Mehmet Ağar, katıldığı bir toplantıda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. AK Parti'den ayrılarak yeni parti kuran Ahmet Davutoğlu, parti kurma hazırlıklarını sürdüren Ali Babacan ile 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ağar'ın konuşmasında isimleri geçmese de önemli bir yer buldu.

Türkiye'deki darbe süreçlerini hatırlatan Ağar, 27 Mayıs 1960 darbesi öncesinde Demokrat Parti'nin, 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Adalet Partisi'nin, 28 Şubat 1997'deki post modern darbe öncesinde de Doğru Yol Partisi'nin zayıflatıldığını belirterek, bugün de AK Parti'nin içinden yeni partiler çıkarak zayıflatılmaya çalışıldığını savundu.

Burayı çökertmenin hiçbir anlamı yoktur

"Tıpkı geçmişte olduğu gibi, ortaya çıkan bu büyük milliyetçi muhafazakar iktidarı, paralamak ve parçalamak hususunda bir takım siyasi teşebbüslerin olduğunu görüyoruz" diyen Ağar, sözlerine şöyle devam etti:

"Tabii ben geçmişte devlet hizmetinde olan kimseyi üzmek istemem. Ama onların da bizleri üzmemesini istemek hakkımız. Kişisel anlamda bir takım problemler olabilir. Kolaylıkla geldikleri makamlardan uzaklaşabilirler. Ama bütün bunları kendi kişisel davası haline getirmek suretiyle, milletimizin büyük bir çoğunluğunun kalbi safiyane ile destek verdiği bir yapıyı, karşı grupların etkisi altında kalarak ve işbirliği yaparak, burayı çökertmenin hiçbir anlamı yoktur."

Ana gövde içinden bir takım particikler kurmak suretiyle, yüzde 0,5 oyun bile önemli olduğu bir yapıda, sadece ve sadece kişisel kavgalar veyahutta iktidar hevesi yüzünden bu büyük iktidarı parçalamanın Türkiye'ye getireceği hiçbir faydası yoktur. İnşallah Allah bize bunu göstermez

İki yapıyla da mücadele konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a duyulan güvenin çok önemli olduğunu vurgulayan eski İçişleri Bakanı, "Hiç hatası yok mu, olabilir. Hangi kul hatadan aridir" dedi.

Yeni kurulacak partileri mutlaka vazgeçirmek lazım. Aksi takdirde çok ağır sonuçları olur.

İsim vermeden eleştirdi

Mehmet Ağar konuşmasında Libya'yla imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası'na da değindi. Bu tezin, Ergenekon Davası kapsamında hapis yatan Emekli Amiral Cem Gürdeniz tarafından 2005 yılında ortaya atıldığını ve şu anda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevini yürüten Tümamiral Cihat Yaycı tarafından savunulduğunun altını çizen Ağar, o dönem Dışişleri Bakanlığı'ndan onay çıkmadığını ifade etti.

Faciayı görebiliyor musunuz?

Ağar, Dışişleri Bakanlığı Denizcilik Dairesi'nin Libya'yla Türkiye arasındaki ortaklığa onay vermediğini, 2005'te 2014'e kadar görev yapan Denizcilik Dairesi Başkanları'nın ise bugün FETÖ tutuklusu olduğunu söyleyerek, isimlerini vermeden Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nu işaret ederek "Faciayı görebiliyor musunuz? Onları daire başkanı yapanlar kim? 2005 - 2014 yılları arasındaki Dışişleri Bakanları kim? Takdirinize bırakıyorum." diye konuştu.

Editör: TE Bilişim