Birsel'in hem güldüren hem düşündüren hikâyesi, Amerika'nın, beyaz adamın ne olduğunu çok güzel anlatıyor. 

İşte o hikâye:

"1969’da Apollo 11’in Ay’a gitme hazırlıkları sırasında astronotlar Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Batı Amerika’da bir çölde, Ay’a benzeyen bir ortamda eğitim alırken, yanlarına bir yaşlı Kızılderili yaklaşır. Ne yaptıklarını sorar. “Ay’a gitmek için hazırlandıklarını” öğrenince, onlardan kendisine bir iyilik yapmalarını ister. “Ay’da benim insanlarımın kutsal saydığı ruhlar var, onlara bizden bir mesaj iletir misiniz” der ve mesajı, kendi dilinde, astronotlara ezberletir. Armstrong ve Aldrinne demek olduğunu sorarlar, yaşlı Kızılderili “Bu benim kabilem ve Ay ruhlarının arasında özel bir mesaj, söyleyemem” der.

Astronotlar meraklarına yenilir, zor da olsa o kabilenin dilini bilen bir tercüman bulup “mesajı” söyler ve ne demek olduğunu sorarlar. Tercüman bir süre güldükten sonra açıklar. Yaşlı Kızılderili şöyle demiştir: “Sakın bu adamların söylediği hiçbir şeye inanmayın, topraklarınızı çalmaya geldiler!”

Doğa olsun, yaşlılık olsun, paranın yenemeyeceği olsun, Amerika olsun...

“Nekbe”nin alasını yaşamış Kızılderili, her zaman haklı çıkar!"

Editör: TE Bilişim