Star yazarı Selahattin Çakırgil, Ali Bulaç'ın tahliyesi üzerine kaleme aldığı yazısında, kalem erbabının hapis yatmasına karşı olduğunu ifade etti.

Çakırgil, darbeci olmadıkları hâlde on binlerce kişinin  yoğun bir tutuklama kampanyasına muhatap olmalarının, F.G ve cemaatine hiç sempati duymamış olan kitlelerin vicdanında bile bir rahatsızlık meydana getirdiğine işâret ederek hükümetten bu insanlar için af talep etti. Ancak bu talebini, seçim atmosferine bağlaması; yani iktidara oy kaybettirdiği uyarısı yapması dikkatlerden kaçmadı. 

İşte Çakırgil'in o yazısı:

"45 yıllık bir arkadaşlığımız olan Ali Bulaç’ın 22 ay süren bir tutukluluk döneminden sonra tahliye edilmesi dolayısıyla kendisine ‘geçmiş olsun’ ve aile efradına da ‘gözünüz aydın’diyorum. 

Ayrıca, herhangi bir kanun dışı örgüt ilişkisi veya silahlı mücadele veya ayaklanma çağrısı yapmamışlar ve sadece fikirlerini dile getirmişler ise, kalem erbâbının tutuklanmasının ve kanunî veya fiilî cezalara çarptırılmasının mantığını, sırf fikirlerinden dolayı zindanda yatmış ve 70 yılı aşkın ömrünün ikinci yarısını ülkesi dışında yaşamak zorunda kalmış birisi olarak anlamadığımı ve kabul de etmediğimi ifade etmeliyim. 

Bu vesileyle belirtmeliyim ki, yazı hayatında olan bir grup, 6 ay kadar önce, bir yerde oturup sohbet ederken, Ali gündeme gelince, perde gerisindeki konulardan fazlaca haberdar olduğu havasını veren bir arkadaşın, ‘Ali Bulaç oradan hiçbir zaman ve asla çıkarılmayacak!’ diye iddialı bir görüşü dile getirmesi ve bunu da ülke yönetiminin tepe noktalarında bulunanlarla arasında olduğunu iddia ettiği husûmete bağlaması şaşırtıcıydı. Bugün bu iddia nasıl izah edilecektir? 

Bir diğer noktaya da değinmeliyim: Darbe hıyanetine direkt ve aktif olarak katılmış olan asker, polis gibi silahlı güçler ve yargı mensupları, yüksek bürokrat veya onları desteklemiş olan büyük para babaları hariç, darbede aktif olarak parmağı bulunmayan,  taraftar durumundaki kimselerden on binlerin yoğun bir tutuklama kampanyasına muhatap olmalarının, F.G ve cemaatine hiç sempati duymamış olan kitlelerin vicdanında bile bir rahatsızlık meydana getirdiği unutulmamalıdır. Bu konuda seçim atmosferinde kamu vicdanına merhem olacak şekilde bir daha düşünülmelidir."

Editör: TE Bilişim