Ayyıldız Hareketi Lideri ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

Ayyıldız Hareketi Lideri Ümit Özdağ, bugün gerçekleştirdiği basın toplantısında, dördüncü yargı paketinde çocuk istismarında tutuklama için somut delil şartı getirilmesi düzenlemesinin çocuğu savunmasız bıraktığını belirterek tepki gösterdi.

Ayyıldız Hareketi Lideri ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın basın açıklamasından satır başları şu şekilde:

ÇOCUĞA CİNSEL İSTİSMARDA DELİL ŞARTI İTİRAZLARA RAĞMEN MECLİSTEN GEÇTİ

“Oysa 4. Yargı paketi çerçevesinde TBMM’ye sunulan düzenleme değil çocuklarımız daha iyi korumak aksine daha korumasız hale getirmektedir. Çocuğun cinsel istismarı katalog suçlar arasında yer almaktadır. Ancak katalog suçlarda tutuklama için somut delil olması şartı getirilmektedir. Bu diğer suçlarda olumlu bir adım olmakla beraber çocuğa yönelik cinsel istismar olaylarında çocuğun saldırının farkına varmasının, eylemin bir istismar eylemi olduğunu anlaması bile zaman alabileceğinden doğru değildir. Komisyonda yapılan bütün itirazlara rağmen düzenleme iktidarın oyları ile bu şekli ile geçmiştir. “dedi.

Özdağ, yargı paketi ile gelecek düzenlemeyi gerekçe göstererek dergahta 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle 10 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırılan Fatih Nurullah takma adlı tarikat şeyhi Eyüp Fatih Şağban’ın karar duruşmasında tahliye istemesine de , “Nereden alıyor bu adamlar bu haberleri?, Acaba kendileri için özel yapılan düzenlemeler olduğuna mı inanıyorlar?” ifadeleri ile tepki gösterdi.

KANAL İSTANBUL TEMEL ATMA TÖRENİ SAHTEKARLIĞI

Basın toplantısında Kanal İstanbul temel atma törenine de değinen Özdağ, “Yapılan Kanal İstanbul temel atma töreni değildir. Temeli atılan köprünün sahtekârlığı da dün ortaya çıkmıştır. Projesi 2007 de imar planına konulmuş bu köprü, Kuzey Marmara otoyolunun son bağlantısı. Üstelik yıllık geçiş garantisi yüz milyon lira. 19 yıl da işletme hakkı verilmiş.” ifadelerini kullandı.

İstanbul milletvekili Ümit Özdağ, Erdoğan’ın Kanal İstanbul ile ilgili “proje için şirketlere ödeme yapmayız” ifadelerine karşılık “Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla alırlar” sözleri ile ilgili ” Bütün yatırımcılar bilmelidir ki, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk halkı bilinçli olarak Türk Milletinin aleyhine şekillendirilen anlaşmalar üzerinde değişiklik hakkına uluslararası hukuk içinde kalarak sahiptir. Özetle hiçbir yerli ya da yabancı kuruluşun Türk halkının cebinden söke söke haksız para almasına izin vermeyiz. Türk Milleti çaresiz, Türk Devleti etkisiz değildir. ” ifadeleri ile yanıt verdi.

Özdağ, “söke söke alırlar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “önerimiz, F-35’ler için ödediğimiz parayı ABD’den söke söke almasıdır. Fakat Erdoğan’ın ne yazık ki, ABD’den değil, F-35’in parasını geri almak, “ölmedikçe vermeyeceğim.” dediği Rahip Brunson’un geri verdiğini düşününce Rusya’dan 2.5 milyar dolar ödeyerek aldığımız S 400’leri bile kullanmaya cesaret edemeyeceğini anlıyoruz.” diyerek karşılık verdi.

YAP-İŞLET-SOY PROJELERE SON VERECEĞİZ

Ayyıldız Hareketi Lideri Ümit Özdağ, parti olarak yap-işlet*soy projelere son vereceklerini belirtti.

Özdağ şu ifadeleri kullandı:

1 – Partileşme sürecinde olan Ayyıldız Hareketinin itirazı kamu menfaati olmaksızın rant amacıyla yapılan projeleredir. Örnek vermek gerekirse Osman Gazi köprüsü bir ihtiyaç ancak çok pahalıya ihale edildi. Türk halkı fakirleştirildi. Üstelik Osmangazi Köprüsü daha araç geçiş garantisini tutturamadan bir de geçiş garantili Çanakkale Köprüsü ihale edildi. Adeta yangından mal kaçırıyor birisi.

2 – Biz Ayyıldız Hareketi olarak tüm projeleri kamu menfaati açısından incelemeye alacağız. Ve özellikle rant amacıyla yapılan projelere -kamulaştırma kararı dahil- gerekli tüm tedbirleri uygulayacağız.

3 – Kamu Özel İşbirliği projeleri eski adı ile Yap-İşlet-Devret projeleri tam bir yap-soy-devret projelerine dönmüştür. Kamu Özel İşbirliği modeli ile yapılan tüm projelerin sözleşmelerini yeniden müzakereye açacağız.

Birinci adım olarak kesinlikle yanlış bir model olan araç geçiş garantilerine son vererek başka bir model üzerinde uzlaşı arayacağız ve ikinci adım olarak 4749 sayılı kanunun 2013 yılında aceleyle getirilen 8/A maddesi ile uygulanan Hazine borç üstlenimi modeline de derhal son vereceğiz.

4 – Türk devleti, Duyun-u Umumiye döneminde dahi her daim borcuna sadık olduğu için yeniden müzakere edilen proje modeli işine gelmeyen yabancı yatırımcıya parası Hazine tarafından ödenerek kendisine teşekkür edilecek.

5 – Türkiye Cumhuriyetinin menfaatlerine uygun olarak sözleşme serbestisi çerçevesinde yeniden gözden geçirilen projeler devletimize beklemediği hiç bir olumsuz hukuki sonuç doğurmayacaktır.

Özetle, kimse Türk devletini ve Türk Milletini yabancı sermayenin sopası ile tehdit edemez.

Aziz Türk Milletinin içi rahat olabilir.

VARANK’IN İŞİ TÜRKİYE COĞRAFYASI ÜZERİNDE YENİ ÇİZİMLER YAPMAK DEĞİL !

Dün Şanlıurfa’ya ziyaret düzenlenen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Şanlıurfa ve bölgeden bahsederken “Buranın Mezopotamya adıyla tanınmasını istiyoruz” demiş. Varank bilmelidir ki, Urfa halkı burası Mezapotamya değil Türkiye olsun diye “Şanlı” bir destan yazmıştır. Antep, Mezopotamya olmamak için “Gazi” olmuştur. Maraş, Mezapotamya olmamak için “Kahraman”ca savaşmıştır. Özetle, Varank’ın işi Türkiye coğrafyası üzerinde yeni çizimler yapmak değil, çok anlamadığı sanayi ve teknoloji konularında ek ders alarak çok mümkün görünmese de kendisini yetiştirmek olmalıdır.

Editör: TE Bilişim