Ankara’nın Nallıhan ilçesinde seçim koordinasyon merkezi açılışına katılan İçişleri Bakanı Soylu gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Bakan Soylu, “Bu aziz millet bu feraset sahibi millet, kendisi için yollara düşeni yalnız bırakmamıştır. İnsanımızın hayat standartını yükseltme mücadelesi veriyoruz. 300 yıl, Karlofça’dan itibaren bizi gerileme dönemine itenlere karşı hep ayağa kalkmaya çalıştık. Bize gün yüzü göstermeye çalıştılar, bizi birbirimize düşürmeye çalıştılar.

Bu ülke ayağa kalkmasın, bu ülkenin insanı sevincini yaşamasın, kursağında kalsın istediler. Dindar-laik dediler, Kürt-Türk dediler, içimize bir fitne atabilmek için bizim dünyaya meydan okuyacak bir güce ulaşmamıza ve insanımızın hayat standardını yükseltecek ve kendi uçağımızı, kendi otomobilimizi, kendi milli üretimimizi yapmamamız için böyle bir gücümüz olmasın, böyle bir takatimiz olmasın diye bizim enerjimizi sadece toprağa verip başka hiç birşey ile meşgul etmeme çalıştılar. Size bize demek istediler ki, ‘Ey şalvarlılar, ey köylüler, ey sizin neyinize çocuğunuzu okula gönderip de bu ülkenin yönetimine talip olmak.’ Bütün bunları yapanlar vesayet sistemi ile ülkeyi yönetenler hep bizi ezgin ve dizleri bükük olsun istediler.

PKK’yı başımıza musallat ettiler. FETÖ’yü başımıza musallat ettiler. En son DEAŞ’ı başımıza musallat ettiler. Ufak tefek ne idüğü belirsiz olan sol örgütleri bu ülkenin başına musallat ettiler” sözlerini kullandı. 

Irak’ın kuzeyinde PKK-PYD’nin devlet kurma hayalleri olduğunu hatırlatan Soylu, “Bundan bi buçuk yıl önce orada devlet kuruyorlardı. Amerika’lılar gitmiş orada akıl veriyorlardı. Irak ve İran ile bir araya geldik, güya devlet kuracaklardı referandumu yaptıktan sonra bu coğrafyada bizim dışımızda oyun kurulmasına izin vermeyiz. Hesapları şu idi; içeriden sıkıştırdık, gezi olayarı ile, 17-25 Aralık darbesiyle, 6-7 Ekim olayları ile 15 Temmuz Darbesiyle, ekonomik saldırılarla, bir annenin iki evladını birbirine pusu kurdurarak, bunları nasıl olsa içerden birbirine düşürdük deyip, ardından Irak’ın Kuzeyi’nden Afrin’e kadar bir sınır çekip bizi güneyimizden ayırmaya çalışıp, Türkiye’yi belli bir oranda kısıtlamaya çalışanlara karşı Zeytin Dalı Harekatı ile Amerika ne derse desin, Avrupa ne derse desin, bu büyük millet ne derse onu yaparız diyen bir hal ortaya koyduk” ifadelerine yer verdi. 

Bebek katili Abdullah Öcalan’nın hapisten çıkarılması için yürüyüş yapacaklarını ifade eden HDP’nin vekillerine yönelik Soylu, “Birileri de seçim öncesi fırsat bilip Apo’yu içierden çıkarmak için Türkiye’nin bir takım yerlerinde yürüyüş yapacakmış, milletvekilleri... Dün dedim ağırlarına gitmiş, bugün de birileri İstiklal Caddesi’nde yürüyecekmiş.

Dün dedim de sizi yürüten adam değildir diye, hadi yürüsünler de görelim bakalım. Bunlara fırsat, aradan birşey yapabilir miyiz, bir şey gerçekleştirebilir miyiz diye. Bugün doğu ve güneydoğuda huzur var. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne ederlerse etsinler oradaki huzuru onlara bozdurmayacağız. 1990 ile 2000 yılları arasında ve ondan sonraki tarihlerin bazılarınında da 15 bin kişi vardı” diyen Bakan Soylu, “PKK’yı başımıza musallat ettiler. FETÖ’yü başımıza musallat ettiler. En son DEAŞ’ı başımıza musallat ettiler. Ufak tefek ne idüğü belirsiz olan sol örgütleri bu ülkenin başına musallat ettiler Şimdi 700 kişi kaldı. Hiç merak etmeyin o 700’ün de yerlerinde yakında yeller esecek hiç merak etmeyin. Büyük bir mücadele yapıyoruz, büyük bir gayret ortaya koyuyoruz” şeklinde konuştu. 

Geçtiğimiz hafta bomba yüklü araç yakalandığı bilgisini veren Soylu, “Bir hafta önce Türkiye’ye tuzak kurmaya çalışan, Türkiye içerisinde birilerini yakaladık, bomba yüklü bir arabayı. Sınırın ötesinde de onlara kim talimat vermişse jandarmamız da onları kıskıvrak yakalayıverdi. Hiçbir fırsat tanımamaya çalışıyoruz. Gücümüzün yettiği ölçüler içerisinde. Cenabı Allah yardımcımızdır. Çünkü niyetimiz samimidir. Büyük bir gayretle mücadele ediyoruz. Doğu ve Güneydoğu’da terörle mücadele sadece teröristi tasfiye etmekle, etkisiz hale getirmekle olmaz. Terörün istismar ettiği alanları kapatmamız lazım. 13-14 yaşındaki çocukları dağa götürdüler. O murat karayılan denilen alçağa sundular. Kimini taciz etti, kimini tecavüz etti. Ben o anneleri de gördüm. Kızının başını okşarken yanından zorla aldık. Şu anda 30 yılda dağa gidiş sayısının en düşük noktasına indirdik” ” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim