Haber: Osman OKTAY

Başkenti bugün Yunanistan sınırları içindeki Gümülcine olan Batı Trakya Türk Cumhuriyeti, İmparatorluğun içinde bulunduğu durum yüzünden ne yazık ki destek bulamadı ve toprakları, 29 Ekim 2013’te yapılan İstanbul Anlaşması ile Bulgarlara bırakıldı. Bulgar Ordusu’nun 30 Ekim 2013 tarihindeki işgali ile de bu ilk Cumhuriyetimiz sonlanmış oldu.

Türk Milleti’nin ikinci Bağımsız Türk Cumhuriyeti 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan’da kurulmuş ve bilindiği üzere bu Cumhuriyet de iki yıl yaşayabilmiştir. Ancak Cumhurbaşkanı Mehmet Emin Resulzade’nin “Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez” parolası 70 yıl sonra gerçekleşecek ve Ortaasya’daki öteki Türk Cumhuriyetleri ile birlikte Azerbaycan Türk Cumhuriyeti de tekrar bağımsızlığına kavuşacaktı.

Allah’ın takdirine bakın ki, Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’nin sona erdiği 29 Ekim 1913’ten tam on yıl sonra 29 Ekim 1923’te ilelebet yaşayacağına inandığımız Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Bugün de Cumhuriyetimizin/Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete göç edişinin 81. Yılı. O’nu ve silah arkadaşlarını rahmetle yâd ediyoruz.

Türk Ocakları Genel Merkezi, oldukça zor şartlar altında tarihte kurulan Türk Cumhuriyeti olma özelliği taşıyan Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’nin hatırasına ve Batı Trakya Türklüğünün bugünkü durumunu görüşmek üzere bir program düzenledi. Programa konuşmacı olarak katılan Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin önceki Genel Başkanı Avukat Burhanettin Hakgüder, Tarihte kurduğumuz bu ilk Cumhuriyetimizde söz ettikten sonra Batı Trakya Türklüğü’nün içinde bulunduğu durumu ve çektikleri sıkıntıları uzun uzun anlattı.

Avukat Burhanettin Hakgüder

Avrupa Birliği’nin, pek çok konuda Türkiye’ye sudan sebeplerle engeller çıkarırken Yunanistan’ı koruma altına aldığını, bu ülkenin vatandaşlık hukuku, azınlık hakları gibi konulardaki hukuksuzluklarına göz yumduğuna işaret eden Hakgüder, mülkiyet hakkı, eğitim öğretim ve din özgürlüğü konularında da keyfi uygulamalar yapıldığını söyledi.

Batı Trakya Türklüğü’nün seçilmiş Müftüsü olan İbrahim Şerif’in geçtiğimiz günlerde bir ziyaret sırasında Gümülcine dışında namaz kıldırmasının bile “Yetki gaspı” olarak değerlendirilip 80 gün hapis cezası verilmesinden de söz eden Burhanettin Hakgüder, bu uygulamanın, “Lozan Anlaşması’nın 45. Maddesine aykırı olduğunu, yine aynı maddeye tabi olan İstanbul Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu’nun rahatça hareket edip her türlü beyanatı verebildiğini” söyledi. Hakgüder, “Öyle ki, Bartelemaos bir Amerikan Televizyonu’na beyanat verirken, ‘Türkiye’de kendimi haça gerilmiş gibi hissediyorum’ deme cesaretini bile göstermiş olmasına rağmen maalesef Türkiye’de bir savcı çıkıp da ona soruşturma bile açmamıştır” dedi ve devam etti: “Keza, Batı Trakya’daki haklarımız gasp edilirken ve Lozan’ın 45. Maddesi aleyhimize çiğnenirken burada Kezban Hatemi gibi bir hukukçu, ‘Batı Trakyalıların Lozan’ın korumasına ihtiyacı yoktur, onları Avrupa müktesebatı korur’ diyebilmiştir. Ama ne yazık ki Batı Trakya Türklüğü’nü Avrupa müktesebatı da korumamakta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Yunanistan’a ceza uygulamamaktadır.”

Yunan Hükümetlerinin, tamamen hukuksuz olarak en az altmış bin kişiyi vatandaşlıktan çıkardıklarını da belirten Hakgüder, “Kanunlarında bunun altyapısını hazırladıklarını, okuması yazması olmayan bazı kişilere tek çıkışlık pasaport vererek girişlerini önlediklerini, yurt dışına çıkıp bir süre kaldıktan sonra dönenlere ise ‘Dönmeyeceğiniz anlaşıldığı için vatandaşlıktan çıkarıldınız’ gibi saçma bir gerekçe uydurmaktadırlar ki ben de Türkiye’de hukuk öğrenimi yapmak için izinli olarak gelmeme rağmen bu gerekçe ile vatandaşlıktan çıkarılan biriyim” dedi.

Hakgüder’in konuşmasında dikkati çeken başka ibretlik cümleler:

EY TÜRKİYE’DEKİ CEMAATLER VE BU CEMAATLERİ YÖNLENDİRENLER!

BİZİ RAHAT BIRAKIN!

“Biz Batı Trakya’da topu topu 150 bin kişiyiz. Sağda olsak ne olur, solda olsak ne olur, o cemaate girsek ne olur, bu cemaate girsek ne olur? Bırakın da birlik ve beraberliğimizi koruyalım. Yunanlıların yapamadığını siz yapmaya çalışıyorsunuz, utanın!”

YALNIZCA MÜSLÜMANIM DERSEN ARABA VE EV ANAHTARI, TÜRKÜM DERSEN YOK!..

Yunan yetkililer zaman zaman ellerinde araba ve ev anahtarlarıyla gelerek sorarlar:

  • Yunan vatandaşı mısınız?
  • Evet!
  • O halde al anahtarı, şu araba senin!
  • Peki, Müslüman mısınız?
  • Elhamdülillah Müslümanız!
  • Tamam, al anahtarını, eviniz hazır!
  • Peki, Türk müsünüz?
  • Evet, Türküz!..
  • İşte şimdi olmadı, verin anahtarları!..
Editör: TE Bilişim