Dünki yazısında eski Cumhurbaşkanlarından Abdullah Gül ve eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’na yine saldırıınca gazetesi yazısını internetten kaldırdı.

Davutoğlu başbakan olduğunda ağlayarak dinlediğini yazan Mehtap Yılmaz, Davutoğlu görevden alınınca FETÖ suçlamalarına başlamıştı.

Yılmaz dünki yazısında yine bu minvalde yazmaya devam etti.

Abdullah Gül’ün Külliye’deki törene çağrılmasının bile hesabını sormaya kalkan Yılmaz, yazısını kaldıran gazetesinden istifa etmedi.

Bunun yerine , yine Reis edebiyatı yaptı, gazetesini değil başkalarını suçladı ve 15 Temmuz şehidleri üzerinden ajitasyon yaptı.

İşte Yılmaz’ın, gazetecilik adına utanılacak savunması:

“Muhtar bile olamaz” dediler, Başbakan oldu.

“Cumhurbaşkanı olamaz” dediler, millete gitti ve seçilerek Cumhurbaşkanı oldu.

“Fırat Kalkanı Operasyonu ile Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sürüklüyor” dediler, başarılı oldu.

“Zeytin Dalı Operasyonu” için “sonumuz olur” dediler, alnımızın akı oldu!

“Başkanlık Sistemi’ni getiremez…” dediler, getirdi.

“Başkan olamaz” dediler, oldu.

İyi de ne değişti peki?

Reis muhalifleri yine atı aldı Üsküdar’ı geçiyor.

Her biri dipten dipten Reis’e laf sokuyor.

Reis’in attığı her adıma dair, zehir zemberek eleştiriler yapıyor.

Lobi faaliyetleri yürütüyor.

Algı operasyonlarını ikiye katlıyor.

Gittikçe daha tehlikeli, daha sinsi ittifaklar içerisine giriyor.

İlginç olanı, AK Parti bizim iktidarımız olmasına rağmen, kimse bunların tavuğuna “kışt” demiyor!

Elini kolunu bağlamıyor.

Sesini kısmıyor.

Kalemine tedbir koydurmuyor!

Ya bizde?

Tuhaf bir “kayırmacılık”, “ne derler” tedirginliği, “ya tepki alırsak” tedbirciliği söz konusu…

Reis’e şeytani bir muhalefet yürütenlere; karşısına “Parlamenter Sistem İsterük” diye dikilenlere; şer ittifaka omuz verenlere, 28 Şubat’çılarla kol kola girenlere, Akın İpek’in annesinin elini ayağını öpenlere, PKK ile Diyarbakır otellerinde pişpirik oynayanlara laf etmeniz kabahat sayılıyor.

Bu Mescid-i Dırar taifesine ağzınızı açtığınız anda, karşınıza duvarlar örülüyor. Hakkı ve hakikati savunduğunuz halde eliniz kolunuz bağlanıyor!

E onlar Müslüman… Biz değil miyiz ki? Neden sürekli, sırtını İngiltere’ye, Bilderberg’e, MI6’ya, CIA’ya yaslayanların “hatırı” sayılıyor? Neden herkesin sustuğu yerde konuşan, herkesin konuşmaya korktuğu hainlere karşı kılıç sallayan bizleri hoş tutmayı kimse umursamıyor?

Reis’in karşısına neredeyse aday olarak dikilecek olan eski makam sahibi, Külliye’de misafir oldu diye Reis’e karşı yürüttüğü lobi faaliyetleri görmezden mi gelinmeli? Akın İpek’in yani FETÖ sermayesinin elini öpen bazı kifayetsiz muhterisler, Külliye’ye gittiği için masum mu kabul edilmeli?

Hiç kimse kusura bakmasın ama şayet söz milletin ise millet bunların alayını çoktan çizdi… Canlarını cehenneme gönderdi. Bir kere değil, bin kere Reis’e ihanet ettiler çünkü! Bir kere değil, bin kere dış güçlerle iş birliği içine girdiler…

Kimse milletten bunları affetmesini beklememeli… Zira İngilizanahtarları… İngiliz içgüveğileri… Hamamönü sakinleri… Eski makam sahiplerinin beslemeleri… FETÖ imamlarına “oğlum” diye hitap edenler… Reis’e karşı muhalif, düşman olan kim varsa makamlara getirenler… Bu hain şahısları dokunulmaz ilan edenler…

Milletin balık hafızalı falan olduğunu zannetmemeli!

Bunlara acırsak, acınacak hale geleceğimiz göz ardı edilmemeli! İşte 15 Temmuz’un yıl dönümü geldi, geçti… Lakin milletin hafızasında bıraktığı hançer yarası ebedi!

Kafası kopup çatıya fırlayan kadın…

Tankın önüne yatan adam…

Oğluyla kucak kucağa gömülen baba…

Tankın ezdiği baba…

Kamyonuyla tanklara meydan okuyan kadınlar…

Çoluk çocuğuyla darbecilerin katledeceği Reis!

Kimse ama kimse bunları unutacağımızı falan sanmasın!

İsim isim haykıracağız! Gerekirse bildiri dağıtırız ama illa dağlara taşlara bunların ihanetini yazarak hafızalara kazınmasını sağlayacağız!

Allah her şeyi işiten ve görendir. Biz her türlü sıkıntımızla “innema eşku bessi ve huzni illallah makamında” Rabbimizin ipine sımsıkı sarılarak asla vazgeçmeyeceğiz! Hak ve hakikat uğruna verdiğimiz bu mücadelede, şüphesiz ki bize Allah yeter”

Editör: TE Bilişim