Anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasında, kesin  sonuçlara göre, 25 milyon 157 bin 463 seçmen "evet", 23 milyon 779 bin 141 seçmen  "hayır" oyu kullandı. 

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven,  kurul toplantısının  ardından, anayasa değişikliği halk oylamasının kesin sonuçlarını açıkladı.

Halk oylamasına ilişkin birleştirme tutanaklarının kurula  ulaştırıldığını ve itiraz süreçlerinin tamamlandığını belirten Güven, kesin  sonuçların tespitine karar verildiğini söyledi.

Güven, halk oylamasında yurt içinde 167 bin 69 sandıkta, AK Parti’den  166 bin 211, CHP’den 157 bin 314, MHP’den 133 bin 67, HDP’den 63 bin 890, Saadet  Partisinden 56 bin 241, Vatan Partisinden 6 bin 70, BBP’den 7 bin 439, Hür Dava  Partisinden 819, Bağımsız Türkiye Partisinden 401 olmak üzere toplam 591 bin 452  kişinin, yurt dışında ise toplam 9 bin 271 kişinin siyasi partili üye olarak  bildirildiğini aktardı.

Bütün vatandaşların oy kullandıkları sandıklar dahil, tüm yurt içi ve  yurt dışı sandık sonuçlarını ve tutanakları ıslak imzalı olarak kurulun internet  sayfasından görebileceğini duyuran Güven, ayrıca vatandaşlara sandık sonuç  tutanağının dayanağı olan sayım döküm cetvelini, ilçe ve il birleştirme  tutanağını da görme imkanı sağlandığını bildirdi.

Halk oylamasında seçimlerde görev yapmak isteyenlere eğitim programı  düzenlendiğini anlatan Güven, sandık kurulu başkanlarıyla bina sorumlularına oy  verme günü bilgilendirme maksatlı toplam 4 milyon 586 bin 100 kısa mesaj  gönderildiğini söyledi.

Güven, e-posta adresi ve cep telefon numaralarını seçmen sorgulama  sayfasına kaydeden toplam 4 milyon 199 bin 272 seçmene SMS, 2 milyon 598 bin 359  seçmene e-posta ile seçim süreçleri hakkında bilgilendirme yapıldığına işaret  etti.

Kesin sonuçlar

Sadi Güven, anayasa değişikliği halk oylaması sonuçlarıyla ilgili  kurula gelen birleştirme tutanaklarına göre kesin sonuçları okudu.

Buna göre, yurt içi halk oylamasında 55 milyon 319 bin 222 kayıtlı  seçmenden 48 milyon 374 bin 576'sı oy kullandı. Oyların 47 milyon 528 bin 949'u  geçerli, 845 bin 627’si geçersiz sayıldı. Seçime katılma oranı yüzde 87.45 olarak  gerçekleşti.

Yurt dışında ise 2 milyon 972 bin 676 kayıtlı seçmenden 1 milyon 325  bin 682'si sandığa gitti. Oyların 1 milyon 309 bin 821’i geçerli, 15 bin 861’i  geçersiz kabul edildi. Seçime katılma oranı yüzde 44.60 oldu.

Gümrük kapılarında, 98 bin 597 seçmen oy kullandı. Oyların 97 bin  834’ü geçerli, 763’ü geçersiz sayıldı. Katılım oranı yüzde 3.32 olarak  gerçekleşti.

Yurt içinde, yurt dışında ve gümrük kapılarında toplam 58 milyon 291  bin 898 kayıtlı seçmenden 49 milyon 798 bin 855’i sandığa gitti. Oyların 48  milyon 936 bin 604’ü geçerli, 862 bin 251’i geçersiz kabul edildi. "Evet" oyu  verenlerin sayısı 25 milyon 157 bin 463, "evet" yüzdesi 51,41, "hayır" oyu  verenlerin sayısı 23 milyon 779 bin 141, "hayır" yüzdesi 48,59 oldu.

 YSK Başkanı Güven, "16 Nisan 2017 Pazar günü yapılan halk oylaması  sonucu, geçerli oyların yarısından çoğunun, 25 milyon 157 bin 463 'evet' oyunun,  yüzde 51,41 olarak gerçekleştiği, anayasa değişikliklerinin Türk milleti adına  kabul edilmiş olduğu kurulumuzca ilan edilmiştir." dedi.

Halk oylamasında fedakarca görev yapan herkese teşekkür eden Güven,  anayasa değişikliğinin ülkeye hayırlı olmasını diledi.

Güven, "CHP’nin AİHM’e başvurusuyla ilgili bir değerlendirmeniz  olabilir mi?" sorusu üzerine herkesin her yere başvurabileceğini söyledi.

CHP'NİN BAŞVURUSUNA  REDDİN GEREKÇESİ

Yüksek Seçim Kurulunun (YSK), 16 Nisan'daki halk  oylamasının iptaline yönelik başvuruları reddetmesine ilişkin kararının  gerekçesinde, YSK'nın "mühürsüz oyların geçerli sayılacağına" ilişkin kararının,  henüz sandık sonuçları belirmeden ve tercihler üzerindeki olası etkisi bilinmeden  alındığı, bu kararın, eşitlik ve tarafsızlık ilkesine de uygun, objektif bir  karar olduğu belirtilerek, "Bu itibarla Kurul kararının, seçimin neticesine tesir  eden bir müdahale olarak değerlendirilmesi mümkün değildir." ifadesine yer  verildi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve  Vatan Partisi tarafından ayrı ayrı YSK'ye sunulan, 16 Nisan 2017 tarihinde  yapılan Anayasa Değişikliği Halkoylaması'nın tam kanunsuzluk nedeniyle iptaline  ilişkin taleplerin, 10 üyenin ret, 1 üyenin kabul yönündeki oyları ve oy  çokluğuyla reddine ilişkin kararın gerekçesi açıklandı.

Gerekçede, siyasi partilerin iptal istemleriyle ilgili iddiaları ve  mevzuat hükümlerine yer verildi.

YSK'nin; "mühürsüz oyların geçerli sayılacağına" ilişkin kararının  ilgili kanun ve genelge hükümlerine açıkça aykırı olduğu iddiasıyla ilgili  yapılan değerlendirmede, 14 Şubat 2017'de Resmi Gazete'de yayımlanan kararıyla  kabul edilen genelgede, arkasında sandık kurulu mührü olmayan birleşik oy  pusulalarının geçerli olmayacağı belirtildiği hatırlatıldı.

Serbest ve demokratik seçim hakkının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi  Ek 1 No'lu Protokol'ün 3. maddesi ile güvence altına alındığı vurgulanan  gerekçede, oy kullanma hakkının, kişinin devlet yönetimine katılmasını sağlayan  haklardan olduğu, bu nedenle, öğretide oy kullanma hakkının "katılma hakkı"  olarak kabul edildiği belirtildi.

Gerekçede, "Asıl olan temel bir hakkın korunması olup, hakkın  kullanılmasına ilişkin belirlenen usul kuralları hakkın güvenli bir şekilde  kullanılmasını temin eden araç niteliğindedir. Bireye tanınan hakkın güvenli  şekilde kullanıldığının tespit edildiği hallerde, hakkın kullanılmasının  korunmasına yönelik bir araç olan usul hükümlerinden birine aykırılığın, hakkın  özünü ortadan kaldıracak şekilde yorumlanması mümkün değildir." denildi.

16 Nisan 2017'de gerçekleşmekte olan oy verme işlemleri sırasında,  münferit de olsa bazı sandıklarda, YSK'ce gönderilen ve sahte olarak  benzerlerinin üretilmesinin engellenmesi amacıyla sandık kurullarına filigranlı  olarak teslim edilen oy zarfları ve oy pusulalarının sandık kurullarınca  mühürlenmeden seçmenlere verildiğinin ve bunun sandık kurulunun ihmali veya  hatasından kaynaklandığının Kurula şifahi olarak iletildiği kaydedildi.

Gerekçede, şu tespitler yapıldı:

"Münferit de olsa bazı sandık kurullarının, kanundaki görevini  yapmaması nedeniyle seçmene yüklenebilecek bir kusur olmamasına rağmen anayasal  hakkını kendisinden beklenen yükümlülüklere uygun olarak kullanan seçmenin oyunun  geçerli sayılmamasının, yönetime katılma hakkının özünü ortadan kaldıracak bir  sonuç yaratacağı açıktır.

Sandık kurullarının hata veya ihmali sonucu mühürlenmeyen oy zarfı ve  oy pusulası ile kullandırılan oyların geçerli kabul edilmesi anılan kanun ve  genelge hükümlerinin amacına aykırılık oluşturmamaktadır. Bu karar, mevcut olan  yasa hükmünün değiştirilmesi mahiyetinde olmayıp, oylamanın devam ettiği sırada  muhtelif ilçe seçim kurullarından somut olarak intikal ettirilen vakıa ile  sınırlı biçimde önceki uygulamalara ve kararlara uygun olarak alınmıştır."

"Seçimin neticesine tesir eden bir müdahale olarak değerlendirilemez"

Oy verme gününden önce sandık kurulu üyelerine eğitimler verildiği, oy  verme günü sabahı oy verme başlamadan gönderilen SMS mesajı ile sandık kurulu  başkanlarının oy zarfları ve oy pusulalarının mühürlenmesi için uyarıldığı ifade  edilen gerekçede, buna rağmen oy verme günü bazı sandıklarda bu görevin ihmal  edildiği bilgisinin Kurula ulaşması üzerine bu somut durumla sınırlı olarak  tedbir almak ve seçim sonuçlarının oy kullanan seçmenlerin iradesine uygun olarak  belirmesi amacıyla söz konusu kararın alındığı anlatıldı.

Gerekçede, "Bu karar, 11 üyeden oluşan Yüksek Seçim Kurulunca dört  siyasi parti (AK Parti, CHP, HDP, MHP) temsilcisinin de hazır bulunduğu  kesintisiz devam eden toplantıda ve henüz hiçbir sandık sonucu Kurula ulaşmadan  alınmıştır. Henüz sandık sonuçları belirmeden ve tercihler üzerindeki olası  etkisi bilinmeden alınan bu karar, eşitlik ve tarafsızlık ilkesine de uygun  objektif bir karardır. Bu itibarla Kurul kararının seçimin neticesine tesir eden  bir müdahale olarak değerlendirilmesi mümkün değildir." tespitleri yapıldı.

"Oy verme ve sayım işlemlerinin her aşaması denetlendi"

Gerekçede, seçimlerde, oy verme ve sayım işlemlerinin her bir  aşamasının birden fazla kontrol mekanizmasıyla denetlendiği, onaylı sandık seçmen  listesinde yazılı her seçmenin oy verme yetkisi bulunduğundan, kullanılan oy  zarfları ile seçmen listesine göre elde kalan oy zarfları sağlamasının da  yapıldığına işaret edildi. Gerekçede, şunlar kaydedildi:

"Bu nedenle, oy pusulası ve zarflarının sandık kurulunca mühürlenmemiş  olması tek başına dışarıdan sahte oy pusulası ve zarfın getirilmesine yol  açabileceği anlamına gelmez. Sandık kurullarına teslimi yapılan ve içerisinde  birleşik oy pusulalarının bulunduğu mühürlü paket açıldıktan sonra paket  içerisinden çıkan birleşik oy pusulaları sayılarak sayısı tutanak altına  alındığından, kullanılan oy pusulası ile oy kullanan seçmen sayısının eşitliğinin  sağlanması gerekeceğinden, sandık kurullarına öngörülen sayıdan daha az birleşik  oy pusulasının gönderilmesi sahtecilik iddiasının varlığının kanıtı olamaz. Zira  o yer sandık seçmen listesinde yer almayan bir kişinin dışarıdan oy pusulası  getirerek oy kullanması mümkün bulunmamaktadır. İddia edildiği gibi filigranlı  oyların önceden çalınıp bazı kişilerce ele geçirildiğine yönelik hiçbir ihbar  veya şikayet alınmamış, bu hususla ilgili soruşturma açıldığına dair hiçbir bilgi  ve belge Kurula intikal etmemiştir."

Editör: TE Bilişim