Ukrayna’nın liman kentlerine döşediği ve yerinden koptuğu iddia edilen mayınlarla ilgili Odatv’den Ersin Eroğlu'nun yazısı dikkat çekti.

Yazının tamamı şu şekilde:

Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Ukrayna'nın Odessa kentine Ukrayna ordusu tarafından döşenen mayınların İstanbul Boğazı ve Akdeniz için tehdit oluşturabileceğini açıkladı.

Bu gelişme üzerine Türk Deniz Kuvvetleri de mayınlarla ilgili NAVTEX yayımladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yayımladığı NAVTEX ile "Mayınlar tehlike yaratabilir, dikkatli olun" uyarısında bulundu.

FSB'den yapılan açıklamada “Ukrayna Deniz Kuvvetleri Odessa, Oçakov, Çernomorsk ve Yujnıy limanlarının yakınlarına yaklaşık 420 adet eski mayın döşedi" denildi.

Açıklamada, "Yerinden kopan mayınların İstanbul Boğazı’na ve ardından Akdeniz havzasının denizlerine sürüklenme olasılığı dışlanmıyor” ifadelerine yer verildi.

FSB, bu mayınların 20. yüzyılın ilk yarılarında üretildiğini ve fırtınalı koşullar nedeniyle denizin dibindeki bağlantı noktalarında kopmalar meydana geldiğini belirterek, "Karadeniz'in batı kesimindeki mayınlar, rüzgâr ve akıntı etkisiyle serbestçe hareket etmeye başladı" ifadelerini kullandı.

MAYINLAR İSTANBUL İÇİN DE TEHDİT

Ukrayna’nın liman kentlerine döşediği ve yerinden koptuğu iddia edilen mayınların İstanbul Boğazı ve kıyılar için de bir tehdit oluşturabileceğini söyleyen Terör ve Güvenlik Politikaları Uzmanı Abdullah Ağar yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

“Bir mayının sürüklenme hızı, akıntı ve rüzgârın gücüne bağlıdır. Bu mayınlar döşendiği alan itibariyle Tuna Nehri’nin akıntısından etkilenecektir. Tuna Nehri’nin akıntısı ise İstanbul Boğazı’na doğru olduğu için tehdit oluşturuyor. Eğer bu mayınlar boğaza gelirse ve orada bir gemiye ya da kıyıya çarparsa patlamadan sadece çarptığı yer değil, İstanbul da zarar görür. Büyük bir facia olur.”

MAYINLAR SERBEST Mİ BIRAKILDI

Mayınların serbest kaldığı iddiasının Rus gizli servisinin açıklamasıyla ortaya çıktığını ifade eden Ağar, Ukrayna’nın Rus çıkarmasını engellemek için savaştan hemen önce ya da savaş esnasında bu mayınlar döşediğini belirterek şunları söyledi:

“Ukrayna, Karadeniz’in batısında bulunan Odessa, Oçakov, Çernomorsk ve Yujnıy limanlarında çıkartmaya engel olmak bu mayınları döşedi. Elimizdeki tek bilgi FSB’nin açıklaması. Bu açıklamada ise telaffuz edilen mayın sayısı 420. Bu 420 mayının kaç tanesinin serbest kaldığı muamma…

Bence esas soru şu: Mayınlar koptu mu, yoksa serbest mi bırakıldı? Çünkü bu mayınlar hem üretilirken hem de döşenirken hava ve deniz koşullarına dayanacak şekilde; kademeli, hat, zikzak, çapraz gibi şekillerde döşenirler. Dolayısıyla kopması kolay değildir. Bu da muamma.”

“KARADENİZ’DEKİ DOĞALGAZ ARAMA PLATFORMUNA ZARAR VEREBİLİR”

Türkiye’nin Karadeniz’de yaptığı doğalgaz arama çalışmaları için de bu mayınların tehdit oluşturduğunu söyleyen Ağar şu ifadeleri kullandı:

“Bizim Karadeniz’de doğalgaz arama faaliyetlimiz var. Bu mayınların oraya da sürüklenme ihtimali de bulunuyor. Platforma çarparsa büyük zarar verebilir.

Taraflar, mayınların Karadeniz’i manipüle etmesiyle ilgili birbirlerini suçluyorlar. Rusların rahatsızlık nedeni mayınlardan dolayı çıkarma yapamamaları. Bu mayınlardan biri çıkarma gemisine çarpsa yüzlerce askeri ve o gemiyi yok edebilir.

Aynı şey bir ticari ya da yolcu gemisi için de geçerli. Yani sadece Rusların çıkarma yapmasıyla ilgili bir risk yok. Özellikle Batı Karadeniz’deki ticari ve sivil yolcu gemi hareketliliği baskı altında. Petrol tankeri ya da sıvılaştırılmış petrol gazı taşıyan bir gemiye çarparsa patlayabilir.”

“NATO KARADENİZ’E KALICI KONUŞLANABİLİR”

Ağar aynı zamanda mayın arama gerekçesiyle NATO’ya bağlı “Kalıcı Mayın Eylem Grubu”nun da Karadeniz’e kalıcı olarak konuşlanabileceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:

“Bence işin önemli tarafı, NATO üyesi olan Türkiye, Bulgaristan ve Romanya gibi ülkeleri bu mayınların tehdit etmesi gerekçesiyle NATO’ya bağlı “Kalıcı Mayın Eylem Grubu” Karadeniz’e kalıcı olarak çıkabilir. Bu durumda Türkiye, Montrö üzerinden köşeye sıkıştırılabilir. Mayınlarla birlikte bu mesele de gündeme geldi.”

Editör: TE Bilişim