“Endüstri 4.0”ı yakalayan ülkelerin seyirci değil, oyuncu olduğunu anlatan bu yazıyı okuyunca Muharrem İnce’ye hak vereceksiniz

“DÖNÜŞÜMÜ YAKALARSAK OYUNCU, YAKALAYAMAZSAK SEYİRCİ OLURUZ

Türkiye’nin teknoloji yönetimi alanında doktorası olan ilk kadın mühendislerinden biri olan Dr. Verda Emiroğlu’nun, sanayinin dönüşümü konusundaki görüşleri üzerinde durulması gereken fikirler.

Ne diyor bakalım:

Son 25 yılda sanayi devrimi ve dönüşümün hızlı bir şeklide yol aldığı söylenebilir. Artık buhar gücü ile çalışan makinalar ve otomasyon akımını konuşmuyoruz.

Dijital teknolojilerle başlayan ve değer zincirinin tümüne yayılan yüksek teknoloji ve yenilikçiliğe dayalı Sanayi 4.0 yeni gündemimiz.

Yani kalitesi daha yüksek, daha verimli sanayi hareketleri diye sadeleştirebiliriz bu tanımı. Bu tanım öncelikle Almanya ve daha sonra da ABD tarafından ortaya atıldı.

***

Bu ülkeler yıllar içinde kaybettikleri üretimde rekabetçi olma avantajını tekrar elde etmek istiyor. Yani kartlar yeniden dağıtıldı. Türkiye oyuna erken dahil olursa büyük avantaj elde edecek.

Bu avantajı şöyle rakamsallaştırabiliriz. Üretim ücretleri, verimlilik, enerji maliyetleri ve döviz kurları dikkate alınarak hazırlanan BCG Global Üretim Maliyeti Endeksi’nde, Türkiye 98 ortalama birim maliyet ile üretim yaparken, ABD 100, Almanya ise 121 ortalama birim maliyetle üretim gerçekleştiriyor.

Diğer bir deyişle, Türkiye’deki ortalama doğrudan üretim maliyetleri Almanya’nın % 23, ABD’nin ise % 2 altında.

Sanayisini dönüştüren Almanya, maliyetleri düşürüp iş hacminde yakaladığı artışla yüzde 20 ila 25 arasında ekstra verimlilik sağlıyor.

Bu açıdan bakıldığında Türkiye için dönüşüm, makro düzeyde stratejik yaklaşımın bir çıktısı gibi görülmelidir.

***

Geçtiğimiz yüzyılda makina üreten gelişmiş ülkeler, üretimin başka ülkelere kaymasını destekledi. Ancak başka ülkelerde üretilen ürünler üzerinden marka ve tasarım hikayesi yazma modeli değişmeye başladı.

Gelişmiş ülkeler şimdi yüksek teknoloji ve yenilikle farklılaştırdıkları üretimi tekrar kendi topraklarına çekmeye başlıyor.

***

Türkiye düşük maliyetler ve lojistik avantaj üzerine kurguladığı sanayi stratejisini değiştirmeye başlıyor.

Ve artık, rekabetin sürdürülebilirliği ve katma değeri yüksek üretimden pay alma stratejisini geliştiriyor.

Türkiye’nin üç hedefi var:

1. Sanayide bilgi ve teknolojiye dayalı katma değeri yüksek yerli üretim artışı,

2. Kaynakların etkin kullanımı, rekabetçi ve yeşil sanayi yapısına dönüşüm,

3. Sosyal ve bölgesel gelişmeye katkı sağlayan, nitelikli işgücü istihdamı doğuran sanayinin geliştirilmesi.

Dünyada büyük bir dönüşüm yaşanıyor ve devamı da gelecek. Türkiye daha hızlı adımlar atmalı ve bu şansı kaçırmamalı.

***

Dr. Verda Emiroğlu teknoloji yönetimi alanında doktorası olan ilk kadın mühendislerden biri. Devletin Ar-Ge ve inovasyonu öğrensin diye yurt dışına gönderdiği, geldiği zaman da ülkenin ekosistemine oldukça katkıda bulunan bir isim.

Türkiye’nin 2023 Vizyonu’nu yazan ekibin içinde yer aldı.

İlk teknopark olan MAM’ın kuruluşunda görev yaptı.

Çok sayıda Ar-Ge merkezi kurulmasına danışmanlık yaptı.

Şimdi Türkiye’nin dijital olarak dönüşmesi için bayraktarlık yapıyor.

Mevzuat olarak Ar-Ge merkezi kurmanın çok bir anlamı olmadığı söyleyen Dr. Verda Emiroğlu’nun sanayinin dönüşümü konusundaki düşünceleri oldukça ilginç ve üzerinde düşünülmesi gereken fikirler.

12 girişimci paralı ortak arıyor

Dönüşüm konusunda çabalayanlardan biri de İstanbul Ticaret Odası.

İTO tarafından kurulan ve faaliyetleri İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından desteklenen Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) yılın ikinci girişimci-yatırımcı buluşmasını BTM Sahne adıyla bu hafta gerçekleştirdi.

Sahne’de 12 BTM girişimcisi yenilikçi iş fikirlerini anlatarak yatırımcılara ortaklık teklifinde bulundu.

Bir startup üniversitesi gibi çalışan BTM’de yenilikçi iş fikri olan girişimciler 12 haftalık eğitim aldıktan sonra projelerini hayata geçiriyor ve İTO üyesi 400 bin şirkete projelerini anlatarak fikirlerinin ticarileşmesini sağlıyor.

Haziran 2017 itibariyle faaliyetlerine başlayan BTM kuruluşunun üzerinden 11 ay geçmesine rağmen 2 binden fazla yenilikçi iş fikrinin hayata geçmesi için katkıda bulundu.

Demek ki çalışınca oluyor.”

Editör: TE Bilişim