Türkiye, Haziran ayında "Çoklu Baro" düzenlemesine karşı mücadele veren Baro Başkanlarını konuştu. Baro Başkanlarının Ankara'ya sokulmadığı, başkentin girişinde sokakta kaldıkları anlar hafızalara işlendi.

Baro Başkanlarının Ankara'ya sokulmamasının nedeni olarak, "şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşü düzenlenemez" maddesi gösterildi.

AYM İPTAL ETTİ

Anayasa Mahkemesi, 13 Eylül'de verdiği kararda, "şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşü düzenlenemez" maddesini Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti. AYM’nin kararının gerekçesini sonra açıklayacağını belirtti.

SOYLU’NUN TEPKİSİ

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 14 Eylül'de Ankara’da düzenlenen Toplumsal Olaylarda Müzakere Kursu açılışında kürsüye çıktı.

Soylu'nun konuşmasındaki sözleri Türkiye'nin gündemini değiştirdi. Anayasa Mahkemesi üyelerini hedef alan Soylu, şunları söyledi:

"Anayasa Mahkemesi Başkanı’na buradan söylüyorum. Madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Anayasa Mahkemesi Başkanı’na söylüyorum kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım sen var mısın?”

Soylu’nun çıkışının ardından, AYM üyeleri tepkilerini dile getirdiler.

GEREKÇESİ AÇIKLANDI

AYM, aldığı kararın gerekçesini bugün açıkladı.

Yüksek Mahkeme gerekçesinde şunları kaydetti:

“Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, bireylerin düşünce açıklamalarında bulunmak amacıyla açık veya kapalı mekânlarda bir araya gelebilme serbestisini korumaktadır. Söz konusu hak, ifade özgürlüğü ile birlikte demokratik toplumun temelini oluşturmaktadır.

Dava konusu kural, şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşü düzenlenemeyeceğini öngörmek suretiyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını yer yönünden sınırlamaktadır.”

“DEMOKRATİK TOPLUMDA BUNUN HOŞGÖRÜYLE KARŞILANMASI GEREKİR”

AYM kararında ayrıca şunları kaydetti:

“Anılan kararda toplantı ve gösteri yürüyüşünün başkalarının günlük yaşamlarını bir miktar zorlaştırmasının kaçınılmaz olduğu, genel yolların farklı amaçlarla kullanımının, farklı özgürlüklerin çatışmasına yol açabileceği, ancak temel hak ve özgürlüklerin çatışması durumunda özgürlükler arasında makul bir denge kurularak mümkün olduğu ölçüde her ikisinin de korunduğu bir yolun benimsenmesi gerektiği, bu bağlamda genel yollarda toplantı düzenlenmesinin bu yolları kullanan kişilerin seyahat özgürlüklerini kısıtlamasının, otomatik olarak bu yollarda toplantı yapılmasının yasaklanmasını gerektirmeyeceği belirtilmiştir.

Trafik düzeninin aksaması kamu düzenini ve diğer bireylerin seyahat özgürlüğünü etkiler. Bu itibarla kuralla getirilen sınırlamanın meşru bir amacının bulunduğu anlaşılmaktadır.

Gösteri yürüyüşünün yapılacağı güzergâh belirlenirken trafik düzeninin aksamamasına mutlak bir üstünlük tanınması, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ile kamu düzeni ve başkalarının hak ve özgürlükleri arasındaki dengenin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı aleyhine orantısız bir şekilde bozulması sonucunu doğuracaktır. Zira Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarında da işaret edildiği üzere toplantı ve gösteri yürüyüşünün başkalarının günlük yaşamlarını bir miktar zorlaştırması kaçınılmaz olup demokratik toplumda bunun hoşgörüyle karşılanması gerekir.”

“SINIRLAMANIN ZORUNLU BİR TOPLUMSAL İHTİYACI KARŞILAMADIĞI…”

“Demokratik bir toplumda zorlayıcı bir neden bulunmadıkça kişilerin gösteri yürüyüşünü düzenleyecekleri mekânı seçebilmeleri gerekir” diyen yüksek mahkeme, şehirlerarası yolda gösteri yapma yasağının demokratik toplum düzeni gereklerine uygun olmadığı vurgulandı.

Kararın gerekçesinde şunlar kaydedildi:

“Yürüyüşün yapılacağı mekânın belirlenmesinde başkalarının hak ve özgürlüklerine mutlak bir üstünlük tanınması durumunda, sadece belirli yerler gösteri yürüyüşü güzergâhı olacak, geri kalan yerler ise mutlak olarak yasaklanmış alan sayılacaktır. Oysa bazı durumlarda gerçekleştirilecek yürüyüşlerin muhataplarını etkileyebilmesi bakımından düzenlendiği mekânın, seçilen güzergâhın büyük bir önemi bulunmaktadır. Demokratik bir toplumda zorlayıcı bir neden bulunmadıkça kişilerin gösteri yürüyüşünü düzenleyecekleri mekânı seçebilmeleri gerekir.

Bir yerde gösteri yürüyüşünün düzenlenmesi nedeniyle trafiğin aksaması gündelik yaşamı aşırı ve katlanılamaz derecede zorlaştırıyorsa anayasal ilke ve kurallara uygun davranılması şartıyla söz konusu hakkın sınırlanması mümkündür. İtiraz konusu kuralda ise zorlaştırmanın boyutuna yönelik herhangi bir düzenleme öngörülmeksizin şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşünün düzenlenmesi kategorik olarak yasaklanmaktadır. Bu itibarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına getirilen sınırlamanın zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamadığı ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir sınırlama olmadığı değerlendirilmiştir.”

Editör: TE Bilişim