O berbat yazıda Milliyetçilere envai çeşit hakaretlerde bulunarak " köpekoğlu köpeksiniz'den tutun da, "KÖPEKLERİN TARİHİ’dir bu, iki gün “sahipsiz” duramaz!

Türk sağcısı, Türk muhafazakarı, Türk İslamcısı, Türk milliyetçisi budur!İki gün kendi başına ayakta duramaz!" a kadar bir sürü hakaretler zinciri oluşturdu. Bunu da okuyucularına yazı olarak sundu.

Bu yazıya köşe yazarlarımızdan Hasan Basri Akşener üslubunca cevap verdi.

İşte Hasan Basri Akşener cevabı;

Bahsedildiği, abartıldığı gibi Atatürk dönemi uluslararası siyaset "Tam Bağımsızlık" denilen ama "Alayına İsyan" tarzı uçuk bir siyaset değildir.

1919 yılında kurulan O günkü adıyla Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam), 1. Dünya Savaşı'nda galip gelen devletlerin çıkarını gözeten, kuruluşunda o dönemin ABD'sinin önayak olduğu bir yapıdır.

Kuruluş gerekçesi görünürde; devletler, halklar arası anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözümü, saldırıya uğrayan devletlerin haklarını korumaya yönelik bir yapıydı.

Fakat uygulama güçlü devletlerin çıkarlarına yönelikti.

İngilizlerin İstanbul'u işgali döneminde Miletler Cemiyeti, Osmanlı Devleti Rum ve Ermenilere eziyet ediyor diye şikâyet üzerine müfettişlerini bile göndermiştir.

İstiklal Savaşı sonrası görüşmelerde "Milletler Cemiyeti"nin yine ağırlığı olmuştur.

Anlaşmazlıklarda devreye giren bu uluslararası kurum, Lozan Antlaşması sonrası "Musul Sorunu"nun çözümünde aktif rol oynamıştır.

Milletler Cemiyeti Komisyonu 1925 sonrası "Musul Sorunu"nda üye ülke İngiltere'nin lehinde tavır alan kararlar almıştır.

"Şeyh Sait İsyanı" nedeniyle büyüyen iç meselelerin de etkisiyle "Milletler Cemiyeti"nin Musul kararını kabul etmek zorunda kaldık.

Fakat bu uluslararası kurumlara üye olamamak, bu kurumlarda aktif rol alamamış olmanın eksikliğini Atatürk görüyordu.

Uluslararası batı kurumlarının bunca haksız kararlarına rağmen "Modern Türkiye Devleti" o dönem uluslararası yeni bir kurum olan "Milletler Cemiyeti"ne üye olmamasına rağmen, genç bir devlet olarak cemiyetin davetlerinde yerini alıyordu.

Türkiye,1932 yılında "Milletler Cemiyeti"nin direkt üyelik davetini uluslararası tanınma olarak görerek Atatürk'ün onayıyla kabul etmiştir.

Atatürk, geçmişte batının çıkarlarını kolladığı bilinen bu uluslararası kuruma üye olmayı "Tam Bağımsızlık" ilkesine engel görmemiştir.

"Milletler Cemiyeti"nin bunca haksız kararlarına rağmen, "Milletler Cemiyeti"ne üye olmak, tersine yeni "Türkiye Devleti"nin haklarını cemiyetin dışında kalarak değil, içinde yer alarak daha iyi savunabilme imkânı olarak benimsenmiştir.

Türkiye 2. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan, Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, IMF, NATO gibi batılı uluslararası kurumlara bu nedenle üye olmakta bir sakınca görmemiştir.

Böyle düşünenlere, öyle hakaret ederek, bağımsızlığımıza engel denerek, daha ilerisi hainlikle suçlayarak, uluslararası batılı kurumlarda üye kalıp haklarımızı içeriden savunalım diyenlere alenî küfür etmek fikir özgürlüğü müdür ?

Biz milliyetçilere, Türkçülere 2 gün bile bağımsız olamamış, "korkudan altına eden milliyetçiler" , "NATO'dan çıkıp Anasının A.. girin" , diye yazı yazanı edebe davet ediyorum.

Beğenmediğin, "KÖPEKLİKLE", "KORKALIKLA" suçladığın milliyetçiler, dün seni el üstünde tuttuğu gibi, bu gün mert tavrıyla, sözleriyle seni yerin dibine sokmasını da iyi bilir.

"Türkçülük" kavramı uluslararası platformlarda yalnızlık romantizminden çok daha derin ve ileridir.

Nihat Genç'in fikirleri hedef alarak küfür ve hakaretlere varan "Alayına İsyan" tarzı yazısı, sanırım kendi geçmişi ile ilgili paranormal bir durumdur.

Nihat Genç'in Oda Tv'de yayınlanan yazısı

Ey millet kim büyüttü bu korkudan altına sıçan milliyetçileri

Ey millet kim büyüttü bu korkudan altına sıçan milliyetçileri

NATO, Fetö’yü ve PKK’yı dayatıyor!

Doğru mu, doğru, gerçek mi, gerçek!

Bu dayatması Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin beka sorunu değil mi!

Varlık sebebi.

Bu ahlaksız bölücü dayatmaya karşı bir milletin evlatlarının ilk tepkileri ne olmalı!

Fetö ve PKK dayatmasına karşı çıkmak!

Üstelik NATO, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne 15 Temmuz’da işgal girişiminde bulundu.

Ülkenizi işgal edenlere karşı ilk milli tepkiniz ne olmalı?

Karşı durmak!

Seksen yıllık NATO hayatınızda iki Allah’ın günü, evet, sadece iki gün, NATO’ya karşı duramadınız.

Anında Fetö algısına teslim oldunuz, efendim NATO’dan çıkalım da Rusya mı girelim.

Ananın .mına gir!

Bu mudur cevap!

Seksen yıl içinde iki kısa gün bir milli tepki veremediniz!

İran topraklarında Rus ve Çin askerleri mi geziyor?

Sana kalk bir yere gir diyen mi var!

Suriye topraklarına Rusya inmeseydi bugün Suriye’nin ve Türkiye’nin hali niceydi?

KÖPEKLERİN TARİHİ’dir bu, iki gün “sahipsiz” duramaz!

Türk sağcısı, Türk muhafazakarı, Türk İslamcısı, Türk milliyetçisi budur!

İki gün kendi başına ayakta duramaz!

Bir gün olsun ülkesine varlığına tek başına güvenemez!

Kimse size bir yere girin demiyor, Fetö ve PKK dayatması sizi çaresiz eliniz kolunuz bağlı bırakıyor…

KÖPEKOĞLU KÖPEKSİNİZ

Daha neyi düşüneceksiniz?

Anında tezvirat başladı, yok içimizdeki Avrasyacılar Türkiye’yi NATO’dan kopartıyor, diye.

Korkmayın sizi NATO’dan kopartmaya kimsenin gücü yetmez, NATO sizi döve döve adam eder, siz hem dayağı yer yüzlerce şehit verir ve yine NATO’ya anne anne diye baba baba diye ağlayarak sarılırsınız.

Çünkü köpekoğlu köpeksiniz!

İşte bugün, açın gazetelerinizi değme milliyetçilik taslayanlar bile yahu birileri oyun oynuyor, bizi NATO’dan kopartıyorlar diye alayı, yedi sülalesi, cümbür cemaat bir mahalle, bir millet topluca zırıl zırıl ağlamaya başladılar…

NATO’suz ne yaparız, aaağğğğ.. Anneeeeee bizi NATO’dan çıkartacaklar, ağğğğğ…

Ağlamayın, ağlamayın gelin dükkanda Türk bayrağı satıyoruz, gelin Atatürk pastörü satıyoruz, alın elinize birer tane, ağlamayın NATO’nun Amerika’nın p.çleri…

DÜNYAYI ONA DAR ETTİLER

 (…Yine bir filmden bahsedeyim, günümüzün en önemli en aykırı yönetmenlerinden Lars von Trier’in ‘Europa’ filminden.

1991’de çekilmiştir, kahramanımız genç adam 1945’de savaş biter bitmez Amerika’dan Almanya’ya gelir ve amcasının yardımıyla trende kondüktür olarak işe başlar.

Savaş bitmiş ama suikast ve bombalar bitmemiştir, Nazi direniş örgütü “kurtlar”filmin kahramanını, bir kadını kahramanımıza sevgili yapar ve treni havaya uçurmak için kullanmak ister ve olaylar gelişir.

Kahramanımız Naziler’e inanmamaktadır ancak kendini Yahudilerden de taraf hissetmemektedir.

Sonunda bombayı patlatmaktan vazgeçer ama iş işten geçmiştir bomba yanlışlıkla patlar, tren havaya uçar ve kahramanımız kendi hatası sonucu patlayan bombayla sulara gömülerek, boğularak ölür.

Yönetmen, şunu söyler; burası Avrupa, “tarafsız” olamazsın, ya Naziler’den ya da İsrail’den yana olacaksın, üçüncü bir yer yoktur.

İki ateş arasında bir tarafsızı bekleyen trajik kader boğularak ölmektir.

Filmin verdiği ders budur ve bu film çok ses getirmiştir, ancak, bitmedi!

Film 1991 yılında çekildi, aradan yirmi küsur yıl geçer, geçen yıl yönetmen Lars Von Trier Cannes Film festivalinde bir basın toplantısında konuşurken, kontrol edemediği cümleler kurar, şöyle, Yahudi de olabilirdim, ama Alman olsaydım Nazi de olabilirdim, cümleye böyle girer ve çıkamaz, sonra şöyle bitirir konuşmasını, yahu şimdi ben bu cümleyi nasıl toparlayacağım.

İşte bu karışık ve bitiremediği cümleden dolayı Yahudilerin hışmına uğrar ve Cannes film festivalinden kovulur…

Sebebi, çok basittir, Europa filminde “tarafsızlığı” işlemiş ve baş roldeki kızın babası intihar etmiştir, sebebi bir yahudinin yardımını almak bir Alman olarak ağrına gitmiştir, ve işte bu sahnelerin intikamı yıllar sonra yönetmenden alınır, Yahudiler yönetmen Trier’in ipini çekmek için onlarca yıl pusuda beklemiştir.

Lars Von Trier, bir filminde tarafsız kalma temasını işlediği için dünyayı ona dar ettiler!)

TANIYIN BU KORKAKLARI

İşte seksen yıl içinde sadece iki güncük…

Milliyetçisinin İslamcısının alayına kabus oldu NATO’dan çıkmak, daraldılar, delirdiler, ağladılar, çıldırdılar…

İki kısa gün “tarafsız” kalamadılar!

İki kısa gün “ekiyorum haşhaş” diyemediler.

İki kısa gün “bu benim tütünümdür ekerim” diyemediler.

İki kısa gün, “Fetö, PKK varsa biz yokuz” diyemediler.

Ey millet, kim büyüttü bu korkudan donuna sıçan milliyetçileri?

Tanıyın bu korkakları tanıyın sadece bayramlarda millilik ve yerlilik satıp ticaretiyle seksen yıl iktidarlarını sağlama alan g.tü bokluları!

Nihat Genç

Odatv.com 

Editör: TE Bilişim