Depoların standarta uygun olup olmadığının denetlenmesi istenirken,  'Mersin Hiroşima olmasın' başlıklı bir de kampanya açıldı.

aklaşık 100 bin kişinin yaşadığı 4 mahallede yıllardır devam eden sorunun çözümü için Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi'nin temmuz oturumunda gündeme alınması için AK Parti, CHP grup sözcülerinin imzaladığı ortak bir önerge verildi. Gündeme alınmadığı için gündem dışı söz alan Meclis Üyesi Mustafa Güler, Mersin'in birçok bölgesindeki akaryakıt depolama tanklarının kent için ciddi bir tehlike yaratığını ileri sürdü. Güler şunları söyledi:

Ataş'taki dolum tesisi bize sorunun çözümü için bir yol gösteriyor. Tankın içerisindeki akaryakıt kadar etrafında tehlike yaratacak alan toprak bariyerlerle çevrilmiş durumda. Böylece tehdidi kendi sınırları için hapsetmişler. Planlı ve projelidir. Diğerleri bir şekilde ruhsat alabilmişler ancak Mersin'i ciddi bir tehlikeye atıyorlar. Bir tankın kazara patlaması ya da bölgede yangın çıkması hallinde, sıralı olarak bütün tankların patlayarak bütün bölgeyi yutacak bir tehlike oluşturuyor. Bunun çözümü Enerji bölgesi olarak yeni bir yerin işaretlenerek bu tehlikeli tesislerin nizami ve güvenlik kurallarına uygun olarak yapılmış bir noktaya taşınması gerekir. Türkiye'deki akaryakıtın 3'te 1'i Mersin'den sevk ediliyor ve bu vananın kapatılmasının doğru olmadığını da biliyoruz. Ancak bu yer işaretlenirse, ekonomik ömrünü tamamlayan mevcut tehlikeli akaryakıt depolama tesislerinin belirlenecek uygun alana kademeli taşınması sorunu çözer." 

MERSİN HİROŞİMA OLMA İLE KARŞI KARŞIYA

Akdeniz Sosyal Formu Derneği Başkanı Kemal Dama, bölgenin 2004'den itibaren bir tank çiftliğine dönüştüğünü, standartlara uygun önlemler alınmadığını belirterek, tehlike riskini şöyle anlattı:
"Buradaki durumu bilimsel veri ve raporlarla tespit ettik. Devletin yetkililerine mevcut durumu aktardık. Burada hem yanıcı hem de patlayıcı özelliği olan LPG tankları-dolum tesisleri de var. Ayrıca benzin ve mazot tanklarının hepsi yan yana. Dolayısıyla her hangi bir felaketin, kazanın olması halinde bu o kadar çok büyük bir hasar yaratacak ki neredeyse Mersin bir Hiroşima vakası ile karşı karşıya kalacak kadar güçlü bir sıkıntı var. Biz özellikle 'Mersin Hiroşima olmasın' adı altında bir kampanya başlattık. Buradaki tesislerin standartla hazır hale getirilmesini istiyoruz."

SEKTÖR TEMSİLCİLERİ NE DİYOR

Mersin Akaryakıtçılar Derneği Başkanı Aziz Akgül ise çözüm için imar planlarında yeni enerji bölgeleri oluşturulması gerektiğini söyledi. Akgül, "Ancak bu hiç de kolay değildir. Altyapıların karşılanması gibi maliyetler büyük külfet yaratır. Bu konuda devlet imkanlarıyla altyapı hizmetlerinin karşılanması durumunda yeni enerji bölgeleri oluşturulmasını fikrini biz de destekleyebiliriz" dedi.

Depolama firmalarından BALPET Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Balkan, taşınma fikrinin kendileri için uygun olmadığını belirterek şöyle konuştu:

"Kendi firmanız açısından asla başka bir yere taşınmayı istemeyiz. Çünkü tesisimiz altyapıları denizle bağlantılı ve tüm ilgili kuruluşlardan alınmış izinler ve ÇED raporlarıyla standartlara uygun yapılmıştır. Bizim tesisimiz yerleşim birimi dışında kalkmaktadır. Dolayısıyla böyle bir fikir bizim açımızdan uygun değildir."

SOİL Yönetim Kurulu Başkanı Beşir Acar da tayşınmanın şu anda imkansız olduğunu savunarak şunları kaydetti:

"Çünkü deniz bağlantıları var, alt yapıları mevcut alanlara göre planlanmıştır. Bu tesisler ilgili kuruluşlardan alınan kanuni izinler ve ÇED raporları ile işletmeye açılmıştır. Yapılacak yeni bölgelerin öncelikle deniz kıyısında oluşturulması, altyapının devlet tarafından karşılanması gerekir. Ayrıca, yeni tesislerin de yapılması çok büyük maliyetler ortaya çıkarır. Böyle bir fikir çok daha büyük sorunları karşımıza getirir."
 

Kaynak: dha