Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki, yazdığım bütün yazıların arkasındayım.

Utanacağım yazı varsa, birinin bana hatırlatmasına gerek yoktur; öz eleştirimi yaparım.

Evet! Yanılmış olabilirim, değerlendirmelerim hatalı çıkmış olabilir.

Ancak, Devlet Bey’i savunan birinin, bir kişi hakkında verdiğim hüküm üzerinden bana saldırması, tam bir akıl tutulmasıdır. 

Sayın Genel Başkanımızın Tayyip Bey’le veya Meral Hanım’la ilgili söyledikleriyle bugünkü tutumunu karşılaştıran birinin, benim Ekrem İmamoğlu’yla ilgili değerlendirmemi dile getirmeye utanması gerekir.  

Aynı şekilde İstanbul seçimlerinde arkadaşlarımın İmamoğlu’na oy vermelerini diline dolayanlar, İmralı canisinin direktiflerini yerine getirmeyen HDP’lilere sitem edeni ya unutmuş olmalılar ya da hatırlamak istememektedirler, hatta câninin kardeşini televizyona çıkartanının da Kılıçdaroğlu olduğunu sanıyor olabilirler ve biz buna şaşırmayız.

Ya seçim gününe kadar susup, seçim bittikten sonra esip gürlemelere ne demeli?

Şaka gibiler, şaka gibi…

Devlette her zaman ülkücü güvenlik bürokratları ve rektörler olmuştur.

ANAP döneminde bırakın bürokratları ve işe giren binlerce ülkücüyü, ülkücü kökenli bakanlar vardı. 

Onun için, buradan bir başarı öyküsü çıkmaz.

Ayrıca, hükümeti Habur ve çözüm süreci saçmalığından çıkartan Türk halkının sağ duyusudur…

Hükümet biraz daha devam ederse iktidarlarının başlarına çökeceğini görmüştür.

Kendilerini aşırı önemseyip Türk halkını küçümseyen Türk milliyetçileri bunu anlasalar çok iyi olur.

Bana lâf sokanlar şunu bilsin ki, Meral Hanım’ı MHP’de tanıdım ben. Milletvekili iken, Meclis Başkanvekili iken ve inanın onu söz konusu mevkilere taşıyan ben değilim, Çağlayan Meydanı’nda yağmurlu bir günde İstanbul Büyükşehir adayı olarak ülkücülere takdim eden de…

CHP’nin suçunu(!) bana neden yüklüyorsunuz?

Benim yerim, Ülkü Ocakları’nda bana öğretilen değerlerin yanıdır.

Ne Cumhur ve ne de Millet İttifakı!

İsmi ne olursa olsun küresel aklın yönlendirdiği hiçbir oluşumla işim olmaz.

Demokrasi, insan hakları gibi hangi süslü kelimelerle donatırlarsa donatsınlar, işim olmaz onlarla, ‘ihvancı kafalar’la olmayacağı 
gibi…

Başka seçenek mi yok?

Arzum Türk milliyetçilerinin, ülkücülerin ittifakıdır.

Sahte belgelerle bizleri ihraç ediyor, sonra da acımasızca suçlayıp bir yerlere yamamaya çalışıyorsunuz.
Devlet Bey dâvâya ömrünü vermiş de, milyonlarca ülkücünün verdiği ne?
İstanbul’da utanmazca yuhalattığınız Atila Kaya’nın Yenimahalle’de saldırdığınız Abdüssamed’in Mehmet Gül’ün ve Mustafa’nın ödediği bedellerin zekâtı eder mi Bilge Lider’in ödediği bedel?!
Hangi dâvâdan, hangi bedelden bahsediyorsunuz?
Biz buradayız. Size rağmen buradayız.
Hiçbir yere gitmiyoruz.
Onun için soruyu bize sormayın; kendinize sorun.
Aynaya bakın ve “Hareketi nereye taşıyoruz?” diye sorun kendinize!

Editör: TE Bilişim