Yılda yaklaşık 3 milyon yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Mevlana Müzesi’nde, Mevlana ve ailesinin mezarlarıyla birlikte, kullandıkları eşyalar ve birçok önemli  eser sergileniyor. Bunlardan en önemlisi de Mevlana’nın oğlu Sultan Veled’e ait ‘tılsımlı gömlek’. Pamuklu kumaştan dikilen gömlekte, düğme ya da bağ bulunmuyor.

14'üncü yüzyıla ait tılsımlı gömlek üzerinde Fetih Suresi'nin ilk üç ayeti yer alıyor. Sol ön yüzünde ise Tevbe Suresi'nin 129'uncu ayeti bulunuyor. Gömlekte Kelime-i Tevhid, dört büyük meleğin ve dört halifenin isimleri, dualar ve nesih hattıyla tılsımlı yazılar yer alıyor. Bu gömlekleri Osmanlı Sultanları'nın savaş kazanmak, nazardan korunmak, şifa gibi pek çok sebeple giydikleri biliniyor. 

Türklerin Müslümanlıkla tanışmasının ardından bunun gibi gömleklerin Konya’da hazırlandığını belirten Mevlana Müzesi Müdür Yardımcısı Naci Bakırcı, şunları söyledi:

 “Mevlana Müzesi’nde birçok eser yer almaktadır. Bunlardan birisi de 14’üncü yüzyılda hazırlanmış Sultan Veled’e ait olan ‘tılsımlı gömlek’ diye bildiğimiz, üzerinde Felak ve Nas Sureleri, Fetih Sureleri, Ebcet hesabı olan Nalin-i şeriflerin işaretli olduğu bir gömlek yer almaktadır.

 Müze koleksiyonunda yer alan bu gömleğin tarihçesine baktığımızda milattan önceki yıllarda da başka medeniyetlerde bu tarz gömlekler hazırlanmış ama Türklerin Müslümanlıkla tanışmasından sonra bu tür gömleklerin Konya’da hazırlanmış olduğunu biliyoruz. Bu gömleklerin daha çokları da İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi’nde Osmanlı Sultanları ve Şehzadeleri tarafından kullanılmış. 

Burada da Mevleviler muhtemelen ya hilat merasiminde ya da erbain dediğimiz, 40 günlük az yiyip, az içip, az konuştukları bir çileden sonra hücrenişin olmadan önce kullanılmış olabilir. Kayıtlarda  bu kıyafetin Sultan Veled’e ait olduğu izafe ediliyor. Sandıkların derininde Sultan Veled efendimize aittir diye bir gömlekten bahsediliyor.” 

“Sultan Veled, Hz. Mevlana’nın vefatından sonra Mevlevilik tarikatının kurucusu olduğu için icazet verdiği zamanlar ya da özel günlerde, bu gömleği kullandığını tahmin ediyoruz. İç bölümlerine baktığımızda ketenden yapılmış, ama kollarında ya da iç kısımlarında yıpranma olmadığı için muhtemelen tören kıyafeti olabilir diyoruz.

 Dikkatlice baktığımızda gömleğin sağ ve sol kanatlarında Fetih Sureleri, besmeleler, siyah ve kırmızı mürekkepler, altın varaklar kullanılmış. 14’üncü yüzyıla tarihleniyor. Sultan Veled’e ait olan bu kıyafetin üzerinde Ebcet hesabı, Türklerin çok kullandıkları tarihlendirmeler var. Gömleğin kanatlarında yine Türklerin çok kullandıkları, her harfe bir rakam karşılık geliyor.''

Osmanlı Sultanları'nda bu gömleklerin savaş sırasında kılıç işlemez inancının bulunduğunu ifade eden Bakırcı, ''Manevi olarak belki de bu gömlekler, Mevleviliğin kurucusu Sultan Veled’i de günahlardan korusun gibi bir düşünce olduğunu düşünebiliriz. Savaş esnasında Osmanlı Sultanları, bu tür gömlekleri giyenlere kılıç işlemez inancı olduğundan, farklı amaçlarla kullanılmış olabileceğini düşünüyoruz. Ama tasarım olarak, geometrik şekillerin işlenmesi, omuzlarda güneş motiflerinin yer alması, Hz. Muhammet’e muhabbetten Nalin-i şeriflerin yer alması, çok ciddi olarak sanat değeri yüksek bir gömlek meydana getirildiğini biliyoruz. Osmanlı Sultanları seferlere çıktıkları için onlarda askeri amaçlı, koruma amaçlı kullanılmış olabilir diyoruz. Mevlevilik şeyhinde savaşlarla değil, insanların gönül dünyasına hitap edildiği için burada bununla alakalı bir bağlantı kurabiliyoruz. Bu kıyafetin de üzerindeki tasarımlarla cennetten gelen bir kıyafet gibi algılanıp insanların kötülüklerden korunduğunu Mevlevi geleneğinde de, Mevlevi dervişleri 1925’e kadar semazenler tennureleriyle defnedilmişler. O beyaz kıyafetin onları kötülükten koruduğu gibi, öldükten sonraki yaşamlarında da ateşten koruyacağına inanılırmış. Bu gömlekte de muhtemelen bu duygularla hazırlanmış. Hz. Mevlana’nın oğluna bu gömlek ya hediye edilmiştir, ya da kendisi tarafından tarikat şeyhi olduğu için tasarlanmış bir kıyafette olabilir” diye konuştu. 

Tılsımlı gömleğin üzerine işlenen geometrik şekillerin çözülmeyi bekleyen sır olduğunu  belirten Bakırcı şöyle dedi:

''Gömleğin sırt kısmında çeşitli işaretler ve motifler bulunuyor. Güneş motifi üzerinde peygamber sevgisinin daha yüksek olduğu vurgulanmış. Sırttaki geometrik şekillerle de astronomiye ilginin yüksek olduğunu görüyoruz. Birbirleriyle bağlantısız görünen birçok rakam ve harflerin olduğunu görüyoruz. İnşallah bunlar çözümlendiğinde açığa kavuşacaktır."

"Sırt bölgesindeki güneş, dünya ve ay sembolleri uzaklıklardan mı bahsediliyor, yoksa başka şeyler mi? Doğrusu şu an bilemiyoruz. Ancak çizimler, Türklerin astronomiyle alakalı olduklarını biliyoruz. Çok yönüyle araştırılmaya muhtaç olan bir gömlek. Halen gizemini koruduğunu biliyoruz. Şifalı gömlekler de, İstanbul’daki tılsımlı gömleklerde de sadece bir amaçla yapıldığını iddia edemiyoruz. Pek çok amaçla yapılmış olabilir”

 Müzede cam vitrin içinde sergilenen tılsımlı gömleğin, vitrinin bakımı nedeniyle çıkartıldığını ve  ilk defa yakından görüntülendiğini söyleyen Bakırcı, “1926 yılında tekke ve zaviyeler kapatıldığında müzeye dönüştürüldüğünden bu yana sergilenen bir eser. Vitrinde de bakım onarım çalışmaları vardı. Bu vesileyle eseri çıkarmıştık. Eserin de bu kadar yakından görüntülenme imkanı olmuş oldu. Bu eserin üzerinde bazı bilim insanları çalışma yaptı. Hat sanatı, kumaşın teknik yönüyle, sanat yönüyle çalışıldı. Bu bilinen bir eserdi, ancak ilk defa bu kumaşı, bu kadar yakından ve detaylı sizin aracılığınızla tanıtma imkanı bulmuş olduk” diye konuştu.   

Editör: TE Bilişim