Annelerin, küçük kızlarına yakın akrabalarının sevmesine izin vermemek dahil, her türlü tedbiri aldığını ifade eden Yılman, fanusun içinde büyüyecek çocuklar devrinin başladığını da kaydetti.

Kendisi de dahil 3 anneden 2’sinin böyle düşündüğünü iddia eden Habertürk yazarı, insancıl olmayan bu durumun nasıl bir çaresizlik olduğunu da vurguladı.

Yılman’ın bugünki yazısında konuyla ilgili bölüm şöyle:

“ÇOCUKLARINIZA KİMSEYİ DOKUNDURTMAYIN!

Önce Eylül, sonra Leyla... İnsanlığımızdan utandıran bu iki ölüm haberi hepimizi dehşete düşürdü. Hepimizin psikolojisi bozuldu ama özellikle annelerin ve küçük kız çocuğu olan annelerin hali gerçekten perişan. Dün o annelerden biriyle beraberdim. Leyla ve Eylül’ün katledilişi o kadar sinirlerini bozmuş ki hüngür hüngür ağladı gazetemdeki odamda. Hani derler ya “Ayarı bozulmuş!” Evet, 2 yaşında kız annesi olan o arkadaşımın resmen ayarı bozulmuş. Öyle bozulmuş ki kızını dışarıdan gelecek her türlü zarardan korumak adına saçma sapan önlemler filan almaya başlamış.

Mesela dayısı, amcası gibi yakın akrabaları, arkadaşları, komşuları, aile dostları dahil hiçbir erkeğin dokunmasına izin vermeyecekmiş. Sokakta, parkta gezinirken uzaktan da olsa birilerinin kızına sevgi göstermesine müsaade etmeyecekmiş. Önce Eylül’ün, sonra da Leyla’nın ölümüyle ilgili duydukları öyle sarsmış ki onu, “Elimden gelse kızımı korumak için bir fanusun içine koyup orada büyüteceğim” diyor.

Bazılarınız arkadaşımın bu tepkilerini abartılı bulabilir ama inanın 3 anneden 2’si aynen bu arkadaşım gibi düşünüyor. Benim bir küçük çocuğum yok ama çocuğum kadar sevdiğim yeğenim var ve arkadaşlarımın çocukları. Ben de ister istemez aynı tembihleri yapıyorum annelerine. “Sevdirmeyin, dokundurtmayın kimseye çocuklarınızı” diyorum... Çok garip bu durum evet. Çok insancıl değil biliyorum ama bir lokma çocukların üst üste katledildiği bir ülkede yaşarken başka ne düşünebilir insan. Nasıl bir reaksiyon gösterir!”

Editör: TE Bilişim