302 sağlık çalışanı salgında hayatını kaybetti. 120 bin sağlıkçının testi pozitif çıktı. Hakları ödenmedi. Paraları yatmadı. Sağlık Bakanlığı ise pandemi sürecinde 11 şehir hastanesi için 8.2 milyar TL ödedi.

Sözcü'nün haberine göre, Pandemide sağlık çalışanları hayatlarını hiçe sayarak gece gündüz çalıştı. Salgında 120 binden fazla çalışanın Covid-19 testi pozitif çıkarken, 302 kişi hayatını kaybetti. Sağlık çalışanları hastalığın meslek hastalığı alarak kabul edilmesini istedi. Çünkü meslek hastalığı olarak kabul edildiğinde sağlık giderlerinin yüzde 100'ü karşılanıyor, geçici ya da kalıcı iş göremezlik durumunda tazminat alınıyor, vefat edenlerin ise yakınlara maaş bağlanıyor. Ancak Sağlık Bakanlığı son yayınladığı genelgede sağlık çalışanına virüsü nereden kaptığını ispatlama şartı getirdi. İlliyet bağı aranması gerektiğini söyledi.

Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız yaşanan çelişkiye dikkat çekti. Bacaksız, “Bir yandan meslek hastalığı sayılmıyor. Emekçilerin haklarına kulaklarını tıkayan iktidar, bir yandan da şehir hastaneleri için yandaş şirketlerin kasasını dolduruyor. Sağlık Bakanlığı, 11 şehir hastanesi için 11 ayda toplam 8.2 milyar TL ödedi” dedi. Bacaksız şöyle devam etti: “Bakanlık ipe un sermesin. Corona, tüm sağlık çalışanları için meslek hastalığı sayılmalı. İster profesör olsun ister hizmetli. Nasıl illiyet bağı kurulacak? Tek çözüm yasa çıkarılmasıdır.”

CHP'nin meslek hastalığı önergesi ise AKP-MHP oylarıyla TBMM Genel Kurulu'nda reddedilmişti.

COVID-19'u nereden kapacak, sinemadan mı?

CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl 130 ülkede coronanın meslek hastalığı sayıldığını söyledi ve ekledi: “İlliyet bağı konulmuş. Sağlık emekçisi hastalığı yani o virüsü çalıştığı ortamda kaptığını ispat edecekmiş. Sinemadan mı kapacak nereden kapacak? Nedir bu aymazlık? Kanun çıkarılmalı, geriye dönük de işletilmeli.” TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı da “İlliyet bağı aranması, ispat yükünü sağlık çalışanına yüklüyor. Hiçbir illiyet bağı aranmamalı” açıklaması yaptı.

Editör: TE Bilişim