Haberpars'ta yayınlanan,"Nihayet gerçek bir gazeteci siyasetin merkezinde!" Başlıklı yazı şu şekilde:

Nihayet gerçek bir gazeteci siyasetin merkezinde gazetecilerin sorunlarını, yaşadıkları problemleri, bürokratik engelleri ve haksız yaptırımları en yüksek sesle konuşabilecek.

Bu vesile ile gazetecilerin asli görevi toplumun sesini kamuoyuna duyurmakta üstlendikleri görevi daha iyi anlatabilme imkanı yakalarken kendi problemlerinide dillendirebilecek usta bir gazetecinin olması rahatlığını yaşayabilecekler.

Zafer Partisi Başkanlık Divan'ı üyesi genel Sekreter yardımcısı olarak siyasetin merkezine adım atan usta gazeteci İsmail Türk bundan böyle basın ve gazetecilerin sorunlarını dile getireceği hususunda yüzlerce gazetecinin umudu artmış oldu.

Gerek yazılı gerekse dijital medya ve gazetecilere iktidarın yaptığı baskılar artık sabır sınırımızı zorlamaktadır şeklindeki ilk ifadeleri bunun en açık delilidir.

"Milletimizin haber alma hakkı anayasal bir görevdir, gerekliliktir ancak iktidari eleştiren siyasi iktidarın tarafı olan bürokrat ve yöneticileri ve yanlış kararlarını ifşa eden habere konu olan her şeye mahkeme kararıyla gizlilik, yayından kaldırma gibi bir baskı artık sıradan bir olay oldu." ifadeleri ise işte gazeteci, işte gazetecilerin gerçek savunucusu şeklinde yorumlandı.

"Bu arada parayla haber yapan veya bir takım yerlerin tetikçiliğini çıkar karşılığı yapan gazete ve gazeteciler yüzünden namuslu medya ve gazeteciler bu yayından kaldırma kararıyla töhmet altında bırakılmaktadır." ifadelerini bir örnek vererek kamuoyu ve ilgililerin dikkatini çekti.

Gazetecilerin özellikle mağdur oldukları bir konuyu şöyle örneklendirdi.

"Bir gazeteci uzun araştırmalar sonucu başarıyla yaptığı bir yolsuzluk haberini haberin muhatabı bir kılıf uydurarak derhal mahkemeye baş vurarak kişisel haklar v.s. söylemlerle yayından kaldırılmasını talep ederler, bu konuda uzman hukukçu avukatları anında bulur ve o haber linki için yayın yasağı aldırmayı başarırlar.

Aslında o haber haber atlatma tekniği ile birçok gazeteci tarafından kıskançlıkla takip edilir. Bravo haber kaynakları okadar güçlü-ki muhteşem bir habere imza ettı derlerken, ertesi gün haber linki mahkeme kararıyla kaldırılınca başta gazeteciler olmak üzere haberi okuyan kamuoyu bu link artık haberi açmıyor. Demekki gazeteci para veya başka bir menfaatle haberi çıkarttı diye algılıyor.

Mahkeme kararları haber linkini kaldırtma hususunda ince eleyip sık dokumalıdır. En önemlisi ise haber linkini kaldırma yerine vermiş olduğu mahkeme kararı ile kaldırma tutanağını gazetecinin haberi kaldırdığı linkte yayınlamasına izin vermelidir.
Ciddi uğraşlarla elde ettiği haberi kamu adına yapan bir gazeteci zan altında bırakılmamalıdır.

Bir gazeteci için yaptığı haberin linkini kaldırmak onur kırıcıdır, gazetecilik mesleğinin itibarsızlaştırılmasıdır" şeklinde ifadelerine şöyle devam etti.

"Ülkemizde gazeteci olarak sarı basın kartı taşıyan gazeteciler parmak sayısından az oldu. Sarı basın kartları gazetecilerden alındı belediye meclis üyeleri ile belediyelerin kültür işleri müdürlüğü personellerine verildi. Ülkemizde sarı basın kartı ile habere imza atan kaç gazeteci var diye TÜİK bir araştırma yapsa belki 5 kişi dahi bulamaz.

Hatta Cumhurbaşkanlığı iletişim ofisi sarı basın kartı taşıyan Türkiye genelinde herkese son yaptığınız haberi veya çalışmayı Cumhurbaşkanlığı iletişim ofisine engeç iki gün içerisinde atınız dese tek bir haber dahi alamaz.

Gazeteciliğin geldiği nokta ülkemizde işte budur." ifadelerini kullandı.

Yerel ve ulusal adı altında habercilik yapan gazeteciler bu ifadelerden sonra Gazeteci Yazar İsmail Türk için basının özellikle gazetecilik mesleğimizi yapabilmemiz için gerçekten sizin gibi önder bir temsilciye ihtiyacımız vardı, onuda inşallah siz en iyi şekilde yapacaksınız bu şimdiden belli olmuştur.

Çıktığınız siyasi yolda başarılar diliyoruz diyen gazeteci dostları kendisini ve partisini destekleyeceklerine dair söz verdiler.

Editör: TE Bilişim