Zonguldak 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın üçüncü gününde 22'si tutuklu 30 sanık hazır bulundu. 'Silahlı terör örgütüne üye olma', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Silahlı terör örgütünü yönetme', 'Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkında kanuna muhalefet', 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve çeşitli sürelerde hapis cezası istemiyle hakim karşısına çıkan sanıklardan 16'sının mahkemedeki savunmaları tamamlandı.

DARBE GİRİŞİMİNDEN 1 GÜN ÖNCE ZONGULDAK'A GELDİ
2010- 2014 yılları arasında Zonguldak Emniyet Müdürü olarak görev yapan tutuklu sanık Metin Seyfi Sazak'ın, darbe girişiminden 1 gün önce Zonguldak'a geldiği ve darbe girişiminin başarılı olması durumunda sıkıyönetim valisi olacağı iddia edilmişti. Mahkemede yaklaşık 5 saat ifade veren Sazak, Zonguldak’ta görev yaptığı 4 yılın son 2 yılında hakkında karalama kampanyası başlatıldığını, özellikle yerel medya tarafından kendisine iftiralar atıldığını söyledi. Darbe girişiminden 1 gün önce balık tutmak için Zonguldak'a geldiğini anlatan Sazak, şöyle dedi:

"15 Temmuz akşam saat 22.30’da Zonguldak’ta otele geldim saat 23.00 gibi üzerimi değiştirdikten sonra yattım. Bir arkadaş aradı, ‘darbe oluyormuş söylentileri var müdürüm’ dedi. Bende, 'Ben birşey bilmiyorum ağabey, bir televizyona bakayım' dedim. Darbe girişiminden önce basının bazı kesiminde böyle bir konunun gündeme geldiğini biliyordum. Daha sonra bir söylenti oldu, 'Zonguldak Emniyet Müdürülğü'ne takviye amaçlı silah götürüyorlarmış' şeklinde.  Ben daha önce 1980 ihtilalini gördüm, 28 Şubat sürecini yaşadım. Yüzlerce toplumsal olayları yönettim. Belki bir yardımım olur düşüncesiyle o dönem İl Emniyet Müdürü Osman Ak’ı telefonla arayarak, 'Ben Zonguldak’tayım. Emriniz olursa, ne emir olursa yerine getiririm' dedim. O da bana, 'Şu anda ihtiyaç yok Seyfi' dedi."
Mahkeme başkanının, "Cumhurbaşkanı telefonla bir kanala ulaşarak vehameti anlattı. Tüm bu ciddi olaya rağmen balık tutmaya gidiyorsun. Sen bu sakinliği nasıl koruyorsun?" şeklindeki sorusuna cevap veren Sazak, "Hobim var. Ben şimdiye kadar sakin kişiliğimle görev yaptım. Sayısız mitingleri dizayn ettim. Devlet başkanlarını ağırladım. Bunları sakinliğimle başardım. Bu sakinliğimde yapacağım tek şey vardı, İl Emniyet Müdürünü arayıp burada olduğumu sorup bir şey yapıp yapmayacağımı sormaktı. Balık tutma programına o yüzden devam ettim. Balık tutmanın insanları sakinleştiren bir yanı vardır. Size bir tercih hakkı sunulmuyor. Bana bir tercih hakkı sunulmadı. Cumhurbaşkanı için ölürüm. Ankara’da olsaydım silahı belime alırdım AK Parti Genel Merkezi’ne giderdim, ölürsem de ölürdüm. O akşam ailem AK Parti Genel Merkezi’ndeydi. Ben de orada olsaydım ailemle birlikte bu görevde olurdum" diye konuştu.

SIKIYÖNETİM VALİSİ OLACAĞI İDDİALARINI CEVAPLADI
Sazak, sıkıyönetim valisi olacağı iddialarının da gerçeği yansıtmadığını söyledi. İddianamenin de varsayım üzerine hazırlandığını ifade eden Sazak, şöyle konuştu:
"Emekliye ayrıldıktan sonra bizi seven dostlar tarafından arandım. Bana, 'neden böyle olduğunu, biz seni vali olarak görmek istiyoruz.' diyenler oldu. İnsanlar sevdikleri kişilerin iyi yerlere gelmesini istemeleri için doğal bir şey yok. Hayırlısı deyip geçmişimdir. Çevremdeki sevenlerim tarafından valiliğe yakıştırılmışımdır. Ancak iddianamede olduğu için vali olarak döneceğimi söylemedim. Kanaat üzerine 1 yıldır buradayım. Üzerime atılı somut bir suç yok. İddia makamının hazırladığı iddianame varsayımlara, yorumların yorumlarına ve somut bilgiler içermeden hazırlanmış iddianamedir. FETÖ yapılanmasıyla hiçbir bağım bulunmamaktadır."
Duruşma, diğer sanıkları ifade vermeleriyle devam ediyor.

Kaynak: dha