Başbuğ Atatürk, Silah arkadaşları ve Türk Milletinin zor şartlar altında kurup bize miras bıraktığı Devletimiz tehlikededir.

Ülkemiz uzun zamandır hak ettiği şekilde yönetilememektedir. Geçmiş dönemde güvenlik güçlerinin, adaletin, bürokrasinin, eğitimin yönetimi iktidar tarafından fetö terör örgütlenmesine havale edilmiş “ne istedilerse verildiği” söylemi açıkça iktidar partisi AKP tarafından ifade edilmiştir. Bunun üzerine ülkede paralel yapılanma olmuş, bu yapılanma 15 Temmuz darbe teşebbüsü ile ülkemizi kaosa sürüklemiştir. Terörle mücadele yerine açılım süreci, akil insanlar oluşturularak müzakere yapılmış, Türk Milletine kabul ettirilmeye çalışılmış, örgütün yapılanmasına göz yumulmuştur. Bunun sonucunda da yüzlerce kahramanımız, evladımız şehit düşmüştür. Mevcut iktidar ise şehitlerimizi “kelle”, acılı anne babanın feryatlarını ise “yaygara” olarak nitelendirmiştir.

Emperyalizmin oyununa alet olan iktidar Suriye’nin iç işlerine karışmış, Suriye’de olan iç savaş ortamını yatıştıracağı yerde adeta yangına körükle gitmiş milyonlarca Suriyelinin göç etmesine sebep olmuştur. İç savaş nedeni ile vatanından işinden olan Müslüman Suriye halkı mağdur olmuş, ülkemizde de ekonomik yük ve sosyal sıkıntılara yol açmıştır. Göç nedeni ile Suriye’de boşalan bölgelere, PKK’nın yerleştirilmesine göz yumulmuş ve bu bölgelerin ABD, Rusya, İsrail gibi emperyalist güçler tarafından Türk Devletinin ve Türk Milletinin geleceğini tehdit edecek şekilde organize edilmeye başlanmıştır.

Oldu bittiye getirilerek devlet yönetimi bir kişinin insafına bırakılmıştır.

İktidar kendi yandaşlarını zengin etmiştir. Ülkenin sıkıntılı durumlarında birlik, beraberlik çağırısı yaparak vatandaşa ayırt etmeden İBAN göndererek sıkıntıları her zaman vatandaşın sırtına yüklemiştir. Ama devlet imkanları ve kadrolar mevzu olunca liyakate bakmadan sadece kendi yandaşlarını göreve getirmiş, aynı kişilere birden fazla yönetimlerde görev vermiş, maaş ödemiş ve ödemeye devam etmektedir.

Her gün yeni yolsuzluk haberleri gelirken bununla mücadele etmemiş, kendi başbakanları “siyasi ahlak yasası” çıkarmak istediğinde karşı çıkmış hatta antidemokratik bir şekilde başbakanlıktan düşürmüşlerdir.

Ülke bu kadar kötü yönetilirken, anamuhalefet partisi de umut olamamıştır.

Ülkemizin içinde bulunduğu bu kötü durumda Türk Milliyetçisi olarak sessiz kalmak, siyaset dışı olmak tarihi ve vicdani sorumluluğumu yerine getirmemek anlamı taşımaktadır.

Bunun için, hezimetlere son verip zaferler vadeden, esnafını, çiftçisini, memurunu, işçisini koruyan ve gözeten, üreten, adil, liyakatli, birlik içinde kardeşçe yaşayan bir ülke vadeden Ümit Özdağ öncülüğünde kurulan Zafer Partisinde hizmet etme kararı aldım ve Konya İl Başkanlığını üstlendim.

Başkanlığım süresince kendi siyasi geleceğime yönelik değil Devletimi ve Milletimi önceliğe alan, hizmet ve fayda odaklı yönetim oluşturacağım.

Konya’mızı daha ileriye götürebilmek için mücadele edeceğim. Konya’mızın ve Konyalı hemşerilerimizin sesi olacağım.

Başkanlığım süresince konusunda uzman bilgi ve birikim sahibi, hizmet duygusu olanlarla çalışıp onlardan istifade etmeye çalışacağım. Kendime alternatif olur, önüme geçer kaygısı taşıyarak onların önüne set çekmeyeceğim.

Türk Milletine ve Ülkesine siyaset yolu ile hizmet etmek isteyen ama siyasi partilerde bu fırsatı bulamamış hemşerilerimi bilgi ve birikimlerini ortaya koymak için Zafer Partimizde birlikte hizmet etmeye davet ediyorum.

KPSS sınavında başarılı olmasına rağmen iktidar partisinde yetkili bir tanıdığı olmadığı için atanamayan, hayalleri yıkılan gençlerimizi adaletsiz bu sistemi değiştirmek için Zafer Partimize davet ediyorum.

Büyük Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin temel ilkelerine sadık, üreten, mutlu, huzurlu, kutuplaşmadan uzak bir ortam oluşturmak için Zafer Partimizde birlikte hizmet vermeye davet ediyorum.

SALİH ÜMÜTKESMEZ ZAFER PARTİSİ KONYA İL BAŞKANI

Editör: TE Bilişim