Dâhi yazar, CHP genel merkezinde, İYİ Parti genel merkezinde ve Pensilvanya’da neler konuşulduğunu senaryolaştırdı.

Ancak Pensilvanya kısmını, tam olarak yazmadı.

Sanat adına bu eksiği tamamlıyoruz.

İşte Salih Tuna’nın komik piyesi ve bizim tamamladığımız son kısım:

"Sayın Genel Başkanım, arkadaşlar genel merkezi telefon yağmuruna tuttu. Meral Hanım'la görüşmenizin sonucunu çok merak ediyorlar."

"Aday olmaktan vazgeçmiyor!.."

"Vazgeçmiyor mu?!"

"Maalesef... Ne dediysem olmadı."

"Ne diyor peki?"

"Net tavrımdır, adayım; geri adım atmayacağım, diyor."

"Verdiğimiz 15 milletvekilinin hepsini geri alırız deseydiniz..."

"Onu ima ettim ama anlamazlıktan geldi."

"Nasıl anlamazlıktan gelir. Hem adaylıktan çekilmiyor hem de üzerine mi yatıyor yani?! "

"Öyle görünüyor!.."

"Sayın Genel Başkanım, keşke ima etmeseydiniz, direkt söyleseydiniz."

"Arkadaşlarımız çok mağdur oldu, dedim. Daha ne diyiim..."

"Ne yanıt verdi?"

"Gül'ü seven Akşener'ine katlanır şeklinde bir espri yaptı, sonra da tuhaf tuhaf güldü."

"Siz gülmeseydiniz."

"Ne güleceğim ya. Zaten canım sıkkın. Parti disiplini diye bir şey kalmadı bizde. Nedir o Muharrem İnce öyle ya. Gül'e vereceğine Erdoğan'a verecekmiş..."

"Grup Başkan vekilimiz Özgür Bey de CHP'nin gündeminde Abdullah Gül diye bir isim olmadı, olmayacak, dedi."

"Anlaşıldı, Gül'ü kabul ettiremeyeceğiz. Boşuna zaman kaybetmeyelim."

"Sayın Genel Başkanım, arayıp durumu arz edelim. Başka çatı adayı söylesinler..."

AYNI ANDA İYİ PARTİ'DE

"Açık açık söylemiyor ama bize verdikleri 15 vekilin resmen bedelini istedi."

"Açık açık istedi mi?!"

"Arkadaşlar çok mağdur oldu, dedi."

"Gönderelim geri deseydiniz, efendim... Zaten ihtiyaç kalmadı, YSK resmen açıkladı işte, seçime giriyoruz..."

"Niye geri vereyim canım, dursunlar öyle. Teşbih olmasın, fazla mal göz çıkarmaz..."

"Doğru. Hem mağdur falan da değiller efendim. Hâlâ CHP sıralarında oturuyorlar, resmi internet sitelerinden de adlarını çıkartmamışlar.

"Bedenleri bizde ruhları orda desenize!"

"Efendim bunların ruhları da bi değişik. 'Akşener'e imza verir misiniz' şeklindeki bir soruya, 'Biz Cumhuriyet Halk Partiliyiz, bunu herkes biliyor. Partimiz ne görev verirse yapacağız...' şeklinde cevap vermişler. Katıldıkları partinin liderine imza vermek için geldikleri partiye soracaklar. Nasıl değişik insanlar ya!

"Hiç uzatmaya gerek yok. Telefonla arayıp durumu arz edelim. Ben Gül'den daha fazla oy alırım. Çatı adayı ben olayım..."

PENSİLVANYA'DA

Biraz önce her iki yerden de aradılar hocam.

"Ne diyorlar?..."

"Bir taraf Gül'ü kabul ettiremiyoruz diyor, diğer taraf 'gül'ünüz biz olalım, diyor. Ne cevap verelim hocam?"

"Bir olsunlar. Birlikte 'Gül' olsunlar yani. Mütalaa edilecek yeni bir şey yok. Diyeceğimi demiştim: Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren Gül. Gel, o bayıltan renginle gönlüme dökül. Vaktidir, ağlayan gözlerimin içine Gül. Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren Gül. Gönüller, şimdi de o sultanın sultanlığının bir kere daha gelip o gönüllere taht kurmasını istiyor..."

(Salih Tuna'nın notu: Vurgu bana aittir ama Gül'ler kurgu değildir; isteyen internette bulup Fetullah'ın bizzat kendisinden dinleyebilir.)

PENSİLVANYA’YA EK:

“Bizim çocuklar nasıl?”

“İyiler Hocam. Tenbih ettiğiniz gibi size sayıp sövüyorlar.”

“Hele bir başa geçelim, o mahut oğlanı medyanın tepesine oturtacağım. Maşallah Shekspir gibi oğlan. Hakkını ödeyemem. Ben ağlardım, o ağlardı.”

“Maşallah hocam”

“Hele o pelikan güzeli yok mu? O bir yana, dünya bir yana. Bana şiir bile yazdı. Adnan’ın kedileri onun yanında halt etmiş.”

“Maşallah hocam”

(Topluca ağlaşmalar)

Not: Vurgu bize aittir ama ağlamalar ve şiirler kurgu değildir. İsteyen internette bulup okuyabilir.

Editör: TE Bilişim