Turgay Güler, muhabirlik döneminden beri Recep Tayyip Erdoğan’a yakın olan, hatta Erdoğan okuduğu şiir nedeniyle cezaevine girerken, an an yayın yapan bir isim.
Başbakan iken Turgay Güler’in programına katılan Erdoğan, İhvan liderlerinden Muhammed Biltaci’nın öldürülen kızı Esma için yazdığı mektubu dinlerken canlı yayında ağlamıştı.
Turgay Güler’i seyahatlerine de götüren Erdoğan, Güler’in yazmış olduğu kitaplardan da övgü ile bahsetmişti.
İzmir Marşı’nı söyledi
Bir süredir yaptığı programlarda, CHP’ye ve Atatürkçülere karşı ağır söylemlerde bulunan, onlarla dalga geçen Güler, dün akşamki programında İzmir Marşı’nı söyledi.
İzmir Marşı söyleyenleri neredeyse bölücü ilan edecek kadar düşük ve hadsiz bir seviyeden, canlı yayında İzmir Marşı söylenmeye nasıl gelindi?
Elbette bunun altında, sistematik olarak unutturulmaya çalışan Atatürk değerlerini milletin hafızasından bir türlü silememeleri; “Milliyetçi olduk, Kürtçü olduk, liberal olduk, Milli Görüşçü olduk, İslamcı olduk, şimdi de biraz Atatürkçü olsak ne çıkar?” düşüncesi var.
AKP özellikle 10 Kasım’dan beri Atatürk’e olan ilgi ve sevgisini arttırmış durumda.
Hatta o cenahın ne olduğu belirsiz çocuğu Rasim Ozan Kütahyalı, Bank Asya’dan kredi çekip villa almamışçasına, hiç FETÖ ile ilişkisi olmamışçasına şimdi de Atatürk’e sahip çıktı ve “Atatürk’ü babam gibi severim” dedi.
Rasim Ozan Kütahyalı konuştukça biz utandık.
Bu nasıl bir riya?
Bu nasıl bir utanmazlık?
Bir tarafta Atatürk ile oyları toparlama telaşı sürerken, bir tarafta da asıllarından kopamadıklarını görüyoruz.
Tokat’ta bir imam hatip lisesine, Atatürk düşmanı şeyhülislam Mustafa Sabri’nin adının verilmesi, tutarsız ve dengesiz politikalarının bir sonucu mu?
Yoksa ne şiş yansın ne kebap stratejisi mi?
Şimdi cevabını merak ettiğimiz soru şu; uğrunda cezaevinde yatılan o meşhur şiir “Minareler süngü, kubbeler miğfer”den İzmir Marşı’na geçmek için kaç gömlek değiştirdiniz?
AKP, Atatürkçülük sana büyük gelir, taşıyamazsın.
Kaldıramazsın.
Bu arada, Turgay Güler’in yanık sesi AKP’den giden oyları geri kazandırır mı bilemeyiz ama, gazeteciliği bırakmayı düşünürse müzik alanında önünün açık olduğu aşikar.
