Avrupa'da uzun zamandır yapılanan kurumların yapmış oldukları eğitim, inanç, kültürel, siyasi kazanımlar maalesef Türkiye'de iktidarın aldığı popolist kararlar doğrultusunda, sade siyasi rant için verilen seçme hakkı Avrupalı Türk'e vurulan en büyük siyasi yanlış oldu.

Avrupa’da oy kullanma 2012 yılında alınan siyasi düzenleme ile ilk seçim Cumhurbaşkanlığı seçiminde 2015 Haziran yine aynı yıl Kasım 2017 Nisan referandum, 2018 cumhurbaşkanlığı ve son olarak Haziran 2018 milletvekilliği genel seçimlerde oy kullanmış.

Enteresan olan yurtdışı seçmenlere yerinde oy kullanma hakkının verilmesiyle birlikte siyasal katılımın her geçen seçimde daha da yükseldiğini ortaya koymaktadır.

Buda Avrupa Ülkelerinde uyuma engel olarak görüldü ki, öylede oldu.

Avrupa'daki Türklerin yaşadıkları devletlerde genel ve yerel yönetim seçimlerine katılımı geriledi.

Bunun sonucu olarak Avrupa'daki Türk kuruluşları akıl ve bedenle siyasi olarak Türkiye bağlantılarını sıklaştırmak durumunda kaldılar.

Avrupa'da zaten var olan ve yükselen ırkçılık, merkez sağ partiler dışında daha sağ olan partilerin yükselmesine etkili olmuştur.

Bununla birlikte Türkiye'de iktidara yakınlığı ile tarif edilen Türk kökenli partiler özellikle yerel yönetimlerde seçmeni AfD [ Die Alternative für Deutschland - Almanya için alternatif partisi ] gibi ırkçılara hitap eden partiler ayriyeten tetikledikleri.

Gurbetçilere seçme seçilme hakkı vermek Avrupa Türklerine yapılan en büyük siyasi hafiyelik.

Almanya'da 60 yıldır yaşayan Sivaslı, Rizeli, Denizli'nin, Malatyalının, Çorumlunun memleketteki adayı tanıma, bilme, değerlendirme şansı zaten yok.

Düşünün yaşamadığınız bir beldenin, şehrin, ülkenin kaderi, geleceği, istikbalini belirleyecek seçmen.

Oy kullandığı Türkiye'de belki senede iki hafta tatile geldiği kadar tanıyor, ama oyu ile ülkenin kaderini, istikbalini belirliyor.

Türkiye için durum böyle iken Avrupa için daha vahim bir tablo ortada.

Örneğin Fransa ilişkilerimiz, örneğin Almanya, örneğin Avusturya, Hollanda gibi devletlerde kayda değer bir lobi çalışması yapamıyoruz.

Ki bu ülkelerde milyonlarca nüfusa sahip olmamıza rağmen.

Batı Avrupa Türkleri bu Ülkelerin ajandasına girmek, gündemde olmak istiyorsak siyaseti buralarda yapıp, var olan partilerde katılımcı olup haklarımızı bu partilerde dile getirip, sorunları burada çözmemiz gerekiyor.

Yoksa 60 yıldır parayı burada kazan, yemek için Türkiye'ye, siyaset yapmak için Türkiye'ye gidersek vay halimize.