Başkan : Dursun ÖNKUZU

Üye : Yusuf İMAMOĞLU

Üye : Alper Tunga Uytun

İddia makamı : Mustafa PEHLİVANOĞLU

Sanık : Devlet BAHÇELİ

Müdafi : İblis

Müdahil Vekili : Avukat Ömer Yeşilyurt

Suç : İğfal

İddia makamı mütalaasında: Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz, bilakis onlar diridirler lakin siz anlayamazsınız (Bakara 154)

Mustafa PEHLİVANOĞLU;

Evet Sayın Bahçeli..!

Siz benim idam sehpasında öldürüldüğümü sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Ölmedim; İmam-ı Gazali’nin dediği gibi uyandım, yaptıklarını görüyor ve hissediyorum.

İdam sehpasına giderken hiç üzülmedim, çünkü davam Allah davasıydı. Bıraktığım mektupta dediğim gibi; “Ben Cenab-ı Hakkın ve onun Resulü’nün yolundan hiç ayrılmadım. Ölümüme karar verenler, idam edenler Allah’tan bulsunlar. Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah’a inanlarındır.” İnandığım bu dava için beşeri dünyadan ahirete intikal ettim.

İdam sehpasına yürürken inancımı hiç kaybetmedim. Benden sonra bu davayı siyasi ikbal uğruna kirletecek bir liderin Ülkücü Hareketi’n başına geçeceğini hiç düşünmedim. Yanıldım…

Boynuma geçen yağlı urgan canımı hiç yakmadı. Ancak dünkü siyasi rakiplerin bugünkü suç ortakların sana hitaben; “Sen hayvanlarınla yürü ben Eşref’i mahluklarla yürürüm” dedikten sonra şahsi ikbalin uğruna Ülküdaşlarına hayvan diyenlere payanda olman canımı çok acıttı.

Dünkü hasım, bugünkü ortaklarına;

“Siz yolsuzluk çamuruna batmışsınız, Haliç’te tursille yıkansanız temizlenemezsiniz” dedikten sonra bugün sözde beka uğruna payanda olman canımı çok yaktı Bahçeli..!

Dursun ÖNKUZU;

Evet Sayın Bahçeli..!

23 Kasım 1970 tarihinde ciğerlerime pompa ile hava basılarak şehit edildim. O anda canım hiç yanmadı. Ta ki senin dünkü hasım bugünkü ortakların Ülkücüler’e; terörist, köpekçi, mafya bozuntusu, kafatasçı, kovboy, ırkçı, it kopuk, kandan beslenenler, Fatiha bilmezler yakıştırmalarından sonra bu çirkinlikleri Ülkücülere reva görenlere koltuğunu koruma uğruna destek olman canımı çok acıttı Bahçeli..!

Yusuf İMAMOĞLU;

Evet Sayın Bahçeli..!

8 Haziran 1970 yılında Edebiyat Fakültesi önünde kurşun yağmuruna tutularak şehit edildim. Okul dışında toplanan katiller ambulansın yanıma gelmesine izin vermediler. Kan kaybından ahirete intikal ettim. İnan bana Rabbim’e kavuşmayı beklerken canım hiç yanmadı. İçim rahattı çünkü Ülkücüler’in zafere ulaşacağından emindim. Beşeri dünyadaki Ülkücü kardeşlerimin elimden aldıkları bayrak asla yere düşmeyecekti. Ama şimdi görüyor ve hissediyorum ki yanılmışım Sayın Bahçeli..!

Senin Ülkücüleri kandırman, onların duygularını istismar etmen, Ülkücü Hareket’in içine nifak sokman canımı çok yaktı Bahçeli…!

Alper Tunga UYTUN;

13 Nisan 1979 yılında Cuma namazından çıkarken bir grup katil tarafından bıçaklanarak şehit edildim. Hastane hastane dolaştırıldıktan sonra ruhumu Rabbim’e teslim ettim.

Evet Sayın Bahçeli...! Ruhumu Allah’ıma teslim ederken hissettiğim tek şey Allah yolunda ahirete intikal etmenin mutluluğuydu. Mutluydum çünkü Allah yolunda şehit olmuştum, mutluydum çünkü arkamda bu mübarek dava için şehit olmayı bekleyen milyonlar vardı. Ama sen Bahçeli, tıpkı benim gibi şehit olan Ülkücüler’in mutluluğunu çaldın. Yetim hakkı yiyenlere, devleti yağmalayanlara koltuk uğruna payanda oldun. Şimdi camiden çıkarken böğrüme saplanan o bıçak darbelerini hissedebiliyorum, canım yanıyor Bahçeli..!

Hüküm;

Yapılan yargılama sonucunda toplanan deliler; genel başkan seçildikten sonraki söylemleri ile eylemlerinin tezatlığı, Türk askerinin başına çuval geçirilirken dut yemiş bülbül gibi olanlara, Kuran ayetlerine Bakara makara diyenlere, resmi kurumlardan T.C. yazısını indirilenlere, Andımızı yasaklayanlara, İstiklal marşına ne gerek var diyenlere, Atatürk’e, Cumhuriyet’e düşman olanlara, Türk bayrağı değil Türkiye bayrağı olsun diyenlere, Cumhuriyetin tüm kazanımlarını satıp tefecilere faiz ödeyenlere, Anayasal düzeni mühürsüz oylarla hile ile değiştirenlere, Cumhuriyet Bayramında Vatan topraklarından geçen Peşmerge kıyafetli PKK’li teröristleri davul zurnayla karşılayanlara, Türk milletine kurşun sıktıran CIA aparatlarını ödüllendirenlere, ahlaksızca hala önüne her çıkana FETÖ yakıştırması yapıp bu hainlerin siyasi ayaklarını görmezden gelenlere, Asil Türk Milleti’nin bekareti olan kozmik odaya girip, milli sır ve belgelerin yabancı servislerin eline geçmesini sağlayanlara, Asil Türk Milleti’nin parasını yiyip sonra da anasına avradına küfür eden, ballı börekli ihalelerin tek sahibi müteahhitlere destek olanlara, Güney Doğu’da garnizonun önündeki Türk Bayrağı’nı indirenlere, hendeklere cephane dolduran PKK’lı hainlere yaramaz çocuklar diyenlere;

Türklüğü ayaklarının altına almakla övünen çirkeflere destek olmaktan ve Ülkücüleri kendi koltuğunu koruma pahasına adına beka deyip iğfal etmekten, Şehit Ülkücüler huzurunda, Asil Türk Milleti nezdinde mahkûmiyetine karar verildiği yüzüne karşı okunup anlatılmıştır.

Temyiz yolu ahirette görülmek üzere karar verilmiştir..!

Şehit Ülkücüler Beşeri Müdafi

Avukat Ömer YEŞİLYURT

Editör: TE Bilişim