Çakır'ın "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı neden hedef aldı?" başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:

Sedat Peker Pazar günü “Fırtınalarda Büyüyen Fidanlar Rüzgarlarla Yıkılmazlar” başlığı ile yayınladığı 8’inci videosunda ilk kez doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef aldı.

Peker ilk videosunu 2 Mayıs’ta, 2’inci videosunu 6 Mayıs’ta, 3’üncü videosunu 9 Mayıs’ta, 4’üncü videosunu 13 Mayıs’ta, 5’inci videosunu 16 Mayıs’ta, 6’ıncı videosunu 20 Mayıs’ta, 7’inci videosunu da 23 Mayıs tarihinde yayınladı.

Soru şu:

Daha önceki videolarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı koruyup kollayan, sakınan Peker neden Erdoğan’ı hedef aldı?

Sedat Peker’i 2 Mayıs’tan 30 Mayıs’a kadar yüz milyondan fazla kişi izledi.

Ama Peker bütün videolarını aslında tek bir kişi yaptı. 7 video boyunca tek bir özel kişiye seslendi, sesini duyurmaya çalıştı.

O tek özel kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı…

***

AK Parti hükümetinin mensuplarına, Beştepe’de Erdoğan’ın yakınlarına dair ağır ithamlarda bulunan Sedat Peker’in “Tayyip abi bütün bunlardan senin haberin yok, senin etrafını sarmışlar” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı koruma altına alan üslubu, videolarında Erdoğan’a karşı kullandığı özenli, saygılı, hürmetkar dil, bana Mısır Prensi Mustafa Fazıl Paşa’nın 1867 yılında Sultan Abdülaziz’e yazdığı meşhur mektubunu hatırlattı.

Sultan Abdülaziz’e daima sadık bir kul olduğunu, bunu ispatlaması için ne gerekirse yapacağını söyleyen Fazıl Paşa “Şevketlü efendim bugünkü devletin idare ediliş şeklinin kötülüklerinden ortaya çıkan durumdan eminim sizin haberiniz yoktur” diyerek şöyle devam ediyordu:

“Sizin taşımakta olduğunuz büyük ve sonsuz güçten yararlanarak, yapılmaması gereken her şeyi yapmaya cesaret etmektedirler. Halka çeşitli zulümler yapılmaktadır. Halk yoksulluk içindedir. Yaşatılan hoşnutsuzluklar karşısında artık halkta fedakarlık edecek hal ve tahammül kalmamıştır. Bunların yaptıkları ettikleri sizin tarafınızdan hiçbir zaman öğrenilemez. Çünkü halkın size ulaşma imkanı yok.”

Peker’in 7 video boyunca kullandığı yöntem, üslup, dil, bana doğal olarak Fazıl Paşa’nın mektubunu hatırlattı.

***

Sedat Peker’in asıl hikayesi nedir? Neden yurtdışına çıkmak zorunda kaldı?

İktidar için hayırsever iş adamıyken, iktidar adına mitingler düzenlerken ne oldu da iktidar Sedat Peker’in suç örgütü lideri olduğunu, mafya, çete olduğunu hatırladı?

İpler neden ve nasıl koptu?

Bütün bu soruların cevapları Sedat Peker’de, biz bilmiyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bütün iddialarının, ortaya attığı ağır ithamlarının dışında tutmaya özen gösteren Sedat Peker son videosunda ‘Tayyip Abi’sini neden hedef aldı sorusuna gelelim:

Ortaya çıkan fotoğrafı şöyle okuyabiliriz: Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Tayyip abi” diye seslenen Sedat Peker’in içinde Erdoğan’ın kendisine yapılan “haksızlıkları” telafi edeceğine dair bir umut vardı.

Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında “İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun yanında olduk, yanındayız ve yanında olacağız. Suç örgütleri, nereye kaçarlarsa kaçsınlar takip ediyoruz” diyerek Soylu’ya net bir şekilde sahip çıkması Peker açısından işin seyrini değiştirdi.

Son videosunda “Tayyip abi”sine şöyle seslendi:

"Ben vatan haini değilim bunu en iyi sen biliyorsun. Senin hiçbir gücün yokken ben vardım onların hiçbiri yoktu. Alkış beklemedim, ön planda olmadım, elimden ne geliyorsa onu da yaptım. Bir dahaki videoda konuşacağız Tayyip ağabey. Beraber baş başa, abi kardeş. İnsanlar dinleyecek. Helalleşeceğiz abi.”

Erdoğan’ın suç örgütü lideri, mafya, vatan haini diye nitelendirdiği Sedat Peker Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “helalleşeceğiz abi” diyor!

Kim kiminle helalleşir? Kimin hakkı kime geçmiştir sorusunu sormamız gerekmiyor mu?

Bir suç örgütü lideriyle bir devlet başkanı nasıl helalleşebilir?

Sedat Peker’e yönelik bir girişimde bulunulmazsa, bu engelleme olabilir, gönül alma olabilir ya da başka bir şey….

Bir sonraki videosunda Peker anlatacak, milyonlar dinleyecek!

Editör: TE Bilişim