BAZEN HAKLI ÇIKMAK İSTEMEZSİN!..

Hz.Mevlana her ne kadar;
“ Ne kadar söz varsa düne ait, 
Dünle beraber gitti cancağzım, 
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım..„ 
dese de bir sözünde, bazen eski söylenmişlerin tekrarında fayda var diye düşünüyorum.

Mesela ben aşağıdaki destanı tam bir yıl önce söylemişim...
Şimdi yenisini söylesem ne söyleyeceğim ki?

Bir gönüldaşımın arzusu üzerine tekrar paylaşmak istiyorum.
Siz de isterseniz okuyup hafızanızda tazeleyin.

Ben tekrar tekrar okudum...
Aklıma o meşhur söz geldi;
Hani derler ya; 
“ Sen söyleyene değil, söyletene bak „ diye...
Bunu bize söyleten söyletmiş!
Bir yıl önce söylediğim bu destanı tekrar tekrar okuyunca,
O çile ile geçen ömürleri düşündüm, zindanlarda solan, yağlı urganlarda kalan ülkü çiçekleri düştü yadıma!..
Alınan yola baktım...
Düşülen hala baktım...
Ve eldeki mala baktım!

Gayri ihtiyari ağzımdan şu söz çıktı;
“ Keşke haksız çıksaydım..„

Diyeceksiniz ki insan haksız çıkmayı arzular mı?
Ne yalan söyliyeyim vallahi ben arzuladım.

Sadece aşağıdaki destanda söylediklerimden dolayı değil,
keşke yirmi yıldır söylediklerimin hepsinden dolayı haksız çıkaydım.

Ama maalesef haklı çıktım!
Üzgünüm...

Neyse sizi 22 Ocak 2017 de söylemiş olduğum o destanla başbaşa bırakayım.
......................

NE ÖNCE ÜLKESİ BE,
ÖNCE SENİN KOLTUĞUN!..

..................“ Yatacak yerin yoktur, senin inan yatacak...
................... Senin koltuk hırsından, bir memleket batacak „

“ Önce; ülkem, milletim... Sonra; partim, ben..„ falan
Böyle damardan girip kandırdın bizi ulan!
Ayıptır ayıp ayıp, yalan söyleme yalan...
......Senin tek önceliğin, bence senin koltuğun,
......Ne önce ülkesi be, önce senin koltuğun!..

Önce ülken olsaydı hiç yoldan sapar mıydın?
Şu mübarek davadan bu denli kopar mıydın?
Türk‘e düşman olana deyneklik yapar mıydın?
......Sana bunu yaptıran, bence senin koltuğun,
......Ne önce ülkesi be, önce senin koltuğun!..

Bu o kadar belli ki, bunu herkes biliyor...
Kurtlar üzgün... Çakallar, kıçlarıyla gülüyor!
Çünkü bu çakalların hesabına geliyor!
......Senin ise hesabın; bence senin koltuğun,
......Ne önce ülkesi be, önce senin koltuğun!..

Yedin yeni kapının, “devletlü„ dolmasından!
Keyflisin Balgat‘daki, koltuğun kalmasından,
Sana neydi ellerin padişah olmasından?
......Bunun seri sebebi, bence senin koltuğun,
......Ne önce ülkesi be, önce senin koltuğun!..

Şimdi durup dururken eşeği şişiren kim?
Karpuzun kabuğunu aklına düşüren kim?
Kanunsuz bir fiili, hukuken pişiren kim?
......Sensin tabi, tek gayen; bence senin koltuğun,
......Ne önce ülkesi be, önce senin koltuğun!..

Kurtla koyun yan yana, dolup taşınca avlu!
Hem de döner kebaplı, meşrubatlı, pilavlı,
Erzurm‘da ip attın, Yenikapı‘da havlu!
......Sana havlu attıran, bence senin koltuğun,
......Ne önce ülkesi be, önce senin koltuğun!..

Vatan, millet diyerek gözümüzü boyadın,
Aklın sıra sırtını sağlam yere dayadın!
Ne yaparsan yap bittin, çoktan doldu miadın,
......Seni ayakta tutan bence senin koltuğun,
......Ne önce ülkesi be, önce senin koltuğun!..

Parlementer sistemden yanayım diyen sensin,
Bugün ise başkanlık fışkısı yiyen sensin,
Ne diyeyim ben sana, Allah belanı versin...
......Senin dinin, imanın bence senin koltuğun,
......Ne önce ülkesi be, önce senin koltuğun!..

Bu Arif‘in teşhisi; hastanın birisin be!
Zaten dava eridi, daha mı erisin be?
Çekil ulan çekil de, şu kervan yürüsün be...
......Kıçına tutkallanmış, bence senin koltuğun
......Ne önce ülkesi be, önce senin koltuğun!..
...............................................................

Selam, sabır, muhabbetle Efendim...

Ozan Arif
11 Ocak 2018
Samsun

Editör: TE Bilişim