Ataklı yazısında "MHP'lilerden biri seslendi; “Can Bey, Devlet Bey'i seviyoruz değil mi?” Dönüp gülümsedim. “Tabii seviyoruz” dedim"

İşte yazının o bölümü;

Cumartesi akşamı hava kararmak üzere eve giderken Küplüce'den ufak te­fek alışveriş yapmak üzere durdum.

Üzerinde vinç taşıyan bir kamyon yana park etmişti. Yere dev bir MHP bayrağı seriliydi. Dört bir ucundan tutanlar bayrağı vinç aracılığı ile caddeye asmaya çalışıyorlardı.

“Hayrola, ne bu bayraklar, niye asıyorsunuz?” diye sordum.

MHP'li gençler, zaten mahallenin gençleri, tanıdılar da beni “Can Bey” dedi bir tanesi “MHP büro­sunu açıyoruz da” diye sürdürdü.

Meğer alışveriş için durduğum yerin tam karşısındaki bir dükkanı MHP ofisi yapmışlar onun açılış töreni varmış.

Tabii MHP ya da bir başka parti istediği yere çalışma ofisi açabilir. Bu ofisin özelliği ise İYİ Parti Ge­nel Başkanı Meral Akşener'in evine giden yolun üzerinde olması.

Demek ki bu bayraklar asılı olduğu sürece Meral Akşener evine giderken mutlaka bunların altından geçecek.

Alışverişi bitirip tekrar araba­ma binerken MHP'lilerden biri seslendi; “Can Bey, Devlet Bey'i seviyoruz değil mi?” Dönüp gülümsedim. “Tabii seviyoruz” dedim ve ekledim “tabii bu onun son zamanlarda sevdikleri için geçerli değil ama.”

Bu sözlerime ben gülerken baktım MHP'li gençler de gülüyor. İçlerinden biri “yapmayın Can Bey, öyle değil ama” dedi. Ben de “Ya nasıl?” dedim. Karşılıklı gülerekve selamlaşarak ayrıldım MHP'li gençlerden.

Editör: TE Bilişim