Ekonomik krizin en çok reel ekonominin can damarı çiftçiyi etkilediğini söyleyen Şahsuvaroğlu, özellikle süt üreticilerinin çok daha fazla zorluklar yaşadığını belirterek şunları dile getirdi:

Süt Üreticileri Tedirgin

Son zamanlarda tüketicilerin fiyat artışından en çok şikayetçi olduğu gıdaların başında süt ve süt ürünleri gelmektedir.Ancak, süt fiyatlarındaki bu artışın üreticilere kazanç olarak yansıdığını söylemek de mümkün değil. Zira, üreticiler de çiğ süt fiyatlarından hoşnut değil. Şu günlerde üreticiler de zarar ediyor.

Üreticiler sütünü günlük olarak satmak zorundadır. Çünkü süt, ineğin memesinden sağıldığı andan itibaren artı 4 derecede en çok48 saat bekletilebilir, başka bir ifade ile çiğ sütün stoklama imkânı yoktur.

Çiğ süt raflara gelmeden önce Türk Gıda Kodeksine uygun şekilde işlenmek zorundadır. Süt belirli işlemlerden geçirilerek ya pastörize ya da UHT süt veya peynir ya da tereyağı gibi mamul ürün olarak tüketicilere sunulur. Fiyatlar her gün değişmekle birlikte, marketlerde bugün itibariyle bir litre UHT süt 7-9 TL arasında, bir kg beyaz peynir 60-70 TL, bir kg tereyağı ise 90-100 TL’ye satılmaktadır.

Süt sığırcılığında toplam üretim maliyetinin yaklaşık yüzde 65-70’ini yem oluşturur. Yılbaşından bu yana yem fiyatları %70, enerji maliyeti %50, mazot gibi temel girdiler de %40 oranında artarken aynı dönemde üreticinin sattığı çiğ sütün fiyatı sadece %14 yükseldi.

Karlı bir süt sığırcılığı için tüm dünyada kabul gören bir süt/yem paritesi vardır. Üretici, 1 litre çiğ süt satarak karşılığında 1,5 kg yem alabilmelidir. Oysa an itibarıyla üretici 1 litre çiğ süt satarak sadece 750-800 gram yem alabiliyor. Bugünlerde 1 litre çiğ süt üretim maliyeti 3,75 TL civarındadır. Ulusal Süt Konseyi, 1 Temmuz – 31 Aralık 2021 tarihleri arası çiğ süt tavsiye satış fiyatını 3,2 TL/Litre olarak belirlemişti. Aynı dönem için çiğ süt destekleme primi ise 30 kuruştan 20 kuruşa indirilmişti. Bazı yörelerde üreticilerin bu fiyatın altında da süt sattığı biliniyor.

Bu durum üreticinin sütün litresinde en az 55 kuruş zarar ettiğini göstermektedir. Bu şartlarda üreticinin üretime devam etmesi mümkün değildir. Çünkü süt üreticisi canlı bir materyal olan sağmal inekler ile üretim yapmaktadır. Onları her gün beslemek ve günde iki kez sağmak zorundadır.

Sonuç olarak her gün zarar eden bir üretim sürdürülemeyeceğine göre üretici hiç istemediği halde ineklerini kasaba göndermek zorunda kalacaktır. Benzer durum geçmişte defalarca yaşanmıştır. Örneğin 2008-2009 yıllarında 1 milyon damızlık hayvan kesime gönderilmiştir. Bu, milyarlarca lira zarar demektir.

Zafer partisi olarak; Ulusal Süt konseyini ile Tarım ve Orman Bakanlığını acil olarak bu gidişata dur demeye çağırıyor, çiğ sütün litre satış fiyatını 5 TL olarak güncellemesini bekliyoruz. Aksi takdirde üretimden çıkan üreticiyi tekrar üretime döndürmek zor olacak ve temel bir gıda olan süte tüketicinin uygun fiyatla erişimi tehlikeye girecektir.

Editör: TE Bilişim