçek ortaya çıkınca açıklayacağız."

Erdoğan internet dünyasının namuslu insanları montajlarla perişan edebileceğine dikkat çekti. Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın görüntüleri internete düştüğünde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a talimat verdiğini anlatan Erdoğan, TİB'in MHP'lilerle ilgili görüntülere anında müdahale ettiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan'a yönelttiğimiz,

"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kasetlerle ilgili Fethullah Gülen Hoca'yı suçladı. Gülen'in böyle suçlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna cevabı bir hayli sertti: "MHP'nin bir defa Fethullah Hocaefendi'ye saldırısı gerçekten bana göre ihanet derecesindedir. Bu hiç ahlaki değil. Çok çok çirkin bir şey... Yani Hocaefendi, işi gücü bırakmış da Bahçeli'yle mi uğraşıyor? Bir defa onun bulunduğu makam böyle bir şeye müsaade etmez. Onun meşgalesi böyle bir şeye müsaade etmez. Bu çok çirkin, çok ayıp bir şey... Ben bunu ihanet derecesinde kınıyorum. Burada kendini bir defa çek etmesi lazım, kendiyle uğraşması lazım. Ben inanıyorum ki, aklıselim sahibi ülkücü kardeşlerim de bunun bu yaptıklarından ciddi manada rahatsızlar. Böyle bir yaklaşım olmaz. Zannediyor ki bunu siyaset malzemesi olarak kullanırsa bundan bir şey elde edecek sanıyor ama çok büyük yanlış yapıyor farkında değil."

Peki çok tartışılan "MHP barajı aşabilir mi?" sorusuna ne diyordu? İşte Başbakan Erdoğan'ın cevabı:

"O benim sorunum değil. 12 Haziran akşamı göreceğiz. Anketlerde barajın hemen üstünde de görünüyor, baraj altında da... Biz kendimize bakıyoruz."

Seçim meydanlarında siyasetin gerginleştiği yönündeki yorumları değerlendiren Erdoğan şöyle konuştu:

"Siyasetin genlerinde bu var. Ben hiçbir zaman yumuşak yapıldığını görmedim. Süleyman Demirel yakın arkadaşı Turgut Özal'a neler yaptı, neler söyledi. 'Çankaya'dan indireceğim' dedi. Ben 25-30 senedir bu işin içindeyim, hep gerilimli oldu."

Editör: TE Bilişim