sabah.com.tr haberi Türkiye’de yayın yapan diğer haber siteleri gibi pek yorum katmadan haberleştirdi. Haberde süreç ve istifa konularına değinildi.

sabah.com.tr’de şu ifadeler kullanıldı “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabından yayımladığı son dakika açıklaması ile istifa ettiğini duyurdu. Soylu, cuma akşamı alınan sokağa çıkma yasağı kararının ardından ortaya çıkan görüntülerin sorumlusu olduğunu belirtti, "İstifamı sunuyorum" dedi. Soylu'nun istifasının kabul edilip, edilmediğine ilişkin bir açıklama ise henüz yapılmadı.”

İngilizce yayın yapan dailysabah.com’da ise haber çok farklı bir dille kaleme alındı.

Yurt dışına şikayet edermiş gibi yazılan haberde “Sokağa çıkma yasağının ardından Süleyman Soylu istifa etti. Cuma günü 250 bin kişi fırın ve marketlere hücum etti." denildi. Marketlerde panik yaratan insan sayısının dahi verildiği haberin ne kadar yanlı ve jurnalci bir dil kullanılması ise gözlerden kaçmadı.

PELİKAN ETKİSİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak'la gergin ilişkileri daha önce kamuoyuna yansıyan Soylu'nun istifasında, daha önce Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlık'tan istifasında rol oynayan "Pelikan" adıyla bilinen grubun da etkili olduğu iddiası, kulislerde öne sürüldü.

Soylu, 31 ile ilişkin iki günlük sokağa çıkma yasağı kararının sadece iki saat kala açıklanması üzerine on binlerce kişinin salgın riskini hiçe sayarak marketlere akın etmesi, salgının en yaygın olduğu İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na bile bilgi verilmemesi, yasağın istisna kapsamının -basılmış gazetelerin bile dağıtılamaması gibi nedenlerle- eleştirilmesi üzerine tepkilere muhatap oldu. Sokağa çıkma yasağının İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü genelgesiyle geç saatlerde ilan edilmesinden kaynaklı olarak yaşanan izdiham görüntüleri nedeniyle hemen o akşam açıklama yapan Soylu, kararı savunurken NTV'ye şunları söyledi:

"İşin başından itibaren Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla gerçekleşen bir süreç yönetimi ortadadır. Bu süreçte dört temel meseleyi gözümüzün önünden kaçırmadık. Birincisi kamu düzeninin sağlanması, ikincisi sağlık sisteminin ayakta kalması ve sürdürülebilmesi, üçüncüsü üretim ve tedarik zincirinin devam etmesi, dördüncüsü sosyal mesafe ve sosyal izolasyon."

"Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla…"

"Daha önce 65 yaş üzerindeki ve 20 yaş altındakilere sokağa çıkma yasağı getirildi. 31 ile giriş-çıkış sınırlandı. Gelinen noktada, tüm veriler göz önüne alarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla birlikte Sağlık Bakanlığı ile değerlendirerek, hafta sonu için 30 büyükşehir ve Zonguldak'ta sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu saatte sokakta Türkiye'de açık olan yerler çok az olduğu için çok doğal olarak milletimizin telaşı var. Ben bunu normal karşılıyorum ama bu telaşa da gerek yok. Çünkü yarın (cumartesi) fırınlar açık. Kendi araçlarıyla ekmek dağıtabilecekler, genelgemizde bu açık. Su açık. Sadece marketler açık değil. Türkiye, çok uzun zamandan beri bizim 'evde kal' çağrılarımıza uymaktadır. Zaten evde gerekli tedarikler söz konusudur."

"Diğer ülkelere bakıldı"

Soylu, ertesi gün, Habertürk'ten Muharrem Sarıkaya'ya yaptığı açıklamada da, yoğun tepkielere neden olan uygulamanın arkasında durdu. Soylu, "Yasak kararını açıklayan ülkelerin hangi saatte aldıklarını hatırlıyor musunuz? Tecrübe önümüzde, erken saatte açıklasaydık, bazı ülkelerde gördüğümüz, izlediğimiz gibi marketlere akın olsaydı daha mı iyi olacaktı? Yağmalarcasına marketlerden tuvalet kâğıtlarına, gıda malzemelerine nasıl hücum edildiğini bir hatırlayın. Böyle bir ortam çok daha mı iyi olurdu, yoksa daha mı kötü olurdu? İtalya sokağa çıkma yasağını hangi saatte ilan etmiş, hiç baktınız mı?" dedi.

Sarıkaya, Soylu'nun, "önceki gece yarısı 1-1,5 saat içinde marketlere akın eden insan sayısının da öyle abartılacak boyutta olmadığını" söylediğini aktardı. Soylu, Sarıkaya'ya "Bunu tespit edebiliyoruz, 250 bin kadar insan hareketi görüldü, o da kısa sürede durdu" açıklamasını yaptı.

"Eleştirileri aldım, kabul ettim"

Soylu, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan'a yaptığı ve bugün (12 Nisan Pazar) yayımlanan açıklamalarında ise önceki açıklamalarının aksine değerlendirmelerde bulunarak, şunları söyledi:

"Eleştirileri aldım, kabul ettim. Hafta sonu iki günlük sokağa çıkma yasağı kararı aldık. Çünkü bu kararın üretim ve tedarik zincirine zarar vermeyeceğini düşündük. Bu açıdan önemli bir karardır. Bir buçuk-iki saatlik bir süreçte bazı kısıtlı bölgelerde bir yığılma oldu. Çok sınırlı sayıda bir birikme oldu. Doğrudur. Ben bunu öngörmedim. Tecrübem var. Ama yine de o saatteki bu çok sınırlı birikmenin büyük bir problem oluşturacağını düşünmüyorum. Zamanlaması açısından alınan karar, bakanlığımıza ait bir karardır. Bir kez daha söylüyorum: Eleştirileri de aldım kabul ettim. Hakaretleri de kabul ettim. Biz diğer ülke örneklerini inceledik. O örneklerde şunu gördük: İki-üç gün önce ilan edilen sokağa çıkma yasakları marketlere büyük bir hücumu getiriyor. Böyle bir şey yaşanmasın istedik. Saat 21.00 itibarıyla marketler kapanıyor. Bunu düşünerek yasak kararını 21.00'den sonra ilan ettik. Bazıları ‘23.59'da ilan etseydiniz' diyor. Ancak o zaman da insani açıdan büyük sorunlarla karşılaşabilirdik. Bir ziyarete gitmiş, bir yere gitmiş insanlarımız açısından çok büyük sorun olacaktı. Birkaç saat öncesinden haber verilmesi gerekliydi. Vatandaşımız yasağın ilanihaye devam edeceğini düşünüyor. Sınırlı birikmenin nedeni budur. Ama şundan eminim: Nasıl bir yöntem izlersek izleyelim muhakkak bir risk olacaktı. Sonuçta o saatte sokağa çıkanların sayısı 250 bin-300 bin civarındadır. Sonuç olarak baktığımızda herkes evlerine çekildi... Gece saat 00.05 itibariyle bu başarıyla sağlandı. Sokaklarda kimse kalmadı."

Editör: TE Bilişim