Surların üstüne ve yanına yapılan gece konduların havadan çekilen görüntülerde tarihi surları nasıl tahrip ettiği gözler önüne serildi.

İstanbul’da tarihi yarımadayı çevreleyen surlar evsizlere ve gecekondulara ev sahipliği yapıyor. Bakımsız ve atıl durumda bırakılan tarihi surların üzerine ve yanına yapılan evlerin tarihi dokuya verdiği tahrip havadan çekilen görüntülerle gözler önüne serildi. Savaşlara, yüzyıllara ve doğal afetlere karşı durmaya çalışan surlar şimdi ise harabeyi andıran görüntüleri ile içleri sızlatıyor. Fatih Ayvansaray Mahallesinde bulunan surların büyük bir bölümü gecekonduların istilasına uğramış durumda. Çoğu gecekondunun duvarları ile surların duvarlarının bitişik olarak inşaat edilmiş. Bazılarının bahçe diye kullandıkları alan ise çöp yığınları ile dolu. En dikkat çeken gece kondular ise sur duvarlarının üst kısmına inşaat edilen yapı vatandaşların da tepkisini çekti. Bir çok vatandaş tarihin tahrip edilmesine karşı olduklarını dile getirirken bazıları da burada yaşayanlara başka bir yerde ev yapılıp taşınmaları gerektiğini ifade etti.

Tarihi surların yanındaki evde 8 senedir yaşadığını ifade eden Meryem Çınar, “Tarih ile birlikte yaşamak güzel ama ben burayı oturduğum günden bu yana sevmiyorum. Ben eskiden Balat tarafında oturuyordum beyim rahatsızlandıktan sonra buraya taşındık. Yaşadığımız ev ise bizim değil kira veriyoruz. Bende yüksek yerlerde yaşamak isterim ama durumum el vermiyor. Beyim emekli olduğu niçin başka bir yere taşınıp yaşayamıyoruz” diye konuştu.

ÇADIRDA GEÇEN 4 YIL

Fatih Ayvansaray Mahallesinde bulunan surların dibinde 4 yıldır yaşayan Metin Kalabayı’nın tek isteği ise büyük bir çadırının olması. Yağmur ve soğuk havada küçük çadırında yaşayan Kalabay’ı vaktinin çoğunu ise etrafta bulunan çöpleri temizleyerek geçiriyor. Çoğu zaman çevrede çeşitli vakıflar tarafından kurulan yiyecek ikramları ile karnını doyuruyor. Kalabayı’nın en iyi dostu ise çadırının yanında yaşayan ‘Boncuk’ isimli sokak kedisi.

“KEŞKE 4 KİŞİLİK BİR ÇADIRIM OLSAYDI”

Suların dibinde kurduğu küçük çadırda 4 yıldır yaşadığını ifade eden Metin Kalabayı, “Benim kalacak yerim yurdum yok. Çadırın içinde kalıyorum ama çadır küçük, keşke 4 kişilik bir çadırım olsaydı. Çünkü ben 110 kiloya yakınım çadırın içerisine zor sığıyorum. 4 kişilik bir çadırım olsaydı buraya kurardım konforum olurdu. Kaldığım çadır daracık oluğu için bana yetmiyor. Bazen fahri gönüllü olarak çöpleri topluyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

“TARİHİNİ YAŞANMIŞLIĞINI YOK EDİYORLAR”

Tarihi surlar ile iç içe yaşayanlar için üzüldüğünü dile getiren Ulaş Tekmir, “İnsanların tarihini yaşanmışlığını yok edip üstüne yani hayatlar kuruyorlar. Gelişelim derken bir şeyleri yapalım derken bazı değerlerimizi kaybediyoruz, ikisini bir arada yürütmeyi beceremiyoruz galiba. İnsanların tarihi surların dibine çöp atıp, üzerine gecekondudan ev yapmalarını hiçbir şekilde hoş karşılamıyorum. Ev yapılabilecek bir sürü ver varken bence tarihi noktalar belirlenmemesi lazım olduğunu düşünüyorum” dedi.

“ÇARESİZLİKTEN VE YOKLUKTAN DOLAYI”

Çaresizlik yüzünden surlar ile iç içe evlerin yapıldığını vurgulayan Mesut Üstün, “Burada yaşayan vatandaşlarımız çaresizlikten ve yokluktan dolayı tarihi surlar ile iç içe ev yapma gereksinimi duymuşlar. Buralar restore edilse turistlerin ziyarete geleceğini düşünüyorum. Yetkililer burada çaresizlikten ev yapan insanların konaklayacakları bir yer yapsalar daha iyi olacağını düşünüyorum. Roma imparatorluğundan bu güne kadar gelmiş tarihi bir eser, savaş samanında tahribat görmüş ama hala bir kısmı ayakta duruyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha