İktidar medyasında skandallar bitmiyor.

Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk’ün skandalı ise bizi değil, Diyanet’i ilgilendiriyor ama yine de yazmadan edemedik.

Öztürk, AK Parti aday listesini değerlendirdiği bugünki yazısında, birkaç ismin “tövbesi kabul olanlar” kategorisinden listelerde kendine yer bulduğunu ifade etti.

Öztürk’in ifadesi, Bülent Arınç’ın aday olan oğlunu akla getirdi. Bülent Arınç, fetö mağdurları için cübbesini giymekten bahsettiğinde dışlanmıştı. Damadı da fetöcülükten gözaltına alınan Arınç, Aktroller tarafından fetöcülükle suçlanmıştı.

Uzunca bir süre Erdoğan’la görüşmeyen Arınç, erken seçim kararından sonra Külliye’de Erdoğanla görüşmüş; oğlu da vekil adayları arasına girmişti.

Bu durumda sormak istiyoruz:

Kim, neye tövbe etti?

Üst düzeylerin tövbesi kabul ediliyorsa çaycının çorbacının suçu ne?

Ve en önemlisi tövbelerin kabul makamı neresidir?

Külliye ise İslâm dininde böyle bir “tövbe kabul makamı” yok!

Yok eğer, Cenab-ı Hakk ise Hasan Öztürk, kimlerin tövbesinin kabul edildiğini Hasan Öztürk nereden biliyor?

İşte Hasan Öztürk’ün listelerle ilgili yazısı:

AK Parti listeleri ortaya çıktığında kimilerinin yüzünün buruştuğunu görür gibi olmuştum. “Nasıl olsa yerim garanti” diyerek “Bir dönüm bostan yan gel yat Osman” mantığıyla ense yapanlar kapının önüne kondu. Bir de sadece laf üretenler... Hele bir de “kibirle yürüyenler vardı” ki sormayın... Onlar da büyük ölçüde liste dışı kaldı. Listede kalanlarsa “mesajı” çoktan almış görünüyor.

Adımlarını Erdoğan’a uyduranlar ve hala heyecanını koruyanlar ile, partinin ağır topları hem de koçbaşı olarak listelerde yerini aldı.

Çünkü 24 Haziran seçimlerinde Ak Parti’nin ana sloganlarından biri “Güçlü Meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye.”

Başbakan Binali Yıldırım dahil kabinenin tamamı neredeyse liste başı olarak vekil adayı yapıldı, birkaç istisna dışında. Böylece Meclis’te güçlü temsilin önü açılmış oldu.

ERDOĞAN’I BEŞTEPE’YE HAPSETMEK İSTEYENLER TASFİYE OLDU

Klikler, hizipler meselesine gelince. Şunu biliyoruz: Ak Parti kendi içinde bir koalisyondur. Farklı görüşte, farklı fraksiyonda insanlar vardır. Ama ortak amaç için birlikte yol yürümektedirler ve kilit taşı Erdoğan’dır.

Ancak özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra Ak Parti içindeki “CHP ile büyük koalisyonu kurarak, içerideki ve dışarıdaki (sözüm ona) biriken gazı boşaltmayı hedefleyenler” listelerden tasfiye edildi. Bunlardan bazıları, 7 Haziran seçimlerinden sonra Meclis koridorlarında “Erdoğan dönemi bitmiştir” diyecek kadar cüretkardı.

“Bozgunculuğu bitirecek” radikal bir adımdır bu.

Adaletin kılıcı keskindi. Şucu, bucu denenlerin, “Erdoğan sonrasına hazırlandığı” konuşulanların neredeyse tamamı tasfiye edildi.

Birkaç isimse “tövbesi kabul olanlar” kategorisinden listelerde kendine yer buldu!

Yepyeni bir liste ile 24 Haziran’a gidiyor Ak Parti.

Ak Parti’nin bir geleneği var. Parti içi oligarşiye mümkün olduğunca müsaade edilmiyor. Kendi içinde yenilenmeyi önceliyor. Gençler, orta kuşak ve ak saçlılar arasında bir denge korunuyor. Yine öyle oldu.

Listede gençlerle ak saçlılar arasında dengeyi kuracak bir orta kuşak var ki asıl yük onların omuzlarında.

Ak Parti’den daha önce 3 kez aday adayı olmuş ama aday yapılmamışlar bu kez bizzat Sayın Erdoğan tarafından bir “vefa” örneği olarak listeler hazırlanırken aranıp aday yapıldı. Hem de bazıları liste başı olarak.

Daha önce milletvekilliği yapmış, sonra bir dönem beklemişlerden de listede yer bulanlar var.

Bu da “sadece koltuk varken hizmet var” demeyenlerin mükafatlandırıldığı anlamına geliyor.

Bir de millette karşılığı olanların listelere alındığını söylemem gerekiyor. Laf ebeliği yapanlar da listelerde yok çünkü. "

Editör: TE Bilişim