Arsa sahipleri bu imar yolsuzluğunda Eski Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay'ın rolü olduğunu iddia ediyor.

Başakşehir ilçesi sınırları içinde bulunan Mall Of İstanbul Projesinin yapılacağı yerde hazine arazisi var iken vatandaşın tapulu arsalarını okul alanı ilan ederek tapuya kaydını yaptıran Küçükçekmece eski belediye başkanı Aziz Yeniay'ın yaptığı imar yolsuzlukları olduğu iddia edildi.

 2007 Mall Of İstanbul'un bulunduğu bölge o zaman Küçükçekmece Belediyesi sınırları içinde. Belediye başkanı'da Aziz Yeniay. Burada meydana gelen gelişmeleri izlediğiniz zaman sanki belediye başkanı Yeniay Torunlar GYO'nun bir yetkilisi gibi çalışmış ve burada hak sahiplerinin arsalarının ucuz fiyata satın alınması anında bir dizi çalışma yapmış.

İlk olarak Küçükçekmece Belediye başkanı sıfatı ile arsa sahiplerinin ellerini ve kollarına bağlamak üzere arsaların fonksiyonunu değiştirip ticaret artı konut olan durumu eğitim alanına çevirdiği için arsa sahipleri bir şey yapamıyor.

Arsa sahiplerinden bazıları kamu yeri var iken neden bizim arsaları eğitim alanı yaptınız çıkışı yaparak arsalarımızı satmıyoruz çıkışı yapıyorlar. İlçe belediye başkanı Aziz Yeniay o dönem aynı zamanda İstanbul Büyük Şehir Belediyesi İmar komisyonu başkanı sıfatı ile halkın arsalarını satmaya zorlama yoluna gittiği ifade ediliyor.

İlçe ve İBB imar Komisyonu başkanı olan Yeniay'ın ısrarları halkı ikna etmeye yeterli olmayacak ki bu sefer birileri ise TOKİ kılıcını çekerek adeta biz sizden buraları almayı biliriz dercesine işe koyuluyor.

Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesi Tazminat hakkınız saklı kalmak kaydı ile Tapu İptal davasını Red ediyor ama Yargıtay Yanlış yaptın diyor.

Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 23.12.2015 tarihinde oy birliği ile verdiği kararı

ESAS NO : 2014 / 13004

KARAR NO : 2015/ 1513

YARGITAY İLAMI : İncelenen kararın Mahkemesi : Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesi

Tarihi : 16.01.2014 Numarası : 2011/669-2014/10

Davacı : Ali Durmuş (Şu an varisleri )

Davalılar : Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı V.D. Torunlar GYO Dava Türü : Tapu İptali-Tescil Tazminat Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil, tazminat davası sonunda yerel mahkemece tapu iptali ,tescil isteğinin zamanaşımı nedeniyle reddine, bedele ilişkin isteğin ise idari yargının görevi olması nedeniyle görev yönünden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tekik Hakimi Süleyman Yumma'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

= KARAR =

Davalı, hile hukuksal nedeni ile davalı tapu iptal tescil ya da tazminat isteklerine ilişkindir. Davacı Paydaşı olduğu 2453 parsel sayılı taşınmazın eğitim ve sosyal tesis alanı olarak kamulaştırılacağını bildiren TOKİ 'nin pazarlık teklifini kabul ettiğini ,yapılan görüşmeler sonucu payının 1.036.935.00 TL 'na TOKİ'ye satışına karar verildiğini, ancak tapuda işlem yapmak için gittiklerinde diğer davalı şirkete satış sureti ile temlik ettiğini, sonrasında taşınmazın bulunduğu alanın TOKİ'nin onayladığı uygulama imar planı ile yapılan değişikliklerle özel sosyal kültürel tesis ve kısmen ticaret ve hizmet alanına ayrıldığını 28.5.2011 tarihli gazete ilanında öğrendiğini, böylece temlikten sonra kamu alanından çıkartılarak özel alana alınması ile taşınmazın değerinden artış sağlandığı, TOKİ'nin kamu gücünü kötüye kullanarak her iki davalının hileli işlemleri ile taşınmazın elinden alındığını ileri sürerek yeni oluşan imar parseli üzerinden tapu iptal ve tescil ya da imar planı değişikliği nedeniyle oluşan değer artış farkının tespiti ile davalılardan tahsile karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteğinin zamanaşımı nedeniyle reddine ,bedele ilişkin isteğin ise 2577 sayılı yasanın 2/1 b maddesi uyarınca tam yargı davası kapsamında idari yargının görevleri olması nedeniyle görev yönünde reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğinde ve toplanan delillerden ;15.2.2008 tarihli resmi akit ile 2453 parselde davacıya ait payın davalı şirkete satış suretiyle temlik edildiği,11.6.2009 tarihinde yapılan imar uygulaması ile 858 ada ve 1 ve 2 parsellere revizyon gördüğü, 858 ada 2 parselin ifraz sonucu 4 ve 5 nolu ifraz parsellerinin oluştuğu ,sonuç itibariyle 858 ada 1 parsel de dava dışı kişilerle birlikte davalı şirketin paydaş olduğu ,858 ada 4 nolu ifraz parselin ise davalı şirket adına kayıtlı.

Bilindiği Üzere : Hile (aldatma),genel olarak bir kimseyi irada beyanında bulunmaya, sözleşme, yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma veyahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır.

Hata da yanılma, hile de ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36 /1 (818) sayılı Borçlar Kanununun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı SAYILAMAZ.

Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiye geçmişse etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatılmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irada açıklaması ,defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

Somut olaya gelince : Davacının delil listesinde bildirdiği Gazetenin 28.05.2011 tarihli sayısında davalı şirkete ait Residans-ofis-otel gibi sosyal tesisleri kapsayan "Mall Of İstanbul" projesinin ilanının yer aldığı görülmektedir. Davacı, hileli işlemi bu tarihte öğrendiğini ileri sürmüş, davalı taraf ise bunun aksini KANITLAYAMAMIŞ, eldeki dava ise 13.7.2011 tarihinde açılmıştır.

Bu durumda; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 36.Maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin hileye maruz kalan kimsenin bunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı ,mağdurun öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin esas alınacağı belirgin olup; diğer tarafın öğrenmenin (ıttılan) bu tarih değil de daha önce olduğunu iddia etmesi durumunda, bu iddiasını İSPAT zorunluluğunda olduğundan kuşku bulunmamaktadır.

Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 20.04.1983 gün ve 1980/1 -1846-397 sayılı kararında da aynı hususa işaret edilmiştir.

Hâl böyle olunca ;Mahkemece davanın süresinde açıldığı gözetilerek yukarıda açıklanan ilkelere göre işin esasının incelenmesi, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, kabule göre de : hile hukuksal nedenine dayalı tazminat isteği bakımından İdari Yargının görevli olduğu şeklinde değerlendirme yapılmış olması da isabetli değildir.

Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100) sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollam ile ) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 23.12.2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye

Editör: TE Bilişim