Hapishane Tehdidi ve Ahlaki Yükümlülüğümüz

Abone Ol

Yerel seçimler için son düzlüğe  girildi, partiler artık son kozlarını oynuyorlar. Daha önce yazmıştım, tek kimliğim var ülkücü kimliği. Herhangi bir parti ile organik bağım yok, bundan sonra olur mu, bilemem.

Bu ülke için bazı fikirlere sahip olmak için herhangi  bir parti mensubiyetine gerek yok. Her aydının  hiç bir korkuya kapılmadan fikirlerini özgürce ifade etmesinden yanayım. Farklı düşünebiliriz, önemli olan yıkıcı, bölücü şiddete yöneltici bir yol izlememektir.

Özgürce yazabilmek için demokratik bir ortamın bulunması gerekir. Hapishane, soruşturma veya başka korkuların pompalandığı bir ülkede kimse düşündüklerini söyleyemez. Bir insanın yeteneklerini gösterebilmesi öncelikle özgür bir ortamın bulunmasına bağlıdır.

Demek ki öncelikli şartımız özgürlüktür. Kimse düşüncelerini ifade ederken bir korku taşımamalıdır.

Zaman zaman partilere, liderlere dönük eleştirilerimiz olmuştur. Bunların çoğu bizim kuşağın onca bedele rağmen bir türlü layık olduğu yere gelememesi ve haksızlıklar karşısında duyduğum öfkenin sonucudur. Bizi ülkücü yapan da bu ruh halidir, haksızlıklar karşısında susmamak. Düşmanına yapılsa bile ona karşı çıkmak.

Siyasette düşmanlarım yok ama kırıldığım çok insan var. Bazıları çıkışlarımı fevri bulabilir ama bunun nedeni sözünün sahibi olamayan siyasetçilerdir. Bir defa olsun yanılmamak, uzattığım elin havada kalmamasını istedim, çok şey mi istedim acaba?

Bütün bunları şunun için yazıyorum; birinci önceliğimiz ülkemizdir. Onun demokratik ve adil bir şekilde yönetilmesidir.Partiler arasındaki rekabetin yasal zeminlerde yapılmasıdır. Vatan coğrafyasının bir veya bir kaç kişinin kaprisleri ile yönetilmemesidir.  Kimsenin elindeki yetkiyi  toplumu susturmak veya korkutmak için kullanmamasıdır. Ülkücü karakter bu gibi durumlarda bütün  şahsi meselelerini bir tarafa bırakır ve kimliğine bakmadan mazlumun yanında olur.

Önceki gün sn Cumhurbaşkanı çok talihsiz bir ifade kullanarak sn. Meral Akşener'i  hapishaneye göndermekle tehdit etti. "Birileri şu an cezaevinde süre dolduruyor, aynı yola sen de düşebilirsin," dedi. Bu açıkça muhalefeti bir susturma girişimidir ve asla kabul edilemez. Sn Akşener ile olan şahsi kırgınlığım böyle bir tehdide karşı susmamı gerektirmez.Bizim hesabımız kendi aramızdadır ve asla başkaları üzerinden görülebilecek bir hesap değildir. Kime yapılırsa yapılsın bu tip demokrasi ahlakına uymayan söz ve davranışlara tepki göstermek bu ülkeye karşı sorumluluğumuzdur. Üstelik geçmişte hukukumuz olan bir hanımefendiyi de yad ellere ezdirmek gibi bir huyumuz yoktur.

Bu sözler kime yapılırsa yapılsın yanlıştır, tepkimiz kime yapıldığı ile ilgili olmaktan çok bu sözlerin bizzat kendisinedir. Sn Bahçeli'ye de yapılsa, sn Karamollaoğlu'na,sn Kılıçdaroğlu'na  da yapılsa aynı tepkiyi göstermekten imtina etmezdim.  Bu ifadelerden anlaşılıyor ki sn Cumhurbaşkanımız ülkücüleri tanımıyor. Ufak tefek kavgalara bakıp da kimse eski dostlarımızı yalnız bırakacağımızı sanmamalıdır.  Korku bizim en son düşündüğümüz şeydir, tehdit ise bizi korkutmaz, bir araya getirir. Demokrasi dışı bir muameleye kim muhatap olursa olsun yanında olmak bizim için ahlaki bir yükümlülüktür.

Sn. Akşener bugün Samsun'da yaptığı konuşmada "Buradan, harbiden delikanlı gibi soruyorum ve de sana sesleniyorum. Sen bizleri hapse attırmak isteyebilirsin ama vallahi de billahi de ben sana Trump’tan dayak yedirtmem." dedi.

Adalet gibi demokrasi gibi değerlerimizin yaşaması ve   insanımızın mutluluğu için vazgeçilmez değerlerin yaşatılması adına haksızlık karşısında susmamak ve  gücün yanında olmak yerine, inandığımız ilkeleri savunmak adına kim olduğuna bakmadan duygu ve inançlarımızı yüksünmeden yazarız.

Bugün Sayın Meral Akşenerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a biz seninle kavga ederiz ama dışarıya da yedirmeyiz sözünden sonra, ülkemizin böyle gerginliğin yumuşaması için gerginliklerin azaltılması için hamlelere ihtiyacı olduğunu görerek ben de bir yazı kaleme aldım.

Bu bir siyasi hesap ya da kişilere yaranmak veya başka duygularla yazılmış bir yazı değil sadece kendimi bildim bileli inandığım ilkelerin doğrultusunda yazılmış bir yazıdır.