Veren, Komisyon Başkanı Reşat Petek’le görüşerek idfade vermek istediğini ama kendisiyle görüşmek istemediklerini kaydetti.

Veren, yeni dönemde Darbe Araştırma Komisyonu’nun yeniden kurulmasını ve ifadesinin alınmasını istedi

İşte Veren’in bugünki yazısı:

"TBMM Darbe Araştırma Komisyonu yapmış olduğu çalışmalarla neyi bulmuştur? Pek çok gazeteci ve olayla ilgisi olduğunu düşündüğü kimseleri dinlediği halde, raporun darbeye ve FETÖ’ye karşı ortaya çıkardığı ne gibi belge ve bilgiler elde edilmiştir?

Aylarca süren bu çalışmalarla, devletimize sunmuş olduğu raporun içeriği açıklanmış mıdır? Bilinmeyen bu hayalet örgüte ait, ne gibi bilgiler ortaya çıkarılabilmiştir? Darbe sonrası kendisini FETÖ imamı ve itirafçısı olarak tanıtan, pek çok kişi çağırılıp dinlendi. 22 yıldır bu örgütle mücadele eden Nurettin Veren, niçin çağrılıp dinlenmedi, sizce bunda bir kasıt yok mudur?

Geçen seneki köşe yazımda, Darbe Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat Petek ile telefonda görüştüm ve benim de mutlaka ifademi alıp raporun içerisine konulmasını, vereceğim önemli bilgileri meclise sunulması için teklifte bulundum.

Fakat maalesef pek çok kimsenin örgüt hakkında derinlemesine bilgisi olmadığı halde, ifadelerini alıp bilgilerini topladılar, ısrarla ikinci kez tekrar aradığım halde, benimle görüşülmek istenmedi. 06.06.2018 tarihinde bir kez daha köşe yazımda, darbe komisyonunun benimle görüşmek istemediğine yer verdim.

Daha önceki kitaplarımda ve röportajlarımda, FETÖ ile iltisaklı isimlerini verdiğim siyasilerin ve bakanların rapordan çıkarılarak meclise sunulduğunu öğrendim ve hayret ettim. Darbeden yıllar önce yazdığım kitaplarımda, isimlerini verdiğim siyasiler geçen seneye kadar hiç sesini çıkarmadıkları halde, beni yalanlamak için ifademi almadan yazdıkları rapordan korktuklarından, rapordan kendi isimlerini çıkardılar. Fakat yıllar önce yazdığım kitaplarımda isimleri ve resimleri var.

Hatta Nedim Şener’e niçin benim ifademi alıp görüşmediler dediğimde, kendisi “3,5 saat benimle görüştüler, fakat sizinle niye görüşmediler anlayabilmiş değilim” dedi.

Komisyon adına her gün televizyonlara çıkıp, FETÖ ile ilgili mücadeleyi anlatanlar, aslında kendi mücadele kahramanlıklarını ifade ediyorlardı. Akit Gazetesi yazarı Nurettin Veren, 22 yıldır FETÖ ile ilgili yazmış olduğu röportaj, canlı yayınlar ve köşe yazılarımı görmezden geliyorlardı. Rapora maalesef benimle ilgili tek bir kelime dahi yazmadan üzerini örttüler.

Mevki ve makam için kendilerini lanse eden bu insanların verdiği raporun, FETÖ mücadelesinde ne gibi faydaları olmuştur. Bu görevi kendilerine iş edinen, durumdan vazife çıkaran, kendi reklam ve propagandalarını yapan insanlar, yaraya merhem olmak ve çözüm için değil, doğrudan doğruya kendi siyasi kariyerleri adına yatırım yapmışlardır.

Şimdi yeni Türkiye, yeni hükümet ve Başkanlık sisteminde, bence yapılması gereken en önemli iş, FETÖ ile mücadele karargahın da yeni meclis ve yeni bakanlıklarla, FETÖ ve darbe ile Mücadele Araştırma Komisyonu yeniden, güvenilir ve bu örgütün iç yapısını, stratejilerini ve taktiklerini bilen, uzman kişilerle yeniden kurulmalıdır.

Pek çok itirafçı ve eski FETÖ’cülerden bilgiler alınıp, dünyanın değişik yerlerinden Türkiye›ye geri dönmek isteyen pişmanlık ve itirafçılık yasasıyla FETÖ’den kurtulmak isteyenler, bu kurulacak olan komisyona gelerek de pek çok bilgi verebilirler.

Kapıyı pencereyi sımsıkı kapatıp, herkesi FETÖ’ye gitmeye ve sığınmaya mecbur ederseniz, aynen daha önceki yıllarda Adnan Oktar’ın kendine köle ettiği ve sığınmaya mecbur ettiği insanlar gibi, raporun hiçbir faydası olmaz. Ben Meclis Araştırma Komisyonuna ifade vermek ve irtibata geçmek istediğim halde, maalesef komisyon benimle görüşmedi. 20 yıldır mücadele eden ve benimle görüşmeyen komisyon, acaba ne işe yarar ve kimlerle görüşür?

Daha önceki yıllarda Genelkurmayda vermiş olduğum FETÖ ile ilgili çok önemli bilgiler olmasına rağmen, 8 saatlik bu görüntülü ifadem 2006’dan 2017 yılına kadar, yani 11 yıl ortaya çıkmadı. Daha sonra 2017 yılında Sözcü gazetesi bu kasetin bulunduğunu, Nurettin Veren’in ifade kasetinin kaybolmadığını, şu anda Ankara Cumhuriyet Savcılığının adli emanetinde bulunduğunu açıkladı.

O günkü Genelkurmay Başsavcısı tarafından da doğrulandı ve manşet yapıldı.

İfademi alan Zekeriya D. isimli savcının da, FETÖ’nün ahlaksız kumpası ile görevinden uzaklaşmak zorunda kaldığını bizzat kendisi söyledi.

Şimdi aradan geçen bu iki yıla yakın zaman içerisinde, benim Genelkurmaya vermiş olduğum kaset bulunduğu halde, yine ortaya çıkarılamaması ve üzeri örtülmek istenmesi, kimleri, hangi bürokratları ve hangi siyasileri korumak için yapılmaktadır?

Bu kasetin içeriği çözümlenerek, sayın Başkanımıza ve ilgili bakanlıklara bu kaset iletilmedir. Kaset yine aynı şekilde yok edilebilir ve üstü örtülebilir. Yeni kurulması gereken Meclis Araştırma Komisyonu, ilk iş olarak bu 11 yıl gizli kalmış olan Genelkurmaydaki kasete el koyarak, pek çok gizli olayları ortaya çıkarabilir.”

Editör: TE Bilişim